İzlanda kışında ‘yaşamak şahane bir şey’
Büyükçekmece Kumburgaz mevkiinde karla kapanan yol (Temsili görsel) | Fotoğraf: Alparslan Ermiş/AA
Saray danışmanları Sedef Kabaş’ın tutuklanmasıyla ilgili 400 binden fazla tweet atıldığını, bunlara 20 milyon erişimin sağlandığını, Sezen Aksu’ya tehdidin de ortalığı epey gerdiğini tespit etmişler. Yüzde 80’lik enflasyona bağlı yoksulluk ve açlığın değer kutuplaşmasını esnetip sınıf aksı etrafında kümelenmeyi kışkırtarak iktidar çeperindeki sızıntıyı yoğunlaştırdığı bu zamanda, dağınıklığı toplamaya yarayan geleneksel yöntem iyi gürültü çıkarmış görünüyor.
Bütün memleket bahse konu olan şarkıyı döndüre döndüre dinlerken kombinin en düşük ayarında, elektriğin en cimri kullanımında gelen faturaların daha az acıtması umuluyordu belli ki. Doğal gaz diyene cumhurbaşkanına hakaret! Elektrik diyene ‘Dilini koparırız’! Hava alanının tavanı çökünce ‘İmamoğlu balıkçıda yakalandı!’ derken… hangi meselenin peşinden koşacağını şaşıran halka ‘algı’ yöneterek, ‘kuşa bak’ diyerek, ‘safını al’ işaretiyle keriz muamelesi de çekiliyordu.
Bu gürültünün içinde CHP’li Aykut Erdoğdu elektrik ve doğal gaz faturalarındaki anormal artışın nedenine ilişkin bir bilgisel (twit zinciri) paylaştı. Buna göre Türkiye vaktiyle Rusya ile alabileceğinden fazla miktarda doğal gaz için alım garantisi vererek anlaşma yapmış ve milyarlarca dolar borca girmişti. Erdoğdu bunun Botaş’taki ihale yolsuzluğu çarkıyla ilgili olduğunu savunuyor. Bu satın alma yöntemiyle dünyanın en pahalı elektriğini üretmeye karar veren AKP iktidarının hesapsızlığı zincirleme reaksiyonu başlatmıştı. Zincirleme reaksiyon ‘Reza Zarrab’ın verdiği rüşvetler, Putin ile yapılan gizli görüşmeler, Man Adası, Massimov hesapları, ‘küresel ve yerel şirketler’, boru hattı işletmelerinin ihalesiz aktarıldığı aile organizasyonları ile beslendikçe yakıt da elektrik de epey pahalı bir meta haline geldi.
Bu arada bağımlı haline bakmadan iktidarın Ukrayna’da ve Suriye’de taraf olmasının, Karadeniz’i NATO savaş gemilerine açarak komşuyu huzursuz etmenin ve böylece İran ve Rusya’yı karşısına almanın da halk için bir bedeli olabilir ki daha oralara gelemedik.
Ama Sezen Aksu’nun beş sene önceki şarkısına koparılan kıyamet eşliğinde BOTAŞ’ın OSB’lerde üç gün boyunca elektrik kesintisine gidebildik. BOTAŞ’a TEİAŞ da katıldı.
Emek Partisi Kocaeli İl Başkanı Arzu Erkan tek tek fabrikalarda bu faturanın işçilere nasıl kesildiğini gösterdiği bilgiselde örneğin şu bilgileri verdi: Ayhan Metal’de elektrik kesintisi nedeniyle üretime ara verilen günler işçilerin yıllık izinlerinden düşülecek; Ford Otosan’da üç gün üretim yapılmayacak ve işçilere ücreti yarı yarıya ödenecek. OSB’lerden gelen haberlere göre birçok işletme telafi çalıştırması, ücretsiz fazla mesai, çalışılmadığı günleri yıllık izinden kesme veya ücretsiz izin sayma gibi vahşi yöntemlerden hangisi işine geliyorsa işçinin faturasını ona göre kesecek. Ankara’dan Arçelik’ten gelen bir habere göre işçilerin varsa yıllık izinlerinden üç gün, yoksa ücretlerinin yüzde 25’i kesilecekti mesela.
Doğal afete maruz kalmak yetmezmiş gibi, halk bu yolsuzluk düzeninin, hesapsızlığın, rant ve ihale çarkının bütün berbat sonuçlarını da ödemek zorunda. Hem maddi olarak hem de manevi olarak. Sevdiği sanatçının dilini kesmeye kalkan el, televizyon yorumcusunu içeri atan irade yüksek faturaların, yoksul nüfusun sınıfsal birlik ihtimalini dağıtabilmek için onları ahlaki ve kültürel değerlerinden ikiye bölmeye girişiyor. Çünkü tek adam rejimi her gün yeniden konsolide edilmek zorunda. Realite bunu zorlaştırdıkça söylemin ve edimin şiddeti artıyor.
HDP’li Oya Ersoy otoyollar kardan kapandığında bile beşli çetenin dolar endeksli geçiş garantisi ile kâr elde etmeye devam ettiğine dikkat çekti. Bakımının devlet kurumları tarafından üstlenildiği otoyollar, özel şirketleri zengin etmeye devam etmişti. Çünkü kamu-özel ortaklığı sistemi bizde devlet asalakları üretiyor. Ancak aynı koşullardaki Yunanistan’da kendi sorumluluğu altındaki yolda mahsur kalanlara yüklenici şirket 2000 avro tazminat ödemeyi taahhüt etti. Yunanistan’ın bizden farkı, yöneticilerinin nezaketinden kaynaklanmıyor tabii. 2008 krizinin faturasını ödeme dayatmasını aylarca sokaklarda protesto eden halkın hazırdaki refleksinden kaynaklanıyor. Sermayeyi de devletini de terbiye eden bu.
Havaalanında aç susuz yorgun bırakılınca eylem yapan turistlerin, ayazda greve çıkan BBC çalışanlarının, Trendyol emekçilerinin ve 100 işçinin işten atıldığı Farplas işçilerinin kendilerini keriz yerine koyanları terbiye etme ve faturayı sahibine ödetme işi İzlanda siklonu filan dinlemeden devam etti bizde de. Fonda yine Sezen’in şarkısı vardı: Kim hancı kim yolcu, dur bakalım… Yani.
- Arka taraf! 15 Kasım 2024 04:48
- Kürtler Türkler birbirini sevsin! 01 Kasım 2024 05:02
- ‘Çözüm’süz süreç 25 Ekim 2024 15:05
- Hiçbir şey olmamışsa da bir şeyler oluyormuş gibi çözüm süreci 18 Ekim 2024 05:07
- Yenikapı ruhu 2.0 11 Ekim 2024 04:50
- Kimin yanında, kimin karşısında? 04 Ekim 2024 04:55
- Narin'in katlinden polis cinayetine 27 Eylül 2024 06:05
- İsrail’in kirli savaşı 20 Eylül 2024 06:00
- Narin'in gerçek sırrı 13 Eylül 2024 05:23
- Halaydan büyük meseleler 06 Eylül 2024 05:41
- SETA'dan gelen imdat 30 Ağustos 2024 04:55
- İzmir yangınının anatomisi 22 Ağustos 2024 05:00