25 Aralık 2021 04:40

Belirsizlik günlerinde kur korumalı TL vadeli siyaset

umhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe'de 15 Temmuz Demokrasi Müzesi mevkisindeki Millet Ormanı'nda, Milli Ağaçlandırma Günü Fidan Dikim Töreni'ne katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'a Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay (sağ) ve Macaristan Başbakanı Victor Orban da (sol) eşlik etti.

Fotoğraf: Murat Çetinmühürdar/TCCB

Paylaş

Ekonomik kriz dönüşerek derinleşiyor. Emekçilerin uzunca bir süredir yaşadıkları açlık sınırına yakın yoksulluğa, sermaye sahiplerinin belirsizlik ve istikrarsızlıktan kaynaklanan sıkıntıları da eklenmiş durumda. Günler yanında artık geceler de sürprizlerle dolu. Neredeyse 24 saat ivmelenen ekonomi gündeminin tek sabitesi dinmeyen bir belirsizlik hali. Sürecin temel tetikleyicisi ise bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından ve mutlaka gür bir sesle duyurulan ‘yeni’(!) çözüm planları. 

Belirsizliğin ve kur yükselişinin zirveye ulaştığı hafta başında kabine toplandı. Erdoğan, toplantı sonrasında yaptığı ‘umut dolu’(!) bir açıklama ile gündeme oturdu. Türk lirasından dövize kaçışın önüne geçmek için, TL cinsinden mevduat geliri kur altında kalırsa, aradaki farkın Hazineden ödeneceğini duyurdu. Ancak ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ olarak adlandırılan üründen kimin, nasıl, ne süreyle yararlanacağı konusu belirsizliklere yenilerini eklemiş oldu.

İktidarca yaratılmış krizin bedelinin gelecek kuşaklara ödetileceğini, mevduat sahibinin zararının ücretlinin vergisinden ayrılan payla karşılanacağını, ‘yaratıcı bir buluş’ olarak dinledik. Bunun aslında örtülü bir faiz indirimi olduğunu ve yükün bütçeye kalmasının önce parasal genişlemeye, devamında enflasyonist baskıya dönüşeceği gerçeğini de programı açıklayanlardan değil, sorumluluk sahibi ekonomistlerden öğrendik.   

Tüm bunlar olurken, belirsizlik sürecinin bir siyasal manevra alanı haline getirilmesine tanık olduk. Kurun müthiş bir yükselişe geçtiği, halk ekmek kuyruklarının uzadığı, piyasada fiyatın oluşamadığı bir anda malum kurtarıcı(!) yine şapkasından tavşan çıkardı. Davul ve zurnalarla kutlanan ‘kurtarma planı’, propaganda aygıtının bütün kanallarında taze bir başlangıç olarak alkışlandı.

* * *

Erdoğan rejiminin, kendi yarattığı ekonomik krizi dış ve iç güçlerin komplosuna bağlayan yaklaşımı ve buna yönelik “çözüm” paketi Amos Tversky ve Daniel Kahneman’ın ünlü ‘Asya hastalığı deneyi’ni akla getirmektedir (1979). Tversky ve Kahneman’ın araştırmasının temel amacı, üzerinde karar verilmesi gereken belirsiz bir durumla karşı karşıya kalındığında, problemin ifade edilme biçiminin, o konuda verilen kararlar üzerindeki etkisini ölçmektir.

Deneyde iki ayrı gruba ayrılmış katılımcılara kurgusal bir salgın hastalığın olası sonuçlarına ilişkin aynı belirsizlik senaryosu farklı şekilde verilir. Metinler aynı içeriğe sahip olmasına rağmen grup A için hazırlanmış metinde süreç olumlu yanlarına vurgu yapılarak yazılmışken, grup B üyeleri negatif boyutun öne çıkarıldığı bir metin okur. Deneyin sonuçları meselenin ifade edilme, araştırmacıların deyişiyle ‘çerçevelenme’ biçiminin, konuya ilişkin kararları etkilediğini göstermiştir.

Deneyin A senaryosu içinden geçtiğimiz kronik belirsizlik günlerinde, ‘kur korumalı TL vadeli mevduat’ paketinin içerdiği belirsizliği yönetme gayretinin söylemini çağrıştırmaktadır. Kazancı öne çıkaran bir çıkış planı olarak şekillenen ve peşinen kutlanmaya başlanan adımın, krizden şaşkına dönmüş yurttaşları riskten kaçınarak siyasal iktidarın önerdiği ‘kesinlik içeren’ seçeneğe yöneltme umudu içerdiğini düşünmek mümkün görünmektedir.

* * *

Neden ‘belirsizlik’ içinden geçtiğimiz dönemi anlamak için önemli bir anahtardır? Son yıllarda Türkiye’de belirsizliğe yapılan siyasal yatırımın nedeni ne olabilir?

Belirsizlik, siyasal ve yönetsel ihtimalleri şekillendirir. Belirsizlik ortamı, içinde yeni sosyal ve siyasal mühendisliklerin oluşturulmasına uygun bir iklim sağlar. Despot olasılıklara cesaret verir. Belirsizliğin bunaltıcı atmosferinde kitlelerin otoriteye teslim olmaları, geri adım atmaları beklenir. Baskıdan bunalmış, açlıktan yorulmuş kitleye sunulan ve daima belli dozda belirsizlik içeren anlatıda, öfkenin yöneltileceği kullanışlı ‘öteki’ler mevcuttur. Tünelin sonundaki ışığın kendisiyle geleceğini iddia eden sözün sahibi, aslında kendi ürünü olan sıkışmışlığı mobilize etmeyi arzu eder.

Belirsizlik baskı rejimlerinin bel kemiğidir ve sınıflı toplumlarda belirsizlik bile eşit paylaşılmaz. Puslu hava avcının işini kolaylaştırır. Belirsizlik yalnızca bilgi ve şeffaflık eksikliği olarak dar anlamda yorumlanmamalıdır. Egemene kitleleri çaresiz bırakma ve kendi konumunu parlatma imkanı sunar. Yaşamın her alanında en alttakilerin, sesini duyurmakta zorluk çekenlerin iradesini bastırmak için gereken sisli ortamı sağlar.

Son tahlilde belirsizlik, kendisine şekil veren anlatının izini taşır. Katlanılması gereken bir gelecek anlatı üzerinden, onun bağrında ima edilir. Ancak manipülasyona yol veren belirsizlik ortamı mutlak değildir. Baskıya ve göz bağına zemin sunan kurtarma anlatısı eninde sonunda etkisini yitirir. Sıkı emeğe dayalı deşifrasyon ve kolektif eylem bu süreci hızlandırır.

* Kahneman, D. ve Tversky, A. (1979). Prospect Theory: An Analysis of Decision under Risk. Econometrica

(XVLII), 263-291.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa