Kapitalizm ve otokrasi, NATO ve AKP: Para ve iktidar hırsının/hırsızlığının sınırsızlığı
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/189492.jpg)
Fotoğraf: Dursun Aydemir/AA
Karadeniz’e, Baltıklar’a NATO bindirmiş, emperyalizmin, kapitalizmin sınırı yok, savaş çanları çalıyor.
İçte yolsuzlukların, gücün, iktidarın bir sınırı yok. İktidarın dili baskı ve şiddet dili olmuş.
Tanrı verdikçe veriyor gibi olur. Topladıkça kendi pratiği kendisi olur. Kapitalizm; sürekli para-meta-sermaye biriktirmektir. İktidar da sürekli iktidarını güçlendirmektir. Belki de hareket yasaları en çok da kapitalizm ve iktidar için geçerli, hareket yasalarını en iyi onlar biliyor, sürekli bindireceksin, sürekli biriktireceksin, sürekli yayılacaksın.
Para istenci veya iktidar istenci sınırsız hırs sayılır. Klasik liberal iktisatta “İnsan ihtiyacının/istencinin sınırı yoktur” denir. Sınırı olmadığından yok edicidir, negatiftir. Paranın da iktidarın da rengi yoktur, tek altın kuralı sürekli bu istenci ve birikimi büyütebilmektir. Bu yola girenler artık pek ıslah olmaz. Bireysel bir durum olsa sineye çekilebilir de kapitalizm veya iktidarın içsel karakteri dışsal sömürü ve kulluktur, varlıkları çalışanlara ve iktidarları iktidarsızlara (halka) bağlıdır. Daha kötüsü kapitalizm ve iktidar, ikisi birlikte çoğu kez bir bileşik, en azından bir blok oluşturur. Kendi ideolojik aygıtlarını da birlikte oluşturur.
ELEŞTİRİ DENETİMİ: KAPİTALİZMİN SINIF, İKTİDARIN GÜÇLER ÇATIŞMASI VEYA AYRIMIDIR
Kapitalizm ve iktidarın zincirleri baştan kopuksa, onları ne tutabilir? Denetim zincirlerini kopardıklarında en yıkıcı hali başlar. Denetimleri ise sınıfın diğer sınıflar, iktidarın diğer güçleridir. Orta sınıflar zayıflarsa zincirleri gevşer. İşçi ve çalışan örgütleri zayıflarsa kapitalizmi tutacak bir şey kalmaz, hem dünyayı hem de kendi kendini yer.
İktidarlar için de farklı güç odakları, şekilsel olarak güç ayrımı zayıflarsa, çoğulculuk zayıflar, farklı güçler bastırılırsa tümden boşalır, çıplak itaat veya tersi şiddet kalır. Hem diğerini hem kendini yer bitirir.
AHLAK VEYA BİLİNÇ SORUNU: ELEŞTİREL DÜŞÜNME
Sınırı kendi kendimize koyabilirsek en makulü odur. Ama bu sınıf ve zümrelerin bu kadar yapısal hale gelmediği bir dünya için geçerlidir. Yine de irade ve bilinç için eleştirel düşünce önemli, bireysel düzeyde sınırını bilerek, toplumsal düzeyde örgütlenme bilinciyle.
HIRS İÇSEL, PARA VE İKTİDAR DIŞSAL MI, İKİSİNİN BİLEŞİMİ İKTİDAR VE KAPİTALİZM Mİ?
İrade neyin isteneceğinin iradesidir, bilinç yetmezse, şartlar iradeyi belirler, ele geçirir. Hırsın dışsal değil içsel olduğu iddia edilebilirse de her ikisi de geçerlidir.
Ya karakter eğitimi ile, bilinçle aşılabilir ya da ilgili şartlar ortadan kaldırılarak. Hırs “sınıfsal-zümrevi” ise o zaman bu sınıf veya zümrelerin aşılması gerekecektir, sadece bilinç, eğitim veya karakter kurtarmaz.
Birincisinin, şartların kendiliğinden düzeleceğinin garantisi yok, ikincisini de, bilinci de, başarmak çok kolay değil.
KARAKTER EĞİTİMİ: KENDİ KENDİNİ DURDURAMAZSAN SENİ HAYAT VEYA ÖTEKİ DURDURUR, ÖLÜRSÜN
Otokratların, totaliterlerin sonu çoğu kez hazindir. Bir kez yoldan çıkmışlarsa, iki durumda da iflah olmazlar. 1- Gücü ve iktidarı “normal” yolla devretmekte zorlandıklarında kendilerini yok ederler (Bulundukları coğrafyaya da büyük zararlar açarak). Veya 2- Bir şekilde bunu başaramaz, “normal” halde (Gücünü kaybederek) para ve iktidarları giderse, kahırlarından intihar ederler, kendi kendilerini yok ederler.
Bu iki son da böyle durumlarda normal sonlar sayılabilir. Çünkü onlar için zaten yaşamın para veya iktidardan başka bir hali yoktur yani onların artık yaşamak için bir gerekçeleri de kalmamıştır. Bu duruma düşmemek için her şeyi yok etmeyi göze alabilirler ama sonuçta pek çok kişiye de zarar vererek kendilerini yok ederler.
Allah ıslah etsin diye umulabilir ama bu durum pek ıslah edilebilir bir durum değildir.
Ancak gidenin yerine yeni bir otokratın geçmemesinin bir garantisi de yok veya onun tek garantisi insanın kendi kaderini başkasına terk etmemesi.
KADERCİLİK VEYA EYLEM (MÜCADELE)
Eylemek veya eylememek bir tercih işi.
İş olacağına varır, denebilir, çekilip geriye seyreder veya başa gelecekleri bekleyebilir insan, bu bir tercih işidir.
Doğa veya kendi haline bıraktığımız kapitalizm ve iktidar, ne eylerse güzel eylemez, ona bir erek biçilemez. “İşin olacağına varması” insanın müdahil olmadığı veya olamadığı doğa veya kozmos için geçerli olabilir. İnsan için çok geçerli değil. İnsan bizzat kendi tarihini kendi tarihi içinde yazar. Tarihini yazamadığında tarihin nesnesi olur, başa gelenleri yaşar. Yaşar, ne yaşar ne yaşamaz.
İktidar ve servet sahiplerini bizzat biz yenemezsek, onlar dünyayı ve bizi yemeye devam edecek. “Hadi, gelin bir olalım, tarihin tekerlerine çomak sokalım.” Karadeniz’de, Baltık’ta, Türkiye’de iktidarı ve kapitalizmi ancak biz dizginleyebilirsek dizginleyeceğiz, yoksa para ve iktidarın sınırı veya dibi yok. O sınır, o dip biziz.
Evrensel'i Takip Et