Mücadele nasıl olmalı?
Fotoğraf: Unsplash
“Katı olan her şey buharlaşıyor” derken, Berman 80’lerden bugün daha da görünür olan bakış açısıyla gelen belirsizliği tanımlar. Neoliberal kapitalizmin farklı sömürü biçimlerini içine alan, kullanışlı olan ne varsa sermaye birikim sürecine eklemleyen kapitalist üretim ilişkilerine bilgi ve iletişimi de katarak aradığımız yuvanın çoktan buharlaştığını artık çok daha fazla hissediyoruz.
Pandemiyle birlikte hayatlarımıza tahayyülümüzün ötesinde dahil olan dijitalleşme ve bu pratiğin sağlıktaki yansımaları üzerine bir tartışma sürerken bir yandan da bu yazıyı yazmaya çalışıyorum. Ata Soyer Sağlık ve Politika Sempozyumunun sekizincisi “Dijitalleşme ve Yeni Dönemde Sağlık Muhalefeti” başlığında yapılıyor. Berman’ı anmam ondan... Son dönemde her alanda olduğu gibi sağlık alanında da emeğin değersizleştirilmesine tanıklık ederken emeği değersizleştirilenlerin farkındalığıyla yeni örgütlenme arayışlarının da yaygınlaştığını görüyoruz. Sağlık alanında emeği değersiz kılan ne, emek verenleri tüketen anlayış nasıl yerleşti diye düşündüğümüzde karşımıza kapitalizmin çok elverişli bir biçimde kullandığı ve bizlere sunduğu bireysel seçimlerin çıktığını fark ediyoruz.
Bireysel seçimlerin öne çıkartılması kuşkusuz sermayenin devamlılığı için gerekli olan tüketimi, mevcut olana dair bir tür doyumsuzluk algısıyla, her zaman ilerideki bir noktanın daha iyi olduğunu bireylere aktararak, insanı bulunduğu yerden daima daha ileride olan bir yere taşıma ama en çok da tüketimin sınırsızlığına yönlendirmesiyle ilişkili bir boyuta dönüşüyor.
Sağlık alanında dijitalleşme de bir yandan tüm sağlık verilerimizi metaya dönüştürmek için biriktirip bir yandan da kışkırtılan bir tüketim nesnesi olarak sağlığı alabildiğine bireyselleştirip ayrıştırarak, toplumsallaşmasını engelleyerek kamusal alandan çıkartılmasını olanaklı kılıyor. Dijitalleşen sağlık iş gücünde esnekleşme, tüm diğer üretim alanlarında olduğu gibi iş ve iş dışı zamanın bulanıklaşmasıyla sürekli çalışmaya tekabül ettiğinden, sürekli bir artı değer üretimi gerçekleşmesini ve iş zamanıyla sınırlı o artı değer üretiminin akışkan bir biçimde hayatın tamamına yayılmasını sağlıyor. Bant üretimiyle hızlanan artı değer birikimi günümüzde bulanıklaşan sınırlarıyla hızını ve esnekliğini artırıyor.
Esneklik daha çok rekabetle karakterize edilirken, bu da aslında sömürü ve eşitsizliklerin gizlenmesine yol açıyor. Bir emekçinin iş bulamamasının asıl sebebi vasıfsızlık, eğitimsizlik ve rekabetten geri durmak olarak bireylerin önüne konup, sürekli vahşi bir rekabette koşmaya, yetişmeye, asıl olanı düşünmemeye yöneltiyor. Sürekli bir belirsizlik ve risk içinde, üretimin hayatın tamamına yayıldığı koşullarda akışkanlık sürekli bir devinimi, toplumun bu akışkan halinde de sürekliliğin yerine hızın geçmesini, böylece sermayeye dijital emek süreçlerini kullanarak esneklik, belirsizlik ve güvencesizlik ile emeği değersizleştirme, örgütlenmeyi bu parçalanmışlık içinde olanaksızlaştırma fırsatı sunuyor. Emeğin değersizleştiği, üretenin tüketildiği bu sistemde sermayenin dijitalleşme ile hareket yeteneğinin artmasının bir yandan da eylemlerinden sorumsuz kılınmasını sağladığı aşikâr.
Sermaye tüketen için de üreten için olduğu gibi görünmez kılınırken, hiç olmadığı kadar çok örgütlü bir mücadeleye ihtiyaç duyduğumuz, örgütlenmeyi de dijitalleştiren bu akışkanlık içinde olanaklar kadar görünmez kıldıklarını da dikkate almayı gerektiren ve devinimle hızı birbirine karıştırmayacak bir çalışmaya ihtiyaç var gibi görünüyor. Bu akışkanlık içinde mücadelenin ayrıştırılmasını engelleyen adımlar önceliğimiz olmalı.
- İnadına tanıklık 05 Aralık 2024 04:41
- Çetelere bütçe 21 Kasım 2024 04:59
- Büyümeden annen sana, ölüm alacak 14 Kasım 2024 04:42
- Bu zamanda hekim olmak 07 Kasım 2024 04:43
- İnsan hakları mücadelesine devam 31 Ekim 2024 04:43
- Çeteler kol geziyor 24 Ekim 2024 04:43
- Kimi, niye aşağılıyoruz? 17 Ekim 2024 04:34
- Şiir yazmanın sorumluluğu 03 Ekim 2024 04:43
- Siyah çöp torbasına atılan insanlığımız 26 Eylül 2024 04:45
- Sistematik işkence 19 Eylül 2024 04:41
- Narin bir çocuk 12 Eylül 2024 04:43
- Savaş hesabı 05 Eylül 2024 05:26