06 Şubat 2022 23:44

2022 Pekin: Muhalefet temelsiz olunca…

Yemni Delhi'de olimpiyat protestosu

Fotoğaf: AA

Paylaş

Japonya, 1936 yazında uzun süreli lobi faaliyetleri ve Mussolini’yle vardıkları anlaşma sonrası 1940 Yaz ve Kış Olimpiyatları’nı düzenleme hakkını kazandı. Ertesi yaz planlar biraz değişti ve Çin’i işgal ettiler. Sonraki yaz (1938) savaş sahasında işler istedikleri gibi gitmeyince olimpiyat ev sahipliğiyle uğraşamayacaklarına karar verdiler. 1940 Tokyo ve 1940 Sapporo planları suya düşünce, IOC yeni ev sahibi aramaya başladı. İlk önce St. Moritz’te karar kılındı ama İsviçre Olimpiyat Komitesiyle IOC arasındaki Alp Disiplini anlaşmazlıkları giderilemeyince yeni bir ev sahibi gerekti. Naziler, 1936’da olimpik harekete can suyu olmuştu. 1936 Berlin, 1932 Los Angeles’ın 3 katı seyirciyi tribünlere çekmişti. 1936 Garmisch-Partenkirchen Kış Oyunları’nın sadece açılış törenindeki seyirci sayısı 1932 Lake Placid’deki toplam seyirci sayısından fazlaydı. Tesisler de hazırdı ve 1939 yazında IOC bir kez daha ev sahipliğini Nazilere verdi. Ancak tesadüf bu ya onların da başka planları vardı. Bir yıl önce Südet bölgesini ele geçiren Hitler, mart 1939’da Çekoslovakya’yı işgal etmişti. Nazi güçleri, 1 Eylül 1939’da Polonya’ya girdi. 2 gün sonra İngiltere ve Fransa, Almanya’ya savaş ilan etti. Tüm bunlar IOC’yi pek kaygılandırmıyordu ancak 22 Kasım’da Hitler, Garmisch-Partenkirchen’deki tesis inşaatlarını durdurdu. Tıpkı 1940 Helsinki Yaz Oyunları gibi Kış Oyunları da IOC tarafından değil 2. Dünya Savaşı’nın tarafı ülkeler tarafından iptal edildi.

Biraz uzun bir girizgah oldu ama bugün 2022 Kış Olimpiyat Oyunları’nda Çin’in ev sahipliğine odaklanan ABD merkezli muhalefete tarihsel hatırlatmalar yapmak şart gibi gözüküyor. Çünkü sağı solu işgal eden, dünyanın her yerini askeri üsleriyle donatan, motoru olduğu savaş sanayiini işsiz bırakmamak için her daim eylem halinde olan ABD’nin olimpiyat ev sahipliğinde sorun görmeyip Çin’de, Rusya’da görmek olimpik hareketin esas sorunlarından da bihaber olunduğunu gösterir. Bu esasa dair problemler IOC’nin kapitalist spor endüstrisi içerisindeki rolünden, sporu ve olimpiyatları şekillendiriş biçimine kadar geniş bir alanı kapsıyor. Bu yüzden Nazilere de, ABD’ye de, Çin’e de ev sahipliği vermek IOC için bir çelişki değil. Çelişkili olan sadece 1936 Berlin, 1980 Moskova, 2014 Soçi, 2022 Pekin “politik” bir skandalmış da diğerleri “özgür dünya”nın festivalleriymiş gibi davranmak.

Japonya’dan ABD’ye uluslararası olimpiyat karşıtı hareket, Olimpiyatlara muhalefetin neden ev sahibi ülkeyle sınırlandırılmaması gerektiğine dair bugünlerde özel bir çaba harcıyor. Çünkü şu aralar Japonya’daki en büyük “olimpiyat karşıtları” Çin düşmanı aşırı sağcılar. ABD’de tonu belirleyen odak ise Çin’i dünya egemenliği hedeflerine rakip gören Cumhuriyetçi kanat. Bu kesimlerin kapitalizmle, kapitalizmin olimpiyatları kullanma biçimiyle bir derdi yok. Dolayısıyla bu ülkelerdeki “OlimpiyataHayırcılar” Pekin 2022 muhalefetini bu kesimlerin aşırı sağcı hezeyanlarından farklı bir düzlemde yürütmeye özen gösteriyorlar.

Elbette Çin’in insan hakları ihlalleri en güçlü şekilde gündeme getirilmeli. Tenisçi Peng Shuai’ye yaşatılanların hesabı sorulmalı. IOC’nin Çin yönetimiyle yaptığı kâr amaçlı iş birliği ifşa edilmeli. Ama Batılı emperyalist devletlerin “diplomatik boykot” hamlesinin emperyal bilek güreşinden ibaret olduğu da söylenmeli. Olimpiyat ev sahipliğiyle “Halkı uyutup düşmana korku salmanın” Çin ve Rusya’ya özgü olmadığı da vurgulanmalı. Sporu son zerresine kadar ticarileştiren, emperyalizmin hizmetine sunan, “savaşın başka enstrümanlarla devamı” olarak kurgulanmasının yolunu açan IOC’nin temsil ettiği anlayışın sorumluluğunun hakkı verilmeli. Tüm bunlar olmayınca açığa çıkan tepkiler “Çin işgalinin sırası mıydı Japonya”, “Polonya’ya girecek başka zaman bulamadın mı Hitler” diyen 1938-39 IOC yönetimininkiler kadar sığ oluyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa