Evrensel için yeni bir dönem
Reklamları Kapat

log4j’nin gösterdikleri: Özgür yazılımlar ve tekeller – IV

Fotoğraf:eflon/Flickr CC BY 2.0

Son üç yazıda log4j vakasından yola çıkarak modern dijital dünyanın temel altyapısını da oluşturan açık kaynaklı ve özgür yazılımların yarattığı ekonomik büyüklüğü ve teknoloji şirketlerinin bu yazılımları var eden çoğunluğu gönüllü ve ücretsiz emeğin üzerine nasıl oturduğundan bahsetmiştik. Bugün geçmişe kısa bir ziyaretin ardından önümüzü görmeye çalışacağız.

’90’ların sonu, 2000’lerin başlarında “başka bir fikri mülkiyet”, “başka bir dijital dünya” ve “başka bir yazılım geliştirme” olarak özetleyebileceğimiz yaklaşımların birleşimi ile açık kaynak ve özgür yazılım hareketleri ciddi ivme kazanmış hem geleceğin dijital altyapılarının hem de bugün dahi yaygın olarak kullandığımız çeşitli yazılımların temellerini atmıştı. Zaman içinde irili ufaklı şirketler bu modelleri kendi çıkarlarına kullanmanın yollarını buldu. 2001’de Linux’ı fikri mülkiyet bağlamında bir kanser olarak gören Microsoft dahi bugün sırtını farklı alanlarda açık kaynaklı ve özgür yazılımlara yaslıyor. Sırtını yaslamanın da ötesinde bugün Microsoft da dahil neredeyse tüm teknoloji devleri ve Internet’in kendisi açık kaynaklı ve özgür yazılımlara mecbur haldeler. Yarattıkları bütün bu maddi büyüklüğe karşılık olarak geliştiricilerin payına düşen ise devede kulak bile olamıyor.

Sorun esas olarak açık kaynaklı ve özgür modellerle kapitalizm arasındaki kan uyuşmazlığında. Normalde söz konusu modellerin lisanslarına “gayriticari” ibaresini eklemesi, sonrasında da ticari kullanımları ücretlendirmeye çalışması teoride mümkün. Konuyla ilgilenen çevrelerde sıkça tartışılmış, zaman zaman da denenmiş ve ciddi bir sonuç alınamamış bir yöntem bu. En iyi ihtimalde yazılımın yaygınlığını ciddi şekilde aşağı çekiyor. Şirketler açık kaynaklı bir yazılıma para vermektense başka çözümlere yöneliyor. Üstelik şirketlerin sorun olarak gördüğü sadece açık kaynaklı yazılıma para ödemek de değil. Açık kaynaklı ve özgür yazılımların lisanslarında yer alan ancak işlerine gelmeyen maddeleri uygulamak konusunda da çoğunlukla bir o kadar ketumlar.  Bu konuda son örneklerden biri TikTok’un yeni canlı video yayın yazılımı. Yazılımın GNU Genel Kamu Lisansı (GPL) ile lisanslanmış Open Broadcaster Software’in (OBS) kodlarını (ç)alıntıladığı iddia ediliyor. Normalde GPL ile lisanslanmış bir kodu kendi yazılımınızda kullandığınızda bu yeni yazılımı satacak ya da dağıtacaksınız GPL, yeni yazılım da dahil tüm kaynak kodlarını erişime açmanızı gerektirir. TikTok yeni yazılımlarının kaynağını mı açacak yoksa OBS kodundan mı kurtulacak hep birlikte göreceğiz.

log4j’nin ardından muhtemelen iri kıyım bazı teknoloji şirketleri açık kaynaklı ve özgür yazılımların geliştirilmesine maddi katkılarını arttırabilir. Ancak alanın büyüklüğü ve geliştirici sayısı göz önünde bulundurulduğunda bu tip maddi katkıların sorunu çözmenin yakınından dahi geçemeyeceği en iyi ihtimalde bazı projelere bir nebze de olsa yama olabileceğini öngörmek güç değil. Öte yandan aradaki bütün çelişkilere rağmen sistemin bugün gelinen noktada açık kaynaklı ve özgür yazılımlardan tümüyle vazgeçmesi de mümkün görünmüyor. Geliştiriciler açısından ise daha kısıtlayıcı lisanslar yaygınlaşamamayı da beraberinde getiriyor. Maaşlı işlerinin yanında bir boş zaman etkinliği olarak, hobi olarak Internet’i ve modern dijital altyapımızı ayakta tutan açık kaynak geliştiricileri ile şirketler arasındaki bu çelişkinin kapitalist sistem içinde çözümü mümkün görünmüyor. Ancak kapitalizm bu geliştiricilere mevcut bağımlılığı nedeni ile bu çelişkiyi o ya da bu düzeyde yamayla sürdürmeye de muhtaç.

Evrensel'i Takip Et