Kar aydınlığı
YENİGÜN
Bir gün biter, yenisi başlarmış. Hiç biter mi? Acılarla. Bir gelen olmayınca güneş doğdukça. Şen şakrak Aydınlıkla.
ÇOĞULLAŞMA
Ses çıkarmadıkça sessizliğe karanlık artar. Asar suratını gece, yumar gözünü. Kör eder. Bağırmadıkça ne ses, ne aydınlık. Renk vermez gökyüzü. Çiçek açmaz. Kuş uçmaz. Horoz ötmeden. Miyavlamadan kedi, havlamadan köpek. Bağırdıkça çoğullaşır hepsi.
TAŞIMAK
Yolda kol kola girmiş bir karı koca. İki eski sevgili. Taşıyor birbirini. Şimdi sen olmalıydın yanımda. Taşırdık ikimizi. Taşımak için geceyi güne, karanlığı aydınlığa. Ağaçlarla, çiçeklerle, kuşlarla. Tutarak ellerimizi.
ÇÖL
Çöl uzaktır sudan. Özler suyu. Kuma dönüşür yağmuru. Üstünde açık bir gökyüzü. Ne bir kuş, ne bir bulut. Dolanır durur bir akbaba kumların arasında. Rüzgar yuvarlarken geven otlarını.
KAR AYDINLIĞI
Kar yağdı. Aydınlığı vurdu pencerelere. Çocukları ayaklandıran kar. Kartopu. Karanlığın karalığını örten kar. Eriyinceye kadar.
AKLIKLA
Hava kapalı. Güneş yok. Bastıran karanlıkta karın aydınlığı vuruyor camlara. Geceyi kısaltan aklıkla.
DARALMA
Her sokak başka bir sokağa açılıyor. Cetvelle çizilmişçesine. Birbirinin aynı. Dar. Karanlık. Ne bir meydan, ne bir cadde. Ne genişleyen bir aydınlık. Uzak gökyüzünden başka.
KAPALI
Ağzımız, burnumuz kapalı salgından. Kapalı kapılar. Evler. İş yerleri. Sokaklarda işsizler. Kapalı televizyonlar, gazeteler. Hücrelerde sözcükler. Kapatıldığından ağızlarımız.
Evrensel'i Takip Et