02 Ocak 2022 04:50

Sinema 2021/2: Türkiye sinemasının dolarizasyonu!

sinema bileti

Fotoğraf: Pixabay

PAZAR
Paylaş

Bu başlığı ekonomistlerden ödünç aldım. Hatırlatalım: “Bir ülkede yaşayanların yabancı para birimlerini kendi paraları yerine ve/veya paralel olarak kullanmaları durumu” olarak tanımlanıyor dolarizasyon. İşte 90’lı yıllardan sonra Türkiye sineması bir kez daha, hesapları dolarla tutulan Hollywood filmlerinin işgali altında. Yani pandemi öncesinde başlayan seyircinin Hollywood’a yönelimi artarak devam edecek mi? Benim buna cevabım ‘evet’e daha yakın açıkçası.

Bu durumu anlamak için birkaç yıl geriye gitmemiz gerekiyor. Malum, pandemi öncesine kadar Türkiye sineması Avrupa’da izlenme oranı açısından Hollywood’a karşı yüzde ellinin üzerindeki tek sektördü. Onca koruma kanuna rağmen Fransa bile bunu başarabilmiş değil. Dünya’da da Kore, Çin ve Hindistan gibi çok güçlü sinemaları olan ülkeler benzer bir özelliğe sahip. Ki, bu üç ülkede üretilen filmlerin bir kısmının dünya çapında da gelir getirdiği biliniyor. Bizimkisi gibi ‘yerli ve milli’ değiller.

Türkiye sineması 2005-2019 yılları arasında gözle görülür bir gelişme kaydetti. Bu süre zarfında seyirci sayısı 27 milyondan, 70 milyona ulaştı. 2005’te vizyona giren yerli yapım adedi 30 iken 2018 yılında 170 oldu. Türkiye, 2008 yılından itibaren yerli yapımların izlenme oranının yüzde 50’yi aştığı tek Avrupa ülkesi olarak istikrarını sürdürdü. 2018 yılında sinema salonlarında kesilen 70 milyonu aşkın biletin yaklaşık 45 milyonu yerli yapımlar içindi. Ancak 2018, uzun süredir düzenli olarak (2016 hariç) büyüyen gişe rakamlarının durduğu ve gerilediği bir yıldı aynı zamanda. Bir yıl önce 71.1 milyon olan seyirci sayısı, 2018’e geldiğimizde yaklaşık 800 bin azalmıştı.

Aslında bu tür iniş çıkışlar telafi edilebilir şeylerdir. Ancak Türkiye’de sektörün bir krize gireceği yıllardır yazılıp çiziliyordu. Üretim, dağıtım ve gösterim ağlarının tekelleşmesinin yaratacağı sonuçlara, giderek tek tipleştirilen ve aynı filmi talep edip duran seyirci de eklendiğinde, bir bıkkınlığın oluşacağı var sayılıyordu. Buna en güzel örnek, Şahan Gökbakar’ın “Recep İvedik” dışındaki karakterlerinin tutmaması, seyircinin o filmlere yüz vermemesi gösterilebilir. Seyirci ister istemez alıştırdığınız karakteri görmek, garantili gülme seansı satın almak istiyor.

2019 ise yerli sinema açısından büyük bir gerilemeyi açığa çıkardı. Sektörün büyük yapımcılarının iktidarın kapısında sıraya girip “sinema salonları gelirimizi gasp ediyor diye ortalığı ayağa kaldırdıkları dönemi hatırlayacaktır sektörü yakından takip edenler. Tabii ki sektörün gidişatını görüp önlem alma çabalarıydı bunlar ama işe yaramadı. 2019, yaklaşık 11 milyon adetlik bilet azalışıyla tamamlandı. Yerli sinema 59.5 milyon adetlik bilet satışında 33.7 milyon ile yüzde ellinin üzerindeki pazar payını koruyordu ilk bakışta. Ancak geleceği şekillendirecek çok önemli iki veri vardı bu yılın rakamlarında. Malum, rakamlar nasıl yorumladığınıza bağlı olarak anlam kazanıyor.

Bu rakamlardan ilki, yaklaşık 11 milyon olarak belirttiğimiz seyirci kaybının tamamının yerli sinemadan gitmiş olmasıydı. 2018’de 44.6 milyon olan yerli film bilet adedi, bir yıl içinde yüzde 25 azalarak 33.7’ye geriledi. Yabancı filmlere kesilen bilet adedi ise her iki yıl için 25.7 milyon adet oldu. İkinci olarak 2012’den beri top onda yer alan film adedi sekizin (2014’te tamamı) altına düşmemiş yerli sinema bu yıl listeye altı film sokabilmişti.

2020 yılını sağlıklı değerlendirmek ise mümkün görünmüyor. Birkaç nedenden ötürü. Öncelikle pandemi nedeniyle ancak mart ayının yarısına kadar açık kalabilen sinema salonlarındaki verileri sağlıklı değerlendirmek biraz zor. Sonbahardaki kısıtlı açılmayı göz ardı edersek, bu 2.5 ay zarfında 17.4 milyon adet bilet satılmış. Bu rakamın 13.9’u yerli filmlere ait. Ancak bu durumdan hareketle yerli filmlerin bir yükselişte olduğunu saptamak doğru olmayacaktır. Çünkü kasım-nisan ayları aralığı gişe beklentisi yüksek yerli yapımların vizyona girdiği dönemi kapsıyor. Bu dönem seyircinin de salonlara gittiği bir dönem. Ayrıca pandeminin yayılma hızını gözeten Hollywood yapımcıları ertelemelere başlamıştı. Buradan devam edersek yaz ayları da büyük stüdyoların süper kahramanlı, aksiyonlu filmlerinin geçidine sahne oluyor. Kişisel öngörüm, 2020 yılının normal geçtiği koşullarda toplam ve yerli seyirci adedindeki düşüşün devam edeceği şeklinde.

Ama 2021’de salonların altı aydır açık olduğu düşünüldüğünde kesin konuşmadan bazı tespitler yapabiliriz gibi. Bu yazı kaleme alınırken, son hafta hariç 2021 yılında 12.1 milyon adet bilet satılmıştı. Yani 12.5 milyon civarında bir bilet satışı gerçekleştirilmiş olacak yıl sonu itibarıyla. Yaklaşık 300 milyon Tl’lik bir gişe rakamı demek bu. Bu arada yeri gelmişken, pandemi öncesinde 16.5 tl olan bilet fiyatı ortalamasının şu an 23 Tl civarında olduğunu hatırlatalım. 2021’in şaşırtıcı rakamı ise yerli filmlerin bu toplam içindeki payı. Sadece 2.8 milyon adet bilet satılmış. Yani 2021’de kesilen her yüz biletin sadece 22’si yerli filmler için. Aynı yıl 203 yeni filmin vizyona girdiğini bunların 78 adedinin yerli olduğunu belirtelim. Bu da yüzde 38’in biraz üstü.

2021’in top 10 listesinin yedi filmini ise artık yerli olmayan yapımlar oluşturuyor. Listeye dördüncü sıradan girebilen ilk yerli yapım “Akif”in bilet fiyatı ortalamasının 10 TL olduğu düşünüldüğünde, yaklaşık 650 binlik bilet satışının büyük kısmının okulların toplu gösterimlerinden geldiği gerçeği ortaya çıkıyor.

Kuşkusuz bu gerilemede Şahan Gökbakar, Cem Yılmaz, Gupse Özay, Ata Demirer gibi gişesi garantili işlere imza atan isimlerin filmlerinin yokluğunun payı çok büyük. Önümüzdeki dönemde bu isimlerin yapımları vizyon salonlarına biraz hareketlilik katsa da yerli sinemanın pazar payının düşmeye devam edeceğini, Marvelizmin Türkiye sinemasını da egemenliği altına alacağını olasılık dışı bırakamayız. Üstelik bu isimlerin (ve diğer gişe filmlerinin) yapımcıları şu sıralarda çok daha kolay yoldan para kazanmanın yolunu buldular. Evet, doğru tahmin ettiniz, Netfilix ve diğerleri. Cebinizden hiç para harcamadan, seyirci gelir mi diye tedirgin olmadan, vizyona koysanız alıştığınız rakamların altında seyircinin izleyeceği filmleri çekmekte beis görmeden mis gibi kazanç kapısı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa