İnsan hakları mücadelesi ne yapsanız bitmez!
Öztürk Türkdoğan | Fotoğraf: MA
Son dönemlerde pek çok sorunun, yoksullaşmanın, baskıların ötesine geçen, bu olumsuzlukları da kesen ve sorunları yoğunlaştıran bir durum olarak insan hakları savunucularına yönelik baskılarda da kaygı verici bir artış yaşanıyor. Biliyoruz ki, Birleşmiş Milletler (BM) İnsan Hakları Savunucularının Korunması Bildirgesi ve insan hakları savunuculuğunu güvence altına alan diğer uluslararası sözleşme ve belgelere rağmen Türkiye’de insan hakları savunucuları, tam da ihlallerinin önlenmesi ve insan haklarına yönelik saygının korunup geliştirilmesi adına yürüttükleri çalışmalar nedeniyle yargısal ve idari tacizlere, tehdit, hedef gösterme ve misillemelere maruz bırakılıyorlar.
Bunun en son örneği olarak da önümüzdeki günlerde ardı ardına duruşmalarını izleyeceğimiz İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı ve Türkiye İnsan Hakları Vakfının (TİHV) Kurucular Kurulu Üyesi Sevgili Öztürk Türkdoğan hakkında açılan davaları sayabiliriz.
Öztürk Türkdoğan, Türkiye’nin uluslararası saygınlığa sahip en köklü ve kitlesel insan hakları örgütü olan İHD’nin başkanlığını 2008 yılından bu yana, dile kolay 14 yıldır yürütüyor. Bunca zorlu bir insan hakları mücadelesini uzun zamandır özveriyle sürdüren sevgili mücadele arkadaşım geçtiğimiz yıl, 19 Mart 2021 tarihinde keyfi ve hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmış ve aynı gün ifadesi alındıktan sonra serbest bırakılmıştı. Bu taciz gerek ulusal gerekse uluslararası insan hakları ortamında büyük bir infiale yol açmıştı. Şimdi aynı keyfilik, hukuk dışılık ve taciz açılan davalar ile kendisini gösteriyor.
Davalardan birisi, İHD Eş Genel Başkanı olarak temel hak ve özgürlüklerin korunması ve ihlalleri görünür kılmak amacıyla yaptığı farklı açıklamaların, TCK’nin 314/2. maddesinde düzenlenen silahlı örgüt üyeliği suçu kapsamına alınmasıdır. Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesinde ilk duruşması 22 Şubat 2022 tarihinde saat 09.15’te görülecek bu duruşmada elbette yanında olacağız. Gelelim diğer davalara: 24 Nisan 2017 tarihinde İHD’nin internet sitesinde yayımlanan “Adalet ve Hakikat için Ermeni Soykırımı’nın İnkârına Son” başlıklı bildirinin Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinde düzenlenen Türk milletini, Türkiye Cumhuriyeti devletini, devletin kurum ve organlarını aşağılama suçunu oluşturduğu gerekçesiyle Ankara 24. Asliye Ceza Mahkemesinde açılan davanın duruşma günü henüz belli olmamakla birlikte, davanın gerekçesini oluşturan Ermeni Soykırımı’na dair ifadeler nedeniyle daha önce İHD MYK üyelerine yönelik başlatılan soruşturma için “suçun yasal unsurları” bulunmadığı gerekçesi ile Adalet Bakanlığı tarafından izin verilmemişken, şimdi aynı açıklamaya ilişkin soruşturma izni verilmesi ve dava açılması tacizkar tutumun bir göstergesi olarak değerlendirilebilir sanırım. İHD’nin internet sitesinde 29 Haziran 2018 tarihinde yayımlanan “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile İlgili Zorunlu Açıklama” başlıklı yazıda yer alan ifadeler nedeniyle TCK’nin 125/3. maddesinde düzenlenen hakaret suçu işlendiği gerekçesiyle hakkında 60. Asliye Ceza Mahkemesinde açılmış bir dava daha var. Bu davanın ilk duruşması ise 18 Şubat 2022 tarihinde saat 11.45’te görülecek.
Türkiye İnsan Hakları Vakfının yaptığı açıklamada son davaya ilişkin vurgu da çok önemli: “Sivil toplum örgütlerine ve siyasetçilere karşı tehdit, hakaret ve hedef gösterir içerikte açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında bu eylemlerinden dolayı hukuki işlem başlatılması gerekirken, eleştiri hakkı kapsamında yapılan açıklamalar nedeniyle İHD’nin Eş Genel Başkanı olarak Öztürk Türkdoğan hakkında dava açılması, demokratik hukuk devleti ilkeler açısından kabul edilebilir değildir. Açılan tüm bu zorlama davalar hukukun siyasal iktidar tarafından nasıl bir baskı aracına dönüştürüldüğünün açık bir ifadesidir. Daha da vahimi ise 1990’lı yıllardan sonra ilk kez eş genel başkanı şahsında İHD’nin bu denli ağır bir yargısal taciz ile karşı karşıya bırakılmış olmasıdır. Aslında bu, Öztürk Türkdoğan ve İHD üzerinden tüm insan hakları hareketini ve savunuculuk faaliyetlerini baskı altına alma çabasıdır. Türkiye insan hakları hareketi, bu taciz ve baskılara hiçbir şekilde boyun eğmeyecektir.”
İnsan hakları mücadelesi doğası gereği boyun eğmez bir duruştur. Saldırılarla susturulamaz!
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43
- Siyah çöp torbasına atılan insanlığımız 26 Eylül 2024 04:45
- Sistematik işkence 19 Eylül 2024 04:41
- Narin bir çocuk 12 Eylül 2024 04:43
- Savaş hesabı 05 Eylül 2024 05:26