‘Zamlar geri alınsın’ mücadelesi karşısında iktidar şaşkın, CHP yeni arayış peşinde!

Genel-İş İzmir Şubelerinin zam protestosu | Fotoğraf: Dilek Omaklılar/Evrensel
İktidarın ekonomik politikalarının yol açtığı zam yağmurunun son iki ayda “zam tsunamisi”ne dönüşmesi karşısında;
- Halkın pek çok kentte tepkisi sokaklara inerek faturaları yakma eylemlerine varması,
- Sendikasız iş yerlerindeki “yılbaşı zamları”nda çeşitli sektörden işçilerin taleplerini elde etmek için iş bırakmaya varan eylemlere başvurması,
- TİS yapılan iş yerlerinde “ek zam” taleplerinin gündeme gelmesi,
- Asgari ücretin daha asgari ücretli işçinin eline geçemeden erimesi,
- Memur, işçi ve BAĞ-KUR emeklilerinin ek zam talebinin yaygınlaşması yanında ücret ve maaşlara; altı ayda, bir yılda bir yapılan zam yöntemine son verilerek, her birkaç ayda bir, hatta her ay “enflasyon+refah payı” oranında zam yapılması talebinin emek mücadelesinin sıcak gündemi haline gelmesi… kısacası zamlara kaşı tepkinin “Zamların geri alınması” talebiyle “ek zam” taleplerini de birleştirirken bu talepleri etrafında harekete geçen emekçilerin çeşitli türden eylemlerinin yaygınlaşacağının işaretleri çıplak gözle görülür hale getirmiştir. Ki bu gelişmeler karşısında, uzun yıllardır emek mücadelesi ve bu mücadelenin asli unsuru olan işçi-emekçi yığınlarıyla karşı karşıya gelmemenin konforunu yaşayan tek adam yönetimi ve arkasındaki AKP-MHP ittifakı ne yapacağını şaşırmış durumdadır.
İKTİDAR ZAMLARI GÖZDEN GEÇİRMEYİ ‘GÖZ BOYAMA’ OLARAK KULLANIYOR
Nitekim aldığı kararları tartışılmaz görüp burnundan kıl aldırmayan Erdoğan yönetimi, yayılan hoşnutsuzluk ve tepkiler karşısında yılın başında yaptığı zamları üç hafta sonra gözden geçirmek zorunda kaldı. Ancak bu “Gözden geçirme” fatura başına 42 TL ile sınırlı kalınca “Gözden geçirme”de amacın, halkı rahatlatacak bir indirim değil “Göz boyama” olduğu açığa çıktı. Bu öfkeyi daha da artırdı.
Elektrik zammı üstünden geçen 5 hafta sonra şimdi yapılan zamların ikici kez gözden geçirileceğine dair açıklamalar yapılmaktadır.
Hem de Tek Adam Yönetiminin Sözcüsü İbrahim Kalın, Enerji Bakanı Fatih Dönmez ile AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ayrı ayrı yaptıkları açıklamalarla, “Sayın Cumhurbaşkanının direktifleri doğrultusunda zamların yeniden gözden geçirileceğini” ifade ettiler.
Sarayın medyadaki başsözcüsü Abdülkadir Selvi, zamların kabul edilir hale getirilmesi için alınacak yeni önlemleri açıklarken, yazısı boyunca, kem küm ötesinde hiçbir somut önlemden söz edemese de uzun uzun zamların kabul edilir hale getirilmesi için yapılacak düzenlemeler hakkındaki tahminlerini “haber”miş gibi sunarak, hiç olmazsa günü kurtaracak bir “Beklenti yaratmayı” amaçladı. Yandaş medya “tahminleri” manşete çekti!
KILIÇDAROĞLU ‘SİVİL İTAATSİZLİK’ ÇAĞRISI MI YAPTI?
CHP ise; önceki gün 81 ilde yaptığı basın açıklamalarıyla zamların geri alınmasını istedi.
CHP il başkanları yaptıkları basın açıklamalarında; “Elektrik ve doğal gaza yapılan zamlar derhal geri çekilerek 2021 yılının tarifelerine geri dönülmesini, Ocak 2022 döneminde tahsil edilen yüzde 127’ye varan zamlı elektrik tüketim bedellerinin iade edilmesini, sanayi, ticarethane ve tarımsal sulamada yapılan zamların geri çekilmesini” istedi.
Aynı gün saat 22.00’de bir video yayımlayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da CHP’nin taleplerini yinelerken, kendisinin “31 Aralık’ta açıklanan zamlar geri çekilinceye kadar faturalarını ödemeyeceğini” açıkladı.
Hiç kuşkusuz CHP’nin 81 ilde basın açıklamaları yapması önemli, öne sürdüğü taleplerin haklılığı da tartışılmazdır. Dahası bir parti olarak elbette ki CHP’nin tutumu kendisini bağlar. Ancak zamlara karşı mücadele tüm halkı ilgilendiren bir mücadele olarak tüm emek ve demokrasi güçlerini de ilgilendiren bir mücadele olması nedeniyle CHP’nin tutumu tüm emek ve demokrasi güçlerini de ilgilendirmektedir. Bu yüzden de burada ister istemez, “Kitlelerin sokağa dökülmesinin CHP’nin kitabında olmadığı”, “Sokağa çıkmanın iktidarın tuzağına düşmek olacağı”na dair yaptığı açıklamalar ve bu konuda herhangi bir öz eleştiri yapmamış olması akla gelmektedir. Ki bu da CHP’nin basın açıklamalarını kitlelerin tepkisinin yerine geçiren bir yaklaşımla hareket ettiğine, “erken seçim” ve “Bize oy verin sizi kurtaralım” diyen tutumunda olduğuna dair düşünceyi güçlendirmektedir.
Bu nedenlerle de Kılıçdaroğlu’nun “Ben elektrik ve doğal gaz zamları geri alınıncaya kadar elektrik faturamı ödemeyeceğim” açıklamasının sosyal medyada bir “sivil itaatsizlik” çağrısı olarak yorumlanarak heyecanla karşılanması da tartışılır hale gelmektedir. Çünkü Kılıçdaroğlu’nun çağrısı bir “sivil itaatsizlik” çıkışından daha çok, kişisel olarak faturaları ödememe, en fazla pasif, isteyen kişinin faturasını ödememesi eylemi olarak anlaşılmaktadır. Ki, her şeye karşın CHP’nin ileriye doğru adım arayışının nasıl ilerleyeceğini önümüzdeki günlerde daha açıkça göreceğiz.
KARŞI ÇIKILAN TEK ZAM ELEKTRİK ZAMMI OLMAMALI!
Tek adam yönetimi “Beklenti yaratmayı”, halkı bölerek “Tepkileri etkisizleştirmeyi”, sorunu zamana yayarak halkı yormayı amaçlasa da zamlar halkın canını yakmaya hatta giderek daha çok yakmaya devam etmektedir, edecektir de!
Zamların belediye hizmetlerini nasıl zorlaştırdığını söyleyen CHP’li 11 büyükşehir belediye başkanının açıklamasına göre zamların konutlardaki elektrik ve doğal gaz faturaları ötesinde yerel hizmetlerde de yeni ve acı faturalar çıkaracağı anlaşılmaktadır.
Toplam açısından bakıldığında enerjiden gıdaya, ulaşımdan giyim kuşama, yerel hizmetlerden eğitime… hayatın her alanında her kesimden halkın yaşama koşullarının görülmedik biçimde ağırlaşması, elektrik zammı başta olsa da bütün diğer alanlardaki zamları da kapsayan bir mücadele olmasının gerektiği de apaçıktır.
Bu yüzdende elbette ki elektrik, doğal gaz, akaryakıt, gıda ve tüm temel ihtiyaçlara yapılan zamların geri alınması;
- İnsanca yaşayacak bir ücret ve maaş için tüm ücret ve maaşlara ek zam yapılması,
- Elektrik, su, doğal gaz, telefon, internet faturalarına yapılan zamların geri alınması,
- Konutlarda faturaları kabartan vergi ve kesinti kalemlerinin kaldırılması,
- Faturaları ödeyecek geliri olamayan ailelerin elektrik, gaz ve sularının kesilmesine son verilerek bu faturaların hazine tarafından karşılanması,
- Enerji üzerindeki uluslararası ve ulusal sermayenin egemenliğine son verilip enerjinin üretmeden dağıtımına kadar hizmetlerin kamusal olarak verilmesi… gibi taleplerin dikkate alınması zamların geri alınması mücadelesinin kapsamı ve devamlılığı bakımından önemli bir yaklaşımdır.
Bu taleplerin elde edilmesinin tek gerçekçi yolu ise halkın talepleri etrafında birleşerek siyasete müdahalesidir. Bu gerçeğin eğilip bükülmesi, mücadeleye zarar verir; zam politikasının sahiplerine cesaret verir.
Evrensel'i Takip Et