Bir yazarın hazin sonu

Vargas Llosa | Fotoğraf: Daniele Devoti/Wikimedia Commons (CC BY 2.0)
Birbirinden farklı varyantlarla devam eden Covid 19 salgını, artan enflasyon ve ekonomik zorluklar 2021 yılına damga vuran meseleler oldu. Bunun yanında özellikle Latin Amerika’da yeni bir ilerici safhaya işaret eden politik gelişmeler yaşandı. Ufak bir farkla Peru’da, daha sonra Honduras’ta ve en sonunda da Şili’de siyasi yelpazenin ‘solunda’ yer alan adaylar başkan seçilmiş, Meksika ve Arjantin’den sonra bölgede yeni bir ilerici dalga mı geliyor sorusunu beraberinde getirmişti.
Her ne kadar Türkiye’de bazı ‘otoriteler’ ve dünyada kendisini sol olarak tanımlamak isteyenlerin kendilerinden tasdikname alması gerektiği noterler ‘Bunlar da sol mu bildiğin liberal, sevinmeyelim’ kolaycılığına kaçmakta zaman kaybetmeseler de, Latin Amerika’da sağ ve aşırı sağ bölgede genel bir değişim havasının var olduğunun farkında. Kolombiya’da mart ayında senato seçimleri, mayıs ayında ise başkanlık seçimleri var ve ilk defa sol bir adayın, Gustavo Petro’nun seçimlere anketlerde önde gittiğini görüyoruz. Benzer bir biçimde ekim ayında Brezilya’da gerçekleştirilecek başkanlık seçimlerinin -her ne kadar önümüzde 10 aylık uzun bir süre olsa bile- favori adayı Lula. Yani 2022’yi bölgede, sol dalganın en güçlü olduğu yıllarda bile görmediğimiz bir biçimde sol ve sosyal demokrat iktidarların hakim olduğu bir biçimde bitirmemiz mümkün görünüyor.
Hiç şüphesiz politik mücadele sadece seçim sathında gerçekleşmiyor. Latin Amerika sağı dünyanın en örgütlü ağına sahip; aydınlar, gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, eski ve aktif siyasetçiler, birden fazla vakıf, araştırma enstitüsü, çalışma grubu sayesinde sürekli olarak bir araya geliyor, konferanslar ve toplantılar düzenliyorlar. Bu çabanın son yıllardaki en tanınmış ve öne çıkan sözcülerinden biri ise Nobel Ödüllü Ünlü Yazar Mario Vargas Llosa oldu. ‘Şehir ve Köpeklerin’ efsane yazarı, Pablo Neruda’nın mısralarını Machu Picchu’da binlerce metre yükseklikte ölümsüzleştiren, Meksika’da binlerce sayfalık analizi iki kelime ile özetleyecek ‘mükemmel diktatörlük’ kavramının müellifi Vargas Llosa kendisini artık neredeyse halk düşmanı ve faşizan bir hareketin sözcüsü olarak tanımlanabilecek bir yerde konumlandırdı.
Yazarın, okuyucularını şok eden serüveninde neler yok ki? Venezula’ya uluslararası toplumun daha güçlü bir biçimde baskı yapması talebini önemsiz bir ayrıntı haline getiren bir serüven bu. Yazar, Jair Bolsonaro’nun seçilmesi ile yaşanan şoku ve korkuyu dindirmeye çalışan ilk kişilerden biri olmuştu, Sergio Moro’nun adalet bakanı olarak atanmasını işaret ederek yeni hükümetin aslında o kadar kötü olmayacağını, ülkeyi İşçi Partisi iktidarının ürettiği yolsuzluğa geri dönme korkusunu ortadan kaldırdığı, Bolsonaro ile faşizme doğru yol alındığının düşünülmemesi gerektiğini söyledi.
2018’de Meksika’da iktidarın sola dönmesinin de en büyük eleştirenlerinden olarak Meksika sağının referans isimlerinden biri haline geldi. Peru’da Keiko Fujimori’yi ‘kerhen’ destekleyerek halkı Castillo’ya karşı oy vermeye davet etti. Şili’de Boric’e karşı aşırı sağcı Kast’ı destekledi, Kast’la gerçekleştirdiği zoom görüşmesini, ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu belirterek bitiriyordu. Kasım ayında Florida’da gerçekleşen bir toplantıda desteklediği adayların neden kaybettiğini anlatırken ise netti, Latin Amerika’da halk yanlış biçimde oy vermekteydi.
Vargas Llosa’nın sistematik olarak aşırı sağcı ve nefret söylemi içeren adayları desteklemesi, demokratik seçim süreçlerini değersizleştirmesi yazarın yaşadığı çöküşü kanıtlamaktadır. 2021’de Fransızca yazmayan ilk üye olarak girdiği ve ‘ölümsüzler’ arasına katıldığı Fransız Akademisinden de şimdi bu yüzden kovulması gerektiği yönünde itirazlar yükseliyor. Vargas Llosa ise diktatörlere hep karşı durduğunu, halkların yanlış yapma hakkı olduğunu kabul ettiğini, kendisinin de sadece bu yanlışları işaret ettiğini söylüyor. Ancak demokrasi ve özgürlük masalları ile yutturmaya çalıştığı kendi sınıf çıkarlarının artık yenilir yutulur olmadığının farkında değil, verdiği savunma da bu sebeple anlamsızlaşıyor.
Evrensel'i Takip Et