Yaşam tarzları
Gülşen ve Sezen Aksu | Fotoğraflar: Beautymaykill/ Wikimedia Commons (CC BY 4.0), AA
Son günlerde yaşam tarzları yine hedef haline geldi. Yaşam tarzlarımızdan ötürü sürekli damgalanıyor ve hedef gösteriliyoruz. Durum bu iken, yaşam tarzının bilim tarafından nasıl ele alındığına bakmak ve iktidar tarafından nasıl maniple edildiğini anlamak elzem hale geliyor.
Yaşam tarzı tartışmaları, aslında sosyolojinin toplumsal statü ve sınıf meseleleri ile yakından ilişkili temel meselelerinden biri. Özellikle de Max Weber, Pierre Bourdieu gibi sosyologların üzerinde çok durduğu bir konu. Weber toplumsal statünün yaşam tarzları ile olan sıkı ilişkisine dikkatimizi çekti. Dünyaca ünlü Fransız Sosyolog Bourdieu yaşam tarzlarından hareketle toplumun sınıfsal analizini yapmak için cilt cilt kitaplar yazdı, sınıfsal aidiyetin ve toplumsal statünün tüketimle olan ilişkisini gösterdi. Bir başka Sosyolog, Anthony Giddens “yaşam tarzları, yaşam beğenileri”dir diyerek, “beğeni ise sınıfsaldır” tespitini yapan Bourdieu’yü desteklemiş oldu.
Peki, sınıf ve statü tartışmalarıyla bu kadar ilintili olan yaşam tarzlarına otoriter rejimler, tartışmanın özünü de saptırarak, neden müdahale eder? Zira biliyoruz ki, otoriter rejimler belki de en fazla yaşam tarzlarını kontrol etmek, toplumu istediği doğrultuda yeniden biçimlendirmek ve baskıyı gündelik yaşamda daim kılmak ister.
Malum, son günlerde Cumhur İttifakının özellikle AKP kanadı yaşam tarzlarını yeniden hedefine yerleştirdi. Yeniden diyorum zira iktidar ve çevresi bunu ilk defa yapmıyor. Şimdiye kadar, giyim kuşamdan, yeme içme tarzlarına ve sanata kadar yaşam tarzlarının pek çok boyutuna müdahale etti, etmeye yönelik girişimlerde bulundu. Şu içinden geçtiğimiz günlerde saldırının boyutu ve dozajı artmış görünüyor. Trol ordusu, “Türk aile yapısına ve geleneklerine” uymadığı gerekçesi ile, sosyal medyada içki içerken çektikleri görüntüleri yayımlayanları CİMER’e şikayet ediyor örneğin. Öğretmen içki içiyormuş, çocuklara, gençlere kötü örnek oluyormuş vs. Alkol kadehi ile paylaşılan görüntüleri ve fotoğrafları takip edenler sadece sosyal medyada faaliyet gösteren troller değil, kendisini medya organı sanan bazı “gazete” ve “televizyon kanalları” da sık sık bu tür bir trollük vazifesini yerine getiriyor. Bunların yanında, Sezen Aksu’ya, Gülşen’e yapılan saldırılar da işin cabası. Sezen yazdığı şarkı sözleriyle milli ve yerli değilmiş, Gülşen de giyim tarzı ile… Bir de “Boğaz’da keyif yapıp ülke kurtarmaya çalışan aydınlar” söylemi var. Geçtiğimiz yıllarda mahkeme kayıtlarına kadar girdi bu sözler.
Sadece saldırıp müdahale etmiyorlar, aynı zamanda muhafazakar ve dindar bir toplum inşası için adımlarını da hızlandırıyorlar. Geçtiğimiz pazar sabahı -galiba gecenin bir yarısı- yayımlanan genelge ile basın ve yayın faaliyetlerini “milli ve manevi değerlere” göre hizaya sokup ahlak polisliği yaparlarken, diğer yandan da kutsal aileleri perşembe akşamları camiye vaaz dinlemeye çağırıyorlar. Üstelik bireyi de değil, yerli ve milli toplumun temeli aileyi… Ailenin yaşam tarzına yönelik beğenilerini biçimlendirmek için…
Eş zamanlı atılan bu adımların siyaseten birkaç anlamı var. Her şeyden önce muhafazakar ve dindar toplumun inşasında yol alıyorlar. Bununla birlikte, toplumu ayrıştırma ve kutuplaştırma politikalarına bir de yaşam tarzları üzerinden kurdukları söylemlerle destek sağlıyorlar: “Onlar bizden değil, bizim gibi yaşamıyorlar, manevi değerlerimize uymuyorlar, yaşam tarzları, beğeni ve zevkleri bizim gibi değil, ahlaksızlar…” Şu meşhur biz ve onlar ayrımı. Mevcut iktidarın kurucu dili. Tabanını bir de yaşam tarzları üzerinden konsolide etmeye çalışan iktidarın dili. Biz ve onları ayırt etmede “bölücülüğün” önceki yıllardaki etkisini göstermediği, ekonomik krizin alıp başını gittiği bir ortamda, iktidarın öne çıkan damgalama biçimi yaşam tarzları…
Politik karşıtını yaşam tarzları üzerinden damgalarken kendilerinin de bir yaşam tarzı olduğunun, oturdukları saraylardan ve konutlardan dinledikleri müziğe, kurdukları sofralardan kıyafet sunumlarına kadar her bir beğeninin yaşam tarzlarını resmettiklerinin de son derece farkındalar. Bu beğeniyi toplumun genel beğenisi haline getirmeye çalışıyorlar. Tek tip beğeni tek tip yaşam tarzı, tek tip toplum diyerek…
- Umutla umutsuzluk arasında 2024 27 Aralık 2023 04:30
- Adabımuaşeret dersleri 20 Aralık 2023 04:42
- Zor zamanların dostu Tunç Soyer 13 Aralık 2023 04:57
- Bir mülksüzün konut krizi hatıratı 29 Kasım 2023 04:50
- Hukuk devletinde sona doğru 15 Kasım 2023 04:50
- Siyasetle ve siyaset için yaşayan kişiler 08 Kasım 2023 04:45
- Zordur barış akademisyeni olmak 01 Kasım 2023 04:57
- Filistin halkına destek, İsrail hükümetini protesto eylemleri 25 Ekim 2023 04:50
- Gazze'deki savaş Fransa'yı da yakar 18 Ekim 2023 04:20
- Gerçek dışı bir mekan olarak üniversiteler 04 Ekim 2023 04:57
- Göçmen karşıtlığından beslenen particiler 27 Eylül 2023 05:26
- Hakikat, özgürlükler ve otosansür 20 Eylül 2023 05:00