18 Şubat 2022 22:40

Aynı yolun yolcuları!

Görsel: Film afişi 

Paylaş

“Olli Mäki’nin En Mutlu Günü” filmiyle bilinirliği ülkesinin sınırlarını aşan Finlandiyalı Yönetmen Juho Kuosmanen, geçen yıl bu şöhreti daha da perçinledi. Hem ilk gösterimi gerçekleştirilen Cannes Film Festivali’nde hem de gösterildiği diğer festivallerde aldığı ödüllerle gönüllere taht kuran “6 Numaralı Kompartıman” filmi bu hafta itibarıyla Türkiye sinemalarında vizyonda.

“6 Numaralı Kompartıman”ın aşağıda kısa özetini anlatacağım hikayesinde hiçbir özellik yokmuş gibi geliyor. Ve aslında gerçekten de öyle. Ama Kuosmanen’in asıl mahareti, antik Yunan’dan bugüne binlerce kez anlatılmış bir hikayeyi bambaşka ifade etmenin yolunu bulması. Nihayetinde, Laura adlı Finli bir öğrenci kadının Moskova’dan kalkıp, Arktik Okyanusu kıyısında Finlandiya sınırına yakın Rus şehri Murmansk’a gitme hikayesini anlatıyor film. Adından da anlaşılacağı üzere, bir trenin 6 numaralı kompartımanında geçiyor hikaye. Laura, sevgilisi Irina’nın birlikte planladıkları bu yolculuğu iptal etmesi üzerine yalnız seyahat etmek zorunda kalıyor. Seyahatin amacı ise Murmansk’ta yer alan petroglifleri (kaya resimleri) görmek. Irina’nın gelmemesinin hayal kırıklığı ile trene binen Laura, daha ilk dakikadan ‘kayıp’ olduğunu anladığımız Maden İşçisi Ljoha ile paylaşmak zorunda kalıyor kompartımanı. Öngörülebileceği üzere bu iki farklı kişilik, yaşadıkları çatışmadan bir dostluk/ aşk çıkarabilecekler mi sorusuyla ilerliyor yapım.

Ama filmin bu genel anlatısını görselleştirmekte, dönemin atmosferini anlatmakta yaratıyor farkını Kuosmanen. Öncelikle filmin doksanların sonunda geçtiğini belirtelim. Laura’nın yolculuğu boyunca kullanılan aletlerden, sokaktaki araçlara bakarak ’90’larda olduğumuzu anlıyoruz ama sonlara doğru Ljoha’nın “Titanik” filmi göndermesi en azından 1997 sonrasını anlattığı konusunda bir kesinlik sağlıyor. Ki aslında bunu destekleyecek başka doneler de var. Örneğin Rusya’nın Sovyetler Birliği’nin dağılma travmasını biraz olsun atlatmış olduğu hissediliyor sokaklarda. Yeri gelmişken, film böylesi büyük bir değişime dair doğrudan bir şey söylemiyor. Maden işçisi olan Ljoha’nın kendisini kaybetmiş hissetmesinde, bir gece misafir oldukları yaşlı kadının geçmişe dair anlatılarının satır aralarında bulunabilir bu tür ayrıntılar.

Ama biri sevgilisi birlikte tasarladıkları seyahate gelmekten vazgeçtiği, üstelik bunu da fazla umursuyor görünmediği için; diğeri belli ki hayli uzun süredir hayal kırıklıklarıyla boğuşan iki gencin birbirlerini tamir etme, birbirlerinin amacı olma sürecini anlarla kuruyor film. Daha açılışta, Lauro ile Irina’nın iki tarafı da yeterince mutlu etmediğini anladığımız sevişme sonrası sahnesinden başlayarak adım adım kurulan bir atmosfer söz konusu. Ljoha’nın Laura’yı kıskanmasıyla yeni bir sürece giren ilişkinin, petrogliflerin olduğu bölgeye gitme inadına dönüşmesiyle yeni bir yöne savruluyor.

İnsanoğlu, anlık ya da dönemsel krizler, kayboluşlar, sıkıntılar sürecinde geçmişle bağ kurma ve oradan kendisini yeniden inşa etmeye meylediyor kimi zaman. Laura’nın geçmişi on bin yıl öncesine dayanan bu petroglifleri görme arzusu da böyle bir yeniden inşa niyetine dayanıyor kanımca. Kendisine bir sıfır noktası bulmak, bir dayanak inşa etmek, dönüşmek ve gelişmek için güç ve motivasyon veriyor insanoğluna böylesi inatlar. Yolculuğun bir noktasından sonra Irina ile olan mesafesi duygusal olarak da artan Laura için bu tarihi mekan yeniden inşanın da metaforuna dönüşüyor sanki. Ama bunun gerçekleşmesi için Laura’nın isteği kadar Ljoha’nın da inadı gerekiyor. En nihayetinde bambaşka insanlar olup hayatın anlamını bulmuyor bu iki genç ama hayatlarında başka bir hikayenin olasılığını yokluyorlar. 6 numaralı kompartımanda yan yana gelemeseler de bir hikayede bir arada durabilmeyi denemek istiyorlar sanki.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa