31 Ocak 2022

Hedefteki gazeteciler

Fotoğraf: Laura Lee Moreau/Unsplash

2019 yılında devlet başkanının her sabah düzenlediği basın toplantısında Meksika’nın Baja California eyaletindeki ülkenin en büyük kentlerinden biri olan Tijuana’dan gelen yerel bir gazeteci söz alarak hayatından ve güvenliğinden endişe ettiğini ilan etmişti. Tijuana, Meksika’nın ABD ile olan diğer sınır kentleri gibi uyuşturucu kartellerinin önemli geçiş noktalarından biri ve şiddet olaylarının yaygın olduğu bölgelerden. Hayatından endişe ettiğini ilan eden Gazeteci Lourdes Maldonado ise üç senenin ardından geçtiğimiz hafta evinin bahçesinde suikasta uğrayarak, 2022’nin ilk ayında Tijuana’da ikinci, ülkede ise üçüncü öldürülen gazeteci oldu. İki hafta önce de Tijuana’nın sahada çalışan önemli foto-habercilerinden biri olan Margarito Martínez yine evinin önünde öldürülmüştü.

Lourdes Maldonado’nun Baja California Eski Valisi ve İş Adamı Jaime Bonilla ile mahkemelik olması, kendisini daha riskli bir konuma sokmaktaydı. Eyaletin en güçlü isimlerinden birine ait televizyon ve radyo grubunda çalışırken buradaki işinden çıkarılarak bu medya grubu ile anlaşmazlık içinde olan bir gazetecinin başına her şey gelebilirdi, Tijuana’da uzun zamandır gerçekleşmeyen gazetecilere yönelik şiddet, Maldonado özelinde daha kolay bir biçimde kullanılabilir ve böylece gazetecilere yönelik daha genel bir mesaj verilebilirdi. Maldonado’nun ve çalışma arkadaşlarının korktuğu bu ihtimalin geçtiğimiz hafta gerçekleşmesi, kentte gazetecilik ile uğraşan ve zaten devamlı olarak kendilerine ve ailelerine yönelik farklı şekillerde ortaya konan tehditler ile yaşayan gazeteciler için büyük bir şok etkisi yarattı.

Lourdes Maldonado, iktidardaki Morena’dan aday olarak vali seçilen Bonilla’ya karşı devam eden mahkemesinde önemli ilerlemeler kaydetmişti. Yakın zamanda mahkeme, Maldonado’nun avukatının Bonilla’nın şirketinin bazı muhasebe kayıtlarına ulaşmasına izin vermişti. Cinayetin tam da bu esnada işlenmesi gözlerin doğrudan eski valiye ve başkana çevrilmesine sebep olduysa da yerel güvenlik güçleri bu ihtimal üzerinde durmaya pek niyetli gözükmüyorlar. Güvenlik güçleri öldürülen diğer Gazeteci Martínez’in ise komşusu ile yakın zamanda arsa paylaşımı üzerinden ettikleri kavganın da bu cinayette rolü olabileceğini belirterek, cinayeti araştırmak için ne kadar niyetli oldukları göstermiş bulunuyorlar.

Hiç şüphesiz, Meksika’da gazetecilere yönelik gerçekleştirilen şiddet eylemleri Tijuana’ya özgü değil. Ülkede sadece son 3 senede hayatını kaybeden gazeteci sayısı 50’yi aşmış durumda. Eyaletlerde gazetecilerin korunması için oluşturulması planlanan ve bazı eyaletlerde hayata geçirilen mekanizmaların gerekli kurumsallığa ve maddi güce sahip olmadıkları ise açık gibi gözüküyor. Hem Maldonado’nun hem de Martínez’in öldürülmeden önce kendilerine yönelik somut bir tehdidin varlığından bahsetmesi ve yetkilileri uyarmasına rağmen bu cinayetlerin işlenmiş olması bu mekanizmaların işlemediği ve etkin olmadığının en büyük göstergesi.

Meksika dünyada gazetecilik yapmanın en tehlikeli olduğu ülkelerden biri olmaya devam ederken, bu mesleği sürdürmekte kararlı olan gazeteciler ise iki meslektaşlarının arka arkaya öldürülmesinden sonra protesto gösterileri gerçekleştirdiler. Protestoların çoğu ise sürekli olarak daha yapısal sorunlara ve neoliberalizmin toplumu çözdüğüne yönelik argümanlar kullanan Başkan López Obrador’a yönelmiş durumda. Obrador sorunların sistemsel olduğunu ve kısa sürede çözülemeyeceğine işaret ediyor. Gazeteciler ise uyuşturucu kartelleri, siyasiler, iş adamları ve çıkar grupları ve güvenlik güçleri arasındaki ilişkilerin ortasında mesleklerini icra ederken hedef taftasının tam ortasında bulunmaya devam ediyorlar.

Evrensel'i Takip Et