27 Ocak 2022 03:06

Baltacı, Katerina ve İstanbul

Ekran görüntüsü: DHA

Paylaş

Baltacı Mehmet Paşa nisan 1711’de Tuna’yı geçerek Eflak’a girer. Osmanlı kuvvetleri, 4 gün süren Prut Savaşı çarpışmaları ile Kırım ordusunun da desteği ile Rus birliklerini Prut Nehri kıyısında bulunan bataklık araziye sürer ve çember içine alır. O an için kurtuluş imkanı olmayan Rus Ordusu Komutanı Rus Çarı I. Petro, Moskova’ya bir mektup yazarak durumun zorluğunu ve ümitsizliğini anlatır. Bunun üzerine Rusya Başkomutanı Mareşal Şeremitiyev, Baltacı Mehmet Paşa’dan barış ister. Baltacı Mehmet Paşa savaş heyetini toplar ve Rus Başkomutanının kendisinden barış istediğini ve Rusların her türlü talebi kabul ettiğini belirtir. Barış teklifi için savaş heyetinin görüşlerini alır. Tarihçilere göre heyetin büyük çoğunluğu barış önerisinin kabul edilmesini ister, çakma tarihçilere göre de Baltacı Mehmet Paşa, Çariçe Katerina’nın isteğini kıramaz ve ardından padişah 3. Ahmet’in de oluruyla meşhur Prut Antlaşması’nı imzalanır. Türkler Rusya’yı ele geçirme fırsatını yakalamış ama bu fırsatı kullanmamışlardır.

Sevinelim mi, üzülelim mi?

İstanbul’a 3 gün kar yağdı, şehir felç. Ne demiş Rus pilot, İstanbul Havalimanında mahsur kalan bir vatandaşımızın gözlerinin içerisine baka baka?

-Hava ve rüzgar uçuşa uygun, Türkler 35 milyar dolara havaalanı yapmış ama kar temizleme ekipmanı alamamışlar. Rusya’da, Sibirya’da bunun 10 katı kar yağıyor, pistleri 1 saatte temizliyoruz.

Şimdi düşünün. Baltacı, barış teklifini kabul etmeyip Rus ordusunu Stanileşti kasabasında imha etseydi. Katerina’yı dinlemeyip önce Moskova’ya oradan da Sibirya’ya yürüyüp Rusya’yı ele geçirseydi. İsveç kralının Ruslardan kaçıp kendisine sığınmasından da cesaret alarak Stockholm’ü işgal ve ilhak etseydi. Aradan yıllar geçip 2022 uzay yılına geldiğimizde, aya yumuşak iniş yapıp, marsta koloni kurma planları yaptığımız Türk tipi yönetim sistemimizle oraları da bizim atanmış bakanlarımız yönetiyor olsaydı nice olurdu senenin 200 günü kar çiselediğinde oralarda yaşayan benim vatandaşımın hali. Ne derdi ülkelerinde azınlık kalan Ruslar, İsveçliler, Sibiryalılar bizim atanmışlarla seçilmişlerin “23012’inci sokak size ait” kavgasını görünce? Ne derdi en tepedekiler, 48 saat havalimanında mahsur kalan ve dış mihrakların itelemesiyle “We need hotel” diye bağırarak ülkeyi bölmeye çalışan 30 bin turist kılıklı ajanın sloganlarına?

3. Ahmet boşa sevinmemiş Baltacı’nın, Prut Antlaşması’nı imzalamasına.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa