Ukrayna, NATO, savaş

Fotoğraf: ritmeurasia.org
Geçen hafta Türkiye’nin NATO’ya girişinin 70. yıl dönümü idi. 18 Şubat’ta TBMM, NATO Sözleşmesini onayladı.
Türkiye’nin NATO’ya girdiği günler ile şimdiki Ukrayna sorununda benzerlikler var. İkinci Emperyalist Savaş sonrası Avrupa’da Bulgaristan, Arnavutluk, Romanya, Macaristan, Yugoslavya, Polonya, Çekoslovakya gibi ülkelerde halk cumhuriyeti ya da sosyalist devletler kurulmuş, Almanya ikiye bölünmüştü. Savaşın bitiminden kısa bir süre sonra, ABD ve Birleşik Krallık önderliğinde Kanada, Fransa, İngiltere, İzlanda, Hollanda, Belçika, İtalya, Danimarka, Norveç ve Portekiz’in katılımıyla 1949 yılında NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü) kuruldu. NATO, SSCB’ye karşı kurulmuştu. SSCB bu askeri ittifaka elbette tepki gösterdi ama NATO ısrarla NATO’nun bir savunma örgütü olduğunu ve genişlemeyeceğini iddia ediyordu. Tıpkı SSCB dağıldığı zaman ABD ve NATO’nun Yeltsin’e verdiği sözler gibi ABD ve İngiltere SSCB’ye sözler veriyordu.
Çin ve Kore devrimleri ABD’nin başını çektiği ittifakın verdiği sözlerin ne kadar boş olduğunu gösterdi. ABD öncülüğünde Kore’ye NATO müttefikleri BM kararı ile asker gönderdi. SSCB, Türkiye’den Karadeniz’e savaş gemileri geçirmemesini, gerekirse Boğazların birlikte korunabileceğini bildirdi. Türkiye, SSCB Türkiye’den toprak istiyor, Boğazları işgal etmek istiyor diye NATO’ya üyelik başvurusunda bulundu. NATO görünüşte Türkiye’nin talebini reddederken ABD Türkiye ile çok sıkı ikili ilişki geliştirdi. Silah ve para vermeye başladı. Türkiye de Kore’ye asker gönderdi. Kore ikiye bölündü, Çin’de bir adada o dönem Milliyetçi Çin denilen bir kukla devlet kuruldu. 1952’de Türkiye, 1954’te Yunanistan NATO’ya alındı. Batı’dan SSCB’yi kuşatan NATO Güney’den de kuşatmayı genişletiyordu. Verilen sözler tutulmamıştı.
SSCB’ye karşı kurulmuş NATO’ya karşı bu kez; SSCB, Arnavutluk, Bulgaristan, Çekoslovakya, Doğu Almanya, Macaristan, Polonya, Romanya tarafından 1955 yılında Varşova Paktı kuruldu. SSCB dağılıncaya kadar bu iki askeri pakt arasında gerginlik kimi zaman sertleşerek sürdü.
SSCB dağılırken verilen sözler de yine ABD ve NATO tarafından tutulmadı. ABD Yeltsin’e sözlü olarak Varşova Paktı üyelerinin ve Rusya’ya komşu ülkelerin NATO’ya alınmayacağına söz vermişti. Bu sözden bir süre sonra 1997’de eski Varşova Paktı üyeleri Çek Cumhuriyeti, Macaristan ve Polonya NATO’ya davet edildi; üç ülke de 1999’da örgüte katıldı. Genişleme, Orta ve Doğu Avrupa’dan yedi ülkenin daha katılmasıyla devam etti: Bulgaristan, Estonya, Letonya, Litvanya, Romanya, Slovakya ve Slovenya. Bu ülkeler ilk olarak 2002 Prag zirvesi sırasında katılım görüşmelerine davet edildi ve NATO’ya 2004’te katıldı. Sıra Gürcistan, Moldavya ve Ukrayna’ya gelmişti. Bu üç ülke de NATO’ya katıldığında Karadeniz bir NATO gölü olacaktı. Rusya ABD ve NATO’nun Karadeniz hamlesine sert tepki gösterdi. Turuncu ‘Devrim’ denemesi yapılan Gürcistan’a tanklarını soktu ve Kuzey Kafkasya’nın Gürcistan’dan ayrılması sonucu ortaya çıktı. Ukrayna’ya 1956’ da Kruşçev tarafından verilen Kırım Yarımadası’nı ilhak etti. Ukrayna’ da Neonazi İktidara karşı ayaklanan Donetsk Bölgesi halkına destek verdi ve bölge halkı Donestk ve Lugansk gibi şehirlerde kontrolü ele geçirdi. Ve ele geçirdikleri şehirlerde Donestk ve Lugansk Halk Cumhuriyeti’ni kurdular. Daha sonra ise bu cumhuriyetler birleşerek Halk Birliği Cumhuriyeti’ni kurdu.
Bugün Ukrayna-Rusya sorunu gibi görünen sorun aslında Rusya ile ABD ve müttefiklerinin çekişmesi. ABD ve müttefikleri Çin’e saldırmadan önce Rusya’yı etkisizleştirmeye çalışıyorlar. Rusya’yı saldırgan ülke olarak tescil ettirip çok kapsamlı bir tecrit, ekonomik ambargo ve boykot kampanyası ile köşeye sıkıştırmak ve sonra da benzer bir cendereyi Çin üzerinde kurmayı planlıyor. Almanya doğal gaz nedeniyle ABD kadar şahin görünmüyor. Fransa tedbirli. Rusya ile didiştiğinde ekonomik zararları büyük olacak Türkiye ise, bir taraftan Rusya ile ilişkilerini iyi tutmaya çalışırken, diğer taraftan Ukrayna’ya fırsattan istifade İHA, SİHA satmaya çalışıyor.
Rusya Ukrayna’yı işgal eder mi? Zayıf bir ihtimal ama gelecek günler Soğuk Savaş yıllarının en sert günleri gibi geçecek sanki. Tabii, soğuk savaş demek aynı zamanda ülkelerin içinde de faşizm ve baskıcı rejimler demek.
Demokrasi mücadelesi ve barış mücadelesi bu nedenle birlikte yükselecek önümüzdeki günlerde.
Evrensel'i Takip Et