Gözlerden ırak Talibanistan
Fotoğraf:
Mir Ahmad Firooz Mashoof/AA
Taliban’ın Afganistan’ın yönetimini devralmasının üzerinden aylar geçti. Artık ne Taliban ile baş başa kalan Afganların sesini duyan var ne de Talibanlı Afganistan sorununun nasıl çözüleceğini bilen!
Afganistan Taliban da dahil bütün taraflar için sorun içinde sorun olan bir girdaba dönüşmüş durumda.
Taliban ile başlayalım…
Örgütün üst düzey yönetiminin önemli bir kısmı Kabil’e döndü. Görünüşte bir hükümet de kuruldu ancak örgüt içeriye ve dışarıya karşı giderek belirsizleşen bir profil çizmeye devam ediyor. Mesela, mevcut hükümette kimin neden sorumlu olduğu, hangi konuda nasıl bir yol izleyecekleri, politikalarının ne olacağı; velhasıl ülkeyi nasıl yönetecekleri konusunda hâlâ belirsizlik hakim.
Diğer taraftan Taliban’ın Kabil’den yaptığı açıklamalar ile yereldeki pratik neredeyse her konuda zıt. Mesela Taliban, yönetim döneminde görev yapmış olan güvenlik personeli başta olmak üzere çalışanların kayıt yaptırmasını ve bunun karşılığında güvenliklerini sağlayacak bir belge alacaklarını duyurmuştu. Kayıt yaptıranların güvenliklerinin sağlanması bir tarafa kendilerini ihbar etmiş durumuna düştüklerine, birçok kişinin evine baskın yapıldığına, yüzlerce insanın infaz edilip ailelerinin görebilecekleri yerlere cesetlerinin bırakıldığına ve yine yüzlerce insanın akıbetinin belirsiz olduğuna dair çok sayıda haber ve rapor var.
Taliban’ın kadınların çalışması, eğitimine devam etmesi gibi konulardaki uygulamalarına değinmeye bile gerek yok. Taliban eski Taliban değil diyenlerin aksine örgüt daha Kabil’i ele geçirir geçirmez “Kadınlara da haklar vereceğiz, elbette İslami şartlar çerçevesinde” diye açıklama yapmıştı. Hâlâ da aynı açıklamayı yapıyor. “İslamın hangi yorumuna göre?” diye sormanın anlamı yok çünkü Taliban radikal esaslara göre şekillenmiş ideolojisini terk etmeyecek gibi görünüyor. Ki, bu da örgütün oldukça belirsiz işaretler verdiği bir başka konu; esneklik gösterse örgüt içi çözülmeler, hizipleşmeler hızla artabilir ki, Taliban’dan kitlesel kopuşları kapmaya çalışan radikal örgütlerin varlığı aşikar. Esneklik göstermezse mevcut siyasi ve ekonomik izolasyonla daha fazla devam etmesi mümkün değil. Zaman kazanma amaçlı ‘Esniyormuş gibi görünmenin’ de sınırlarını zorluyor bir süredir. Kaldı ki o da tam Taliban usulü devam ediyor; sadece kadınlar ve kız çocukları değil önceki yönetimde görev almış olanlar, gazeteciler, muhalif isimler konusunda tamamen esnek ve herkese açık bir anlayış ile hareket edeceğiz demiyor. Aksine “Kadınların çalışması, kız çocuklarının okula devam etmesi, sosyal hayata katılımları için uygun şartlar yok. Güvenlik sağlansın bakarız” şeklinde özetlenebilecek açıklamalar yapıyorlardı aylardır. Şimdilerde bunu hepimizin az çok aşina olduğu başka bir boyuta taşıdılar; ne sorulursa sorulsun problemi ekonomik ve siyasi izolasyona ve buna bağlı güvenlik tehdidine bağlıyorlar.
Taliban değişmez, değişirse bölünür ve yok olur. Bu nedenle Taliban eski Taliban olmak zorunda ancak ekonomik krizle ilgili açıklamaları da sadece gerekçe değil.
BM’nin bazı ajansları yaklaşık 40 milyon nüfuslu ülkenin yarısının açlık sınırının çok altında olduğunu belirtiyor.
Taliban’ı hâlâ tanıyan ülke yok. ABD başta olmak üzere batılı ülkeler Afganistan’ın Taliban’a teslim edildiği yönündeki suçlamaları hafifletmek için örgütü gerekçe gösterip Afganistan’ın ülke dışındaki hesaplarını dondurdu.
Ayrıca kendine yetecek bir ekonomisi olmayan Afganistan’ın Taliban öncesi dönemdeki bütçesinin de yaklaşık yüzde 80’inin dış yardımlardan oluştuğu biliniyor. Bunlar da kesilince ülkede ekonomi çöktü, aylardır maaşlar ödenmiyor, bankalar çoğunlukla kapalı ya da cüzi miktarlarda para çekilmesine izin veriyor. Üstüne bir de kuraklık iyice ağırlaştı.
BM kış şartları ile durumun iyice ağırlaştığını belirterek 4.4 milyar dolarlık yardım toplamak için çalışmalar yapmaya başladı. Bu para ile evini ve işini kaybetmiş 2 milyondan fazla iç göçmenin yiyecek ve barınma ihtiyacının karşılanacağı, ayrıca çiftçilere tohum başta olmak üzere üretim yapabilmeleri için destek verileceği duyuruldu.
“Açlıktan çocuklarını satmaya çalışanlara” dair haberlerin geldiği Afganistan’daki çöküşün yavaşlatılması için Pakistan’ın öncülüğünde İslam İşbirliği Örgütü olağanüstü toplandı. Toplantıdan somut bir sonuç çıkmadı ancak neredeyse bütün konuşmacıların “Eğer Afganistan’a yardım etmezsek yeni bir göç akını ve radikalizmin kontrol edilemez düzeyde yükselişi başlar” vurgusu batı ülkelerini ürpertmeye yetmiştir!
Bu arada bu toplantıda “Taliban’a değil, Afganistan’a yardım yapmalıyız” vurgusu da dikkat çekici.
Taliban; kimsenin tanımadığı ama herkesin görüştüğü iktidar!
Afganistan’ın komşularından Rusya, Çin, İran Taliban yönetimini tanımıyor olsalar da diplomatik misyonlarını açık tutan 11 ülke arasındalar. Her bir ülkenin Taliban’lı ya da Taliban’sız Afganistan’da olmak için gerekçeleri var. Mesela yılın ilk çarpıcı görüşmelerinden biri İran’da gerçekleşti; Taliban heyeti Tahran’a gitti. İki ülke arasındaki 900 km’lik sınırın korunması, İran’daki milyonlarca Afgan’a ek yeni mülteciler ihtimali, zaten İran’ın belalarından biri olan uyuşturucu nakliyatının artması, Afganistan’daki Şii nüfusun bekası ve elbette El Kaide türevi radikal örgütler İran’ın en büyük korkuları. İran son Taliban ziyareti öncesi ve sonrası “Taliban’ı tanıma noktasında değiliz” açıklaması yaptı ancak Afganistan’a hâlâ yakıt satmaya, yeni yatırım imkanları aramaya devam ettiği biliniyor.
Bu arada İran’a da birçok ülkenin yaptırım uyguladığı bu nedenle yaptırım altındaki ülkeler açısından tedarik merkezi olabileceği de konuşuluyor.
Taliban, yönetimi neredeyse kurşun atmadan ele geçirdikten sonra Pençşir Vadisi’nde Ahmed Mesud etrafında örgütlenen bir direniş ortaya çıkmış ancak kayda değer bir başarı elde edememişti. İran’dan Taliban ziyaretinin içeriğine dair bilgi sızmadı ancak Taliban sözcüsü heyetin Tahran ziyaretinde bu direnişin önde gelen isimleri ile görüştüğünü duyurdu.
Son olarak Türkiye’nin Kabil Havalimanını işletme girişimlerinin akıbetini merak edenler olacaktır. Türkiye önce Pakistan’ın Taliban üzerindeki etkisini kullanarak havalimanı idaresini almaya çalıştı. Ancak Pakistan buna yanaşmadığı gibi “Türkiye, Afganistan ile ilgili fikirlerini ve sorunlarını Taliban ile çözmeli” şeklinde bir yol da gösterdi!
Türkiye’nin ikinci durağı Katar oldu. Taliban üst yönetiminden bazı isimlere yıllarca ev sahipliği yapan, örgüte on yıllardır maddi destek sağlayan ülke Katar ne de olsa. Şimdilerde Katar ile Türkiye’nin havalimanını birlikte kontrol etmesi için girişimler sürse de henüz sonuç yok.
Velhasıl Taliban gibi radikal bir örgütün neredeyse çatışmadan ülke yönetimini ele geçirmesini sağlayan faktörler istikrarsızlık, güvenlik sorunu, yolsuzluk ve yolsuzlukla birlikte daha da derinleşen fakirleşme, kanunun/hukukun olmayışı idi. Bu sorunların çözülebileceğine dair ışık olmadığı gibi aynı faktörlerin Taliban’dan daha radikal örgütleri parlatması da oldukça mümkün.
Muhtemelen ABD-Çin çekişmesi ile birlikte Afganistan’ın öneminin daha arttığını ve “Daha radikaline hiçbir ülke izin vermez” diye düşünenler olacaktır. Taliban’a teslim edildi, kendilerine silahların doğrultulmayacağı garantisi alındıktan sonra her şey mümkün!
- Lübnan Şiileri ve Türkiye’nin Kürt açılımı! 24 Ekim 2024 04:42
- 7 Ekim ve bölgenin yeniden dizaynı! 17 Ekim 2024 05:45
- Lübnan için kıyamet vakti! 10 Ekim 2024 04:59
- Bölge kaynıyor: Savaş içinde savaş! 03 Ekim 2024 04:55
- Lübnan savaşın eşiğinde! 26 Eylül 2024 04:27
- Barış ümitleri de patladı 19 Eylül 2024 04:39
- Her şey Gazze'ye bağlı! 12 Eylül 2024 05:56
- İsrail neden Batı Şeria'ya saldırıyor? 05 Eylül 2024 05:27
- Ne gidebiliyorlar ne de kalmalarına izin var! 02 Eylül 2024 06:40
- Lübnan bir kez daha ateş hattında! 30 Ağustos 2024 04:54
- Sinvar geldi, Türkiye devre dışı kaldı! 08 Ağustos 2024 04:56
- Bölgede savaş rüzgarları! 01 Ağustos 2024 04:52