Çin, Rusya ile Ukrayna arasında, nerede duruyor?

Uzun zamandır bir konuda yanlış tahminlerde bulunduğu, önünü göremediği için özür dileyen bu kadar çok uzmanı bir arada görmemiştim. Putin blöf mü yapıyor, yığınak mı derken, bir anda kendimizi ‘oyunun kurallarını’ değiştirecek bir savaşın içinde bulduk ve önümüzü göremiyoruz. Şu anda ABD’ye kafa tutabilecek neredeyse yegane güç olduğu için Çin’in de önünü göremediğini kabul etmek zor olduğu için, Xi’nin Putin’i yönlendiren esas planlayıcı olduğundan, hepimiz Ukrayna’ya bakarken Çin’in Tayvan’ı aradan çıkarıvericeğine kadar senaryolar tartışıldı. Peki ya Çin de kendi yol haritasını henüz çizmekteyse?

Kış Olimpiyatları’nın açılış törenindeki Xi-Putin zirvesi ikilinin her konuda görüş birliği içinde olduğu izlenimi verdi. Hatta sonrasında gelen ortak açıklama, yeni bir kutuplaşmanın manifestosu olarak okundu. Olimpiyatların bitmesinden bir hafta sonra Rusya, Ukrayna’ya müdahale ettiğinde ise bu tahminlerin doğal sonucu olan kayıtsız şartsız Çin desteği gelmedi. İlk açıklamalar, Çin’in toprak bütünlüğüne saygı duyduğu yönündeydi. Her ne kadar Batı emperyalizmine vurgu vardıysa da, toprak bütünlüğüne saygı Ukrayna’nınkini de kapsıyordu. Çin sosyal medyasında Rusya karşıtı mesajlar sansürlendiyse de, barış çağrısı yapan mesajlara dokunulmadı. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde Rusya’ya karşı yayımlanacak kararı veto etmesi beklenirken çekimser kaldı. Batılı ülkelerin Rusya’ya SWIFT ambargosunu eleştirdi ama kendi ticari bankaları, dolar akışının kesilmesi kaygısıyla, Rusya’ya emtia işlemlerini durdurdu. Çinli jeopolitika analistlerinin yorumları Putin’in NATO genişlemesi konusunda haklı olduğundan, Çin’in tarihsel olarak güçlü olduğu Asya bölgesinin dışında liderlik yapmasının elini zayıflatacağına, ABD-Çin rekabetinden faydalanıp Çin’i bir emrivakiyle kendi yanına çekmeye çalıştığına uzanan bir yelpazede çeşitlilik gösteriyor. Putin, Xi’yi arayıp Ukrayna’yla masaya oturabileceğini söylediğinde, Çin’in bu meseleden çıkış bileti ufukta görünür gibi oldu: Eğer iki ülke arasındaki müzakerelerde ara buluculuk rolünü üstlenirse, ne müttefiki Rusya’ya karşı açıktan tavır almak zorunda kalır, ne de onaylamadığı belli olan bir saldırıyı desteklemek zorunda kalır.

Çin, niye Ukrayna krizinden nasıl faydalanacağını düşünmüyor da, sağ salim bir çıkış yolu arıyor? Çin, tarihsel olarak bir bölgesel güç. Dış politika prensibi, uluslararası çatışmalarda karar mercii pozisyonundan uzak durmak. Küresel kapitalizm içinde zenginleşince bir dünya gücü tavrı takınmak mecburi hale geldi. Kuşak ve Yol Girişimi’nin çok uluslu sermaye ağlarını tehdit eder hale gelmesiyle, var olan sisteme bir tehdit olarak kodlandı. ABD, 2000’li yılların başı itibariyle Çin’in yükselişini durdurmayı ana stratejisi olarak belirledi. Bu durumda, Çin, ABD benzeri bir dünya liderliğine soyundu. Örneğin, Ortadoğu’da yalnızca ekonomik ilişkileri geliştirmeye değil, siyasi çatışmalara ara buluculuğa da soyundu. Fakat, bunu yaparken göze alması gerekenlere henüz hazır değil. Bunun en yakın örneğini Kazakistan’da yaşadık. Çin, bugün Ukrayna’da olduğu gibi Kazakistan’daki ayaklanmaya da hazırlıksız yakalandı ve müttefiklerinin iç işlerine karışmayacağını ilan etti. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesine ise daha hazırlıklıydı, Taliban dahil olmak üzere tüm muhataplarla vakit geçirmeden görüşmeye başladı. Bunun nedeniyse, ABD’nin çekilmesinin yarattığı güç boşluğunu doldurmak değil, bölgedeki ekonomik ve askeri güvenlik kaygılarıydı. Bütün bu örneklerde, Rusya, Çin’in müttefikinden çok, bölgesel güvenlik kaygılarının parçası olarak karşımıza çıkıyor. ABD, “yeni soğuk savaş” söylemine destek bulmak ve moral üstünlük sağlamak için, Rusya-Çin ittifakını olduğundan daha yakın ve sorunsuz göstermeye çalışıyor; ama, Çin ve Rusya’nın ilişkileri en fazla pragmatik bir ortaklık olarak görülebilir. Ortak bölgeleri Orta Asya’daki çıkar çatışmalarını şimdilik değişik bölgesel örgütler aracılığıyla çatışmasız çözdüler ama bu, iki tarafın küresel ölçekte birlikte hareket edeceği anlamına gelmiyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Şireci Tekstil 2023’te vergi öncesi kârı 1.6 milyar TL ama 2023’te hiç vergi ödemedi. İşçilere teklifi yüzde 30 zam.

Karafiber 2023’te 6.6 milyar TL değerinde net satış geliri elde etti. Bu satışlardan “kâr etmediğini” öne sürerek vergi ödemedi.

Yalçın Kardeşler Halı 2023’te kendi beyanıyla 44.4 milyon TL vergiye esas kâr elde etti. İşçilere yüzde 34 zam dayatıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
RTÜK Başkanı “Ülkemizde olumlu olaylar olmuyormuş gibi haber servis ediliyor” deyip ‘yandık’, ‘bittik’ haberleriyle karamsarlık aşılandığını savundu, ceza tehdidinde bulundu.

Evrensel'i Takip Et