20 Ocak 2022 01:18

Torrent başarabilecek mi?

Galatasaray Teknik Direktörü Domenec Torrent

Galatasaray Teknik Direktörü Domenec Torrent | Fotoğraf: Burak Milli/AA

Paylaş

Galatasaray’ın yeni Teknik Direktörü Domenec Torrent’in Hatayspor yenilgisinin ardından yaptığı açıklamada sadece oyuna ve takımının içinde bulunduğu duruma değinmesi kimsenin pek dikkatini çekmedi. Pek çok hakem kararının tartışıldığı böyle bir maç sonrasında önceki Teknik Direktör Fatih Terim’in neler söyleyebileceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Bugüne kadar hep yaptığı gibi, orta hakemden başlar, VAR hakemlerinden devam eder, Futbol Federasyonu ve Merkez Hakem Kurulunun kendilerini engellemeye yönelik tezgahlarından çıkardı muhtemelen...

Hakemlerle ilgili olarak konuşabileceği onca malzeme varken, sadece oyunla ve kendi takımıyla ilgili konuşması, Domenec Torrent’in tam da futbolumuzun şiddetle ihtiyaç duyduğu nitelikte bir teknik adam olduğunu gösteriyor…

Darmadağın görüntü veren bir takımı toparlamak kısa sürede gerçekleştirebilecek bir iş değil. Bir sistemin, düzenin söz konusu olmadığı, doğaçlamanın baskın göründüğü ve herkesin kafasına göre koşuşturup tam bir karmaşa ve kargaşa yarattığı tuhaf aktiviteden kurtulup, sistemli bir oyun inşa etmek zaman ister. Domenec Torrent böyle bir yenileme süreci için tercih edilebilecek en uygun teknik direktörlerden birisine benziyor. İlk verdiği izlenim bu yönde…

Buna karşılık, bizim alıştığımız teknik direktörlere benzememesi işini daha da zorlaştırabilir. Futbol iklimimizin, bünyesine aldığı herkesi kısa sürede birbirine benzetebilme gibi “sıra dışı” bir kudrete sahip olduğu gerçeğini de unutmamak lazım. Takımla uğraşırken bir yandan da içeriden, dışarıdan gelebilecek dayatmalara direnmesi ve oyuna yönelik bakışını, tavrını, yaklaşımını koruması gerekiyor Torrent’in…

Bizde medyanın, camiaların ve taraftarların gözüne girebilmek için puan kaybedilen maçların ardından hakemlere atıp tutmak şart. İşi; hedef gösterme, tehdit ve şantaj gibi kışkırtıcı edimlerle süslemek, puan kayıplarını unutturmakla kalmıyor, insanlara coşkulu bir ruh hali bile kazandırabiliyor!..

Eğer maçta hakemlerin suçlanabileceği bir durum yoksa şanssızlık, talihsizlik, kısmetsizlik ya da bireysel hata gibi zırvalar da sorumluluktan sıyrılmayı sağlayabiliyor…

Oyunu ağırlıklı olarak; hırs, arzu, istek, motivasyon, konsantrasyon kavramlarıyla açıklamak da teknik direktörlerimizin önde gelen özelliklerinden…

Ayrıca teknik direktör dediğin, puan kayıplarının ardından sanki suç işlemiş gibi camiadan ve taraftarlardan özür dilemeyi bilecek!.. Kazanılan maçların ardından da elbette oyuncularına teşekkür edecek!..

Spora/futbola “suç-özür-teşekkür” ekseninden bakmak, tam bir arızalı algı göstergesi. Sporda -şike, doping ve kasıtlı şiddet dışında- suçun ve özrün yeri yoktur, olamaz. Yoktur, çünkü sahaya çıkan herkes elinden gelen çabayı, mücadeleyi ortaya koyar. Buna karşılık elbette bolca hata olur ve bu yüzden de bazen istenmeyen, beklenmeyen sonuçlar alınabilir. Sporda hata yapmak suç teşkil etmez ve dolayısıyla özür gerektirmez. Özür beklentisi sporcular üzerinde yok yere baskı ve gerginlik yaratır…

Ayrıca, özür alışkanlığı, her türlü sonucun doğal karşılanıp olgunlukla sindirilebileceği bir spor kültürünün oluşumunu da engelliyor. Skorcu bakış açısını pekiştirip, istenmeyen skorların ancak özür sayesinde kabul edilebileceği gibi garabet bir algıyı spor kültürünün parçası haline getiriyor.

Kazanılan maçların ardından oyunculara teşekkür etmek de çok tuhaf. Zaten yapması gereken işi yapan profesyonel insana teşekkür etmenin manası nedir ki?

Bilginin, kültürün zayıflığı pratiğe, teknik yetersizliğin yanı sıra arızalı futbol algısı şeklinde yansıyor. Sonuçta ortaya zerrece anlamı, değeri, önemi olmayan söylemlerden geçilmeyen ucube bir futbol ortamı çıkıyor…

Bakalım Torrent bu ortamda değişmeden kalmayı başarabilecek ve takımla ilgili değişimi gerçekleştirebilecek mi?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa