1 Temmuz 2011

Sorunun ne olduğunda uzlaşmadan çözüm yolunda uzlaşma aramak, arabayı atın önüne bağlamaktır. Bu nedenle önce sorunun analizini doğru yapmak gerekir.

Sorun bir kısım tutuklu vekilin geleceği ya da iki partinin buna bağlı olarak alacağı tutum ise çözüm de kolaydır. Yok eğer sorun tümüyle çöken bir hukuk düzeni, tıkanan sistem krizi ise bunun sonucu olarak gelişen fotoğrafa takılıp kalmak yanıltıcı olur.

Bir an için varsayalım ki bu gün yaşadığımız gerilim hiç yaşanmamış olsun. CHP yemin etsin, Blok Meclise gitsin vs. Bu durumda yapısal bir sorunun olmadığından mı hareket edeceğiz? Ya da bazit adımlarla tutuklu vekillik sorunu çözülmüş olsun. O zaman sorunlarımız çözüldü mü diyeceğiz ?

Ergenekon, Balyoz ya da KCK davaları çok iyi gidiyordu, zaten adalet sistemimizde gayet iyi işliyordu  ama bir yol kazası mı yaşadık ? Anayasa ve TCK gibi temel yasalarda ciddi bir sorun yok ama bunun yorum ve uygulamasından kaynaklı bir tıkanma ile mi karşı karşıyayız?

Hatip Dicle dahil tüm vekiller Meclise girse Kürtlerin tüm talepleri yerine getirilmiş mi sayılacak ?

Semboller ve sonuçlarla, sebepleri birbirine karıştırmadan tartışmalıyız. Çözümü ise sorunun sebeplerine inerek aramalıyız.

Son gerilim sorunun sebepleri ile yüzleşme ve derin bir hesaplaşma için tarihi fırsatlar sunmuştur. Artık hiçbir şey olmamış gibi davranarak yeni bir sayfa açmak halkı kandırmaktır.

İşte tüm bu nedenlerle yeni anayasa için köklü bir kopuş ve kurucu irade gerekmektedir.  Yeniden kuruluş sürecini inşa edebilecek bir yetkinlikte kendini görmeyen, hatta mevcut durumun suç ortağı olan kurumlar böyle bir anayasa yapma hakkını tek başına kullanamazlar.

Siyasetin antidemokratik yapılandığı bir ülkede, toplumsal beklentiyi karşılayacak bir hukuk düzeni için siyasetin de yeniden dizayn edilmesi kaçınılmazdır.

Yargıyı, askeri ve diğer kurumları demokratikleştirmeye çalışan siyaset, işe kendinden başlarsa inandırıcı ve başarılı olur.

evrensel.net

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Yüzsüzlük seferberliği

Yüzsüzlük seferberliği

“Vergide adalet” sözünü ağzından düşürmeyen Maliye Bakanı Şimşek’in başlattığı seferberlikten yine sermayeye kıyak çıktı. Bütçede sermayeden alınacak 2.2 trilyon TL vergi gelirinden vazgeçen iktidar, trilyonlarca liralık gelir elde eden 100 şirketin, 62.5 milyar liralık vergisini erteledi. Yüksek enflasyon nedeniyle Türkiye’nin en zenginleri listesinde yer alan patronların ödeyeceği vergi kuşa dönecek.

Borsa İstanbul’da işlem gören ve 2024 yılında 3.6 trilyon TL gelir elde eden 100 büyük şirketten 62.5 milyar TL tutarında vergi tahsil edilmedi.

Türkiye’nin en zengin 10 ismine ait sadece 8 şirketin toplam 18 milyar TL’lik vergi borcu ertelendi.

Çevre Bakanı Kurum’un Emlak Konut Genel Müdürlüğü döneminde özelleştirilen Emlak Konut’tan tahsil edilmesi gereken 6.9 milyar TL tutarında vergi alacağı ertelendi.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
MEB’in tarikatlardan sonra Ülkü Ocaklarıyla protokol imzalamasının ardından Ülkü Ocaklarının okullarda düzenlediği etkinliklerin propaganda ve eleman kazanmaya dönüştüğü iddiaları gündeme geldi

Evrensel'i Takip Et