Kazakistan’daki halk isyanı tek adam yönetimini neden bu kadar endişelendiriyor?

Kazakistan’da 2 Ocak’ta LPG’ye yapılan ve yüzde 100’e varan zamma tepkiyle, ülkenin petrol bölgesi olan Janaozen’de petrol işçilerinin greviyle başlayan ve ülke sathına yayılarak isyana dönüşen eylemlerin bastırıldığına dair haberler geliyor.

Eğer gelen haberler doğruysa, Kazakistan yöneticileri kadar bizde de Kazakistan’daki isyanı Türkiye’de oluyormuş gibi büyük bir endişeyle izleyen siyasetteki ve medyadaki tek adam yönetiminin sözcüleri artık rahat uyumaya başlayacaklar!

Çünkü Kazakistan’da kimsenin beklemediği halk isyanı; ülkenin en zengin ve işçi sınıfının en yoğun olduğu bölgede işçilerin “Zamların geri alınması” talebiyle başlayan ama kısa sürede; görevdeki “Cumhurbaşkanı Tokayev ve tüm Nazarbayev rejimi yetkililerinin istifası”, “1993 Anayasası’na dönülmesi”, “Parti ve sendika kurma hakkının tanınması”, “Siyasi mahkumların serbest bırakılması” ve “Baskılara son verilmesi”… talepleriyle yaygınlaşıp bir halk isyanına dönüşen eylemler karşısında hükümeti istifa etmek zorunda bırakmıştı.

Ancak Tokayev (ve Nazarbayev) isyan karşısında halkın taleplerini dikkate almak yerine isyanı “dış güçlerin” çıkardığını iddia ederek Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütünden (KGAÖ) yardım istedi. Rusya, Ermenistan ve Belarus’u da yanına alarak ülkeye “Barış Gücü” adı altında yabancı güçleri Kazakistan’a indirerek isyana müdahale etti. Sayısı binlerle ifade edilen bu gücün isyanın bastırılmasında önemli bir rol oynadığı belirtiliyor.

Bu sıcak gelişmeler sırasında ABD, Rusya’nın Kazakistan’a asker göndermesine karşı çıkarken Çin de Tokayev’e her tür yardıma hazır olduğunu açıkladı.

TÜRKİYE’DE ‘SOKAĞA DÖKÜLME’ TARTIŞILIRKEN KAZAKİSTAN’DA İSYAN!

İsyanın bastırıldığı iddia ediliyor. Geçekten bastırıldı mı, bu bile belli değil. Dahası halkı isyana yönelten çelişmeler nelerdir, isyanın bölgedeki diğer tek adam rejimlerindeki etkileri ne olacaktır, Kazakistan’ın sınır komşuları Çin ve Rusya bunda sonra nasıl bir tutum alacaklar, ABD’nin bilgedeki girişimleri ne olacaktır… gibi soruların yanıtları elbette ki önümüzdeki aylarda, belki de yıllarda tartışılacaktır.

Ancak bugün burada isyanın başlamasının üstünden geçen bir haftalık dönemde ülkemizdeki ilk yansıması üstünde duracağız.

Çünkü, Kazakistan isyanı ortada böyle bir tartışma yokken, bizzat Cumhurbaşkanının “Sokaklara döküleceklermiş, siz 15 Temmuz’u görmediniz mi? Nereye dökülürseniz dökülün, Bizler Cumhur İttifakı olarak hepinizi önümüze katar, gideceğiniz yere kadar kovalarız” diyerek, CHP ve Millet İttifakı etrafındaki partileri hedefe koymakla kalmayıp talepleri için en demokratik haklarını kullanarak harekete geçebilecek tüm kesimleri, tehdit eden bir kampanya başlatmasının hemen üstüne gelmesi Kazakistan’daki gelişmeleri Türkiye’nin sıcak gündemine taşıdı.

Ancak buradaki gelişmeler Türkiye’nin dış politikasının ne kadar hamasete dayalı olduğunu ne kadar kıpırdayamaz (Manevra yapamaz) hale geldiğini de gösterdi.

Çünkü, genelde eski Osmanlı mirası denilen ülkeler üstüne oturtulan yeni Osmanlıcı dış politika, özellikle de Cumhur İttifakının gündeme gelmesiyle bir ayağını da Orta Asya’daki “Türki cumhuriyetlere” atmıştı. Hatta Türkiye’deki tek adam rejiminin “Türk tipi başkanlık sistemi” de bu tek adam yönetimlerinden ilhamdı!

Nitekim geçtiğimiz kasım ayında Türkiye’de yapılan “Türk Devletleri Teşkilatı zirvesi”nde Binali Yıldırım’ın “Türkiye’nin Aksakalı” olarak ilan edilmesini Erdoğan büyük bir olay gibi sunmuştu.

Ancak, başı sıkışan Tokayev’in Türk DevletleriTeşkilatı ve onun başı olmakla övünen Türkiye’den değil Rusya’dan yardım istemesi Ankara’da soğuk duş etkisi yaptı!

BAHÇELİ SORULARINI HANGİ ENDİŞEYLE SORUYOR?

Kazakistan’da olan bir halk isyanıydı ve bu yüzden halkın sokaklara dökülmesi ihtimalini kabus haline getiren tek adam rejiminin propagandacıları da bu durumu lehlerine çevirmek için boş geçemezlerdi! Geçmediler de. Hele de bir Turan ülkesindeki halk isyanından söz ediliyorsa bunun Türkiye’nin halklarına da bir faturası olmalıydı.

Böyle durumlarda ön cephede yürümesi gelenek olan milliyetçi medya organları harekete geçirildi. Daha ortada ne olduğu belli olmamışken “dış güçleri müdahalesi”, “Sorosçu devrim”, “Nereden geldiği belli olmayan 20 binden fazla teröristin provokasyonları gibi hazır ezberler manşetlere çekildi!

Ama böyle genel söylemlerle de kalınamazdı. Sorun “Türklükle bağlantılı” olunca devreye MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli girdi.

“Barışçıl protesto ile kastedilen nedir? PKK’ya kulak verirseniz barış diyor, HDP barış diyor, CHP barış sakızı çiğniyor. Be hey densizler barışın sizin lügatinizdeki karşılığını söyleyin de bilelim...” diye Cumhur İttifakı dışındaki herkese sövüp saydıktan sonra Bahçeli sadede gelerek; “Bitiniz mi kanlandı. Türkiye’den bir Kazakistan çıkarmayı mı düşünüyorsunuz?​” diye yanıtı içinde olan sorularla özetledi söylemek istediklerini.

Elbette Kazakistan’daki halk isyanının konuşulup tartışılacak pek çok boyutu var ve bunları önümüzdeki dönemde tartışacağız. Ama bu yazıyı Bahçeli’nin “soruları”na karşı “Peki Sayın Bahçeli, beş bin kilometre uzaktaki Kazakistan’da halkın ‘Zamlara hayır’, ‘Sendika ve parti kurma hakkının tanınması’, ‘Özgürlükçü bir anayasa’, ‘Baskılara son verilmesi’, ‘30 yıllık Nazarbayev diktatörlüğüne son verilmesi’ talepleriyle isyan etmesi sizi neden bu kadar endişelendiriyor? Yoksa aklınıza kendi rejiminize dair sorular mı geliyor?​” sorularıyla bitirelim!

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Ekmek ve hürriyet kavgası!

Ekmek ve hürriyet kavgası!

Antep’teki işçi eylemlerine yönelik yasaklar, Türkiye’nin bir süredir sıklıkla gündemine gelen hukuki ve siyasal baskıların neyi amaçladığını da daha net gösterdi. Kayyımlar, soruşturmalar, gözaltı ve tutuklamalar, Saray’a verilen olağanüstü yetkiler, basına ve gazetecilere yönelik baskılar, halkın üstüne çöken ekonomi programına ve tek adam yönetiminin siyasal baskılarına karşı yükselen itirazı bastırmak için…

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
Başpınar işçilerinin Demokrasi Meydanı'nda yapacağı eylem polis engeline takıldı. BİRTEK-SEN Genel Başkanı gözaltına alınıp serbest bırakıldı.

Evrensel'i Takip Et