Kemirgenler
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/204360.jpg)
Fotoğraf: Pixabay
AÇLIK SINIRI
Aç da değil, tok da. Sınırda.
KARANLIK
Oda karanlıktı. Perdeler inik. Lambayı açtım. Perdeleri açmadan. Dışarının karanlığı dolmasın diye içeri.
NERDE
Tanrı, her yerde. Ben hiçbir yerde. Ya Tanrıben nerde?
KARANLIKTA
Parlaklığını yitirdi ayna. Güneş battığında. Söndü ışıklar. Yüzüm silindi. Ne yüz, ne ayna var şimdi karanlıkta.
GÜNEŞ BATMADAN
Güneş çıkınca uzuyor gölgem. Koşuyor en önde. Batınca karanlık. Ne ben, ne gölgem.
KEMİRGENLER
Gövdelerimizi kemiren bir virüs. Öldüren. Ölümcüllüğüne aşıyla direnilen. Bir başkası beynimizi kemiren. Düşünmemizi, düşündüklerimizi serbestçe açıklamamızı engelleyen. Aşısı yok. Kalemlerimiz var ama. Mürekkebi bitmeyen.
SÖZ
Söz, üç harf, tek bir hece. Söylediğince ulaştığı alan kilometrelerce; binlerce, yüz binlerce insan.
KARADENİZ
Karada rüzgar örtüyor üstümüzü. Yorgan yerine. Denizde dalgalar. Ölümcül ikisi de. Karadeniz’de.
ÖNÜM ARKAM SOBE
İttim kapıyı, önüm boşluk, kara gece. Çektim kapıyı, arkam bahçe, güngüneş. Önüm de, arkam da kapalı. Görmediklerimle.
SABAH AYDINLIĞI
Yok edin, aydınlıklara gölge düşüren karanlığı. Taze sabah aydınlığı ulaşsın, gece gelmeden.
SARSINTI
Yer sarsılıyor. Gökyüzü, toprak karıştı birbirine. Gördük birbirimizin büyüyen gözlerinde. Görecekken açan çiçekleri yeryüzünde.
SORULAR
Yıkılanı yananı/yıkanı, yakanı ne siler/kim sildirir? Yağmur mu, kar mı, güneş mi sindirir?
Evrensel'i Takip Et