29 Aralık 2021 04:58

İBB’ye kayyum atamaya kadar varacak bir operasyon

Ekrem İmamoğlu

Fotoğraf: İBB

Paylaş

Son bir haftadan beri kamuoyu 20-21 Aralık günleri yapılan, faizi dolara endeksleyen, ama tartıştıkça arkasından yeni soygun skandallarının çıktığı, bizzat Hazine ve Maliye Bakanının “Küçük yatırımcının çarpıldığı”nı itiraf ettiği operasyonu tartışıyordu. Ki, pazar akşamı saat 20.00 sıralarında İçişleri Bakanlığının hesabından atılan bir tweet, finanstaki büyük vurgun operasyonunu gölgede bırakacak biçimde gündemi dalgalandırdı.

Çünkü bu tweetle İçişleri Bakanı Soylu, İstanbul Büyükşehir Belediyesinde (İBB) İmamoğlu döneminde işe alınan 557 kişinin “terör örgütleriyle iltisaklı/irtibatlı” olduklarını iddia ediyor, bu nedenle de İBB’de “özel bir teftiş” başlatıldığını duyuruyordu.

İddia yeni değildi. Bakan Soylu, bakanlığının bütçesinin görüşüldüğü sırada TBMM Genel Kurulunda bu iddiayı ortaya atmıştı. Ama o günden sonra geçen iki hafta içinde İBB’deki bu “teröristler” hakkında herhangi bir girişim yapılmamıştı! Ama, geçtiğimiz pazar günü partili belediye başkanlarını toplayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soylu’nun “İBB’deki teröristler”le ilgili iddialarını tekrarladıktan sonra, “Önümüzdeki yıldan itibaren bunların (CHP’li belediye başkanlarının) insan içine çıkacak yüzleri kalmayacaktır” diyerek işareti vermişti.

Söz konusu tweetin, Erdoğan’ın bu konuşmasının hemen arkasından pazar günü, akşam saatlerinde atılması elbette ki, bu tweetin Soylu’nun inisiyatifiyle değil Cumhurbaşkanının işareti üzerine atıldığını göstermektedir.

‘TERÖRİSTLERE’ KARŞI DEĞİL İBB’YE; HUKUKİ DEĞİL SİYASİ BİR OPERASYON

Nitekim bu tweetten sonra siyaset ve medyadaki tartışmalara bakıldığında; başlatılan operasyonun “teröristlere” karşı değil İBB’ye ve İBB Başkanı İmamoğlu’ya yönelik olduğu, Erdoğan’ın işaretiyle başlatıldığı, hukuki değil tamamen iktidarın amaçlarıyla bağlantılı siyasi bir operasyon olduğu konusunda yandaşlar dışında hemen herkesin hemfikir olduğu görülüyor.

İki gündür yapılan tartışmalara bakıldığında bu operasyona; Erdoğan’ın İBB’nin iki kez yenilerek kaybedilmesini hazmedemediğinden Cumhurbaşkanlığında karşısına çıkabilecek İmamoğlu’nu itibarsızlaştırmak istenmesine, İBB’nin dikkatinin içerideki soruşturmalara çekilerek hizmetlerin engellenmesinden diğer CHP’li belediyelerin de hizmete yönelik dikkatlerinin dağıtılmasına, “ani” ya da “baskın seçim” hazırlığından İBB’ye kayyum atamaya yönelik bir adım olduğuna kadar çeşitli amaçlar yüklenmektedir.

Hiç kuşkusuz sözü edilen amaçların her biri için haklı da görülebilecek çok kanıt öne sürülebilir. Ama içinden geçilen dönemle birlikte Erdoğan ve tek adam yönetiminin stratejik amacı dikkate alındığında sözü edilen amaçların her biri herhalde bu operasyonun bonusu olabilecek mahiyettedirler.

‘TOPAL ÖRDEK TAKTİĞİ’NDEN ‘KAYYUM OPERASYONU’NA!

Çünkü iktidarın tek amacı iktidarda kalmaktır. Ancak; gerek AKP gerek Cumhur İttifakı kamu desteğini sürekli olarak kaybettikleri bir mecraya sürüklenmişler, Türkiye ölçülerinde bile normal sayılacak bir seçimi kazanma şanslarını yitirmişlerdir. Bu yüzden de en azından yerel seçimlerden beri, tek adam yönetimi, normal yollardan bir seçimi kazanarak iktidarda kalmak için seçmen tabanını genişletecek girişimler yapmayı ikinci, üçüncü plana iterek, iktidarda kalma stratejisinin merkezine, halk indinde muhalefeti iktidar seçeneği olamayacak biçimde ezerek etkisizleştirmeyi koymuş bulunmaktadır. Bunun için de elinde bulundurduğu polis, yargı, idare, mali… devletin güçlerini ve tabii milliyetçi ve dinci paramiliter güçleri de sonuna kadar kullanmaktan imtina etmeyecektir.

Burada neden İstanbul ve İmamoğlu sorusuna da kısaca değinmekte yarar var.

Çünkü Erdoğan, yerel seçim sürecinde yandaşlarına; “İstanbul’u kaybeden Türkiye’yi kaybeder” derken bunu yandaşlarını kamçılamanın yanında ve asıl olarak da çok partili döneme girilmesinden beri geçen 75-80 yılın kanıtladığı bir gerçeği de ifade etmiştir.

Üstelik Erdoğan ve partisi yerel seçimde İstanbul’da iki kez yenilmiştir.

Nitekim yerel seçimlerde önemli büyükşehirlerde kaybetmesinden sonra Erdoğan; “Bunlar topal ördek. Belediye meclislerinde çoğunluktayız. Merkezi iktidarda da ben varım. Bunları çalıştırmayacağız” diyerek muhalif belediyelerin çalıştırılmayacağını açıkça ilan etmişti.

Erdoğan muhalif belediyeleri, “topal ördek” yapmak için iki buçuk yıl içinde elinden geleni fazlasıyla yapmış, bu tutum HDP’li belediyelere kestirmeden kayyum atamaya kadar vardırılmıştır!

Şimdi de burada; “İktidar bu son operasyonla, İBB’ye kayyum mu atamak istemektedir?” sorusu gündeme gelmiştir.

‘GÖK KUBBEYİ BAŞLARINA YIKARIZ’ SLOGANI ‘GÖK KUBBEDE HOŞ BİR SEDA’ OLARAK KALMAYACAKSA…

Bu sorunun yanıtı, eğer attığı adım İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin demokrasi güçleri, CHP başta olmak üzere muhalif güçleri bu operasyonun sadece İBB’ye değil kendilerine de yönelik olduğunu görerek gerekli tepkiyi göstermezse, örneğin CHP sözcüleri “Gök kubbeyi başlarına yıkarız” diye tekrarlamaya başladıkları sloganlarının gereğini yapmak için “gök kubbe”nin direklerini kesmeye başladıklarını gösteren bir mücadele çizgisine girmezlerse bilmeliyiz ki iktidar İBB’ye kayyum atamak için kimsenin gözünün yaşına bakmayacaktır.

Türkiye’nin demokrasi güçleri gerekli tepkiyi göstermediği için, tek adam yönetiminin HDP’li belediyelere kayyum atamayı başardığını unutmamalıyız!

Dolayısıyla tek adam yönetiminin bu operasyonda nereye kadar gideceğini de kamuoyundan yükselecek tepkinin boyutu belirleyecektir!

Çünkü seçimle kaybedilen İstanbul’u, “Reis’in kayyumla geri alması” olarak gösterilip, çekirdek seçmen, “Biz seçimi kaybetsek bile Reis kaybetmez, bizim kaybettiğimizi de kendi yöntemleriyle geri alır!” denerek motive edilecektir!

“Hak, hukuk, demokrasi, insan hakları, adalet, siyasi ahlak, halk iradesi… mi?”; eğer bunların iktidarda kalmasına yaramıyorsa, bunların “eski Türkiye’nin değerleri” denerek çöpe atılacağı apaçıktır!

Yıllardır bunu görmüyor muyuz?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa