Orta Doğu'nun penceresinden Rusya!
Fotoğraf: Leon Klein/AA
Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri müdahale ihtimali beklenmedik bir şekilde gerçekleşti. Sadece 1 hafta içinde kendi içindeki çatlakları ve fikir ayrılıklarını dondurmaya karar veren NATO ve AB ülkeleri Rusya’ya karşı birleşti.
Bir taraftan Rusya-Ukrayna arasında savaşın durdurulması için müzakere çabaları devam ederken diğer taraftan Rusya’ya yönelik oldukça kapsamlı ekonomik, siyasi, kültürel yaptırımlar art arda geliyor.
Bütün dünya gibi Orta Doğu, Arap ve enerji zengini Körfez ülkeleri de Ukrayna ile patlak veren kadim ABD-Rusya çatışmasının nerelere varabileceğini kestirmeye çalışıyor.
1 hafta içinde Avrupa’nın enerji bağımlılığı başta olmak üzere elindeki avantaj kozları tükenen Rusya “NATO tarafından kuşatılıyoruz” gerekçesi ile başlattığı işgal sebebiyle köşeye sıkışmış görünüyor. Rusya ve prestiji oldukça sarsılan Putin daha da sertleşir mi, Rusya’nın dile getirdiği nükleer silah kullanımı ihtimali gerçekleşir mi bekleyip göreceğiz.
Bütün bunlar olurken krizi yakından izleyen ancak taraf olmamak için ‘direnen’ Arap ve Körfez ülkeleri BM’de önceki gün yapılan Rusya konulu oylamada Rusya’yı kınayan ve derhal Ukrayna’dan çekilmesi gerektiğini savunan ülkelerle birlikte evet oyu verdi. Oylamada hayır oyu veren tek istisna Arap ülkesi Suriye oldu. Cezayir, İran, Irak çekimser kaldı.
Peki bölge ülkeleri ABD ve Batı safına mı hizalanıyor?
Mevcut duruma bakarak bu soruya ‘evet’ demek için çok erken olduğu söylenebilir.
Bunun nedenlerini anlamak için biraz geriye dönerek, “Rusya Orta Doğu’da kısa sürede nasıl köklü ilişkiler kurabildi?” sorusu ile başlamak gerekiyor.
Rusya Orta Doğu’da yüz yıllardır vardı ancak Soğuk Savaş döneminde Cemal Abdul Nasır dönemi Mısır’ını kısmen, Suriye’yi tamamen kendi saflarına çekmiş olsa da nadiren siyasi süreçlerin seyrini değiştirecek kadar başat rolü oldu.
Bu durum Arap Ayaklanması ile birlikte birkaç yılda büyük ölçüde değişecek ve resmi tarih kitaplarının meşhur ifadesi ile “Rusların sıcak denizlere açılma emeli” de nihayet gerçekleşecekti.
Rusya’ya Akdeniz’in ve Orta Doğu’nun kapılarını açan faktörler;
- Bütün bölgeyi sarsan ayaklanmaların sonuçlarını hesaplayamayan taraf ülkelerin giriştikleri vekalet savaşlarının kısa sürede kontrolden çıkması,
- Suriye gibi ülkelerde isyana katılımın tahminlerin çok altında kalması, Mısır’da Müslüman Kardeşler’in kredisini kimsenin kestiremediği kadar kısa sürede tüketmesi
- Yükselişe geçen radikalizm,
- Desteklenen siyasi yapıların sahada karşılık bulmaması,
- Değişmeye başlayan ABD-Batı perspektifi ve öncelikleri ve elbette Türkiye’nin hata üstüne hata yapması oldu.
Bu faktörler Rusya’nın on yıllardır kolladığı fırsatlara dönüştü.
Rusya’nın Ukrayna işgali başlamadan önce bölge ülkelerinde sosyal medyada Rusya’ya destek vardı ve bu destek işgale rağmen artmaya devam etti. Mısır BM’de Rusya’yı kınamış olsa da sosyal medya kullanan Mısırlıların neden Rusya’yı desteklediğini anlamaya çalışan bölgeden uzmanlara göre;
- ABD ve Batı’nın bölgedeki sicili oldukça kötü ve mesela Irak savaşını görmemiş olan nesiller arasında bile Batı karşıtlığı dikkat çekici boyutlarda
- Rusya ABD ve Batı gibi teknoloji, askeri hatta siviller için gerekli sağlık, kamu hizmeti amaçlı satın almalarda şartlar listesi dayatmıyor. Rusya’nın ticari, askeri ve siyasi iş birliğine açık görüntüsü ABD ve Batı blokunun daha da üstenci görünmesine sebep oluyor.
- Avrupa ülkelerinden gelen Ukraynalı mültecilerle ilgili “Bunlar bizden, sarı saçlı mavi gözlü insanlar ölüyor” gibi açıklamalar, her gün Iraklı, Mısırlı, Suriyeli göçmenlerin donarak öldüğü Polonya sınırının Ukraynalılara hemen açılması gibi gelişmeler bölgede batı ülkelerinin tahmin edemeyeceği boyutlarda tepkiye sebep oldu.
- Avrupa ülkelerinin ve ABD’nin medyaları da dahil Filistin meselesi ile Ukrayna meselesine yaklaşımları ya da Irak işgali döneminde ABD güçlerinin işlediği insanlık suçlarını görmezden gelmeleri gibi çifte standartlı bakış açışları iyice belirginleşti.
Bölgeden isimlerin bu değerlendirmelerine birkaç ek de ben yapayım;
- Bölge açısından en önemli öncelik istikrar ve Putin’in çökmüş Sovyetler Birliği’nden ABD’ye ve Batı’ya kafa tutan bir Rusya yaratan lider imajına öykünülüyor
- Savaşlara ve korkunç yıkımlara alışmış olan bölge açısından Ukrayna savaşı herhangi bir savaş. Üstelik onca ülkenin doğrudan desteklediği, maddi kaynakların aktığı, mültecilere sınırların hemen açıldığı bir manzara olarak görülüyor. Haliyle Ukrayna’yı kendileri ile kıyaslayan bölgeden sıradan insanlar açısından Ukrayna’daki savaş ve Rus işgali Avrupa ülkelerindeki gibi dehşet yaratmıyor.
- Bölge ülkelerinin ve ABD/Batı blokunun savaşlara yaklaşımı savaşın nerede olduğuna, taraflarına ve taraflardan hangisinin din/dil/ırk/hikayenin benzerliği/sicil gibi faktörlere göre değişiyor.
Bu faktörler dün Rusya’nın kendisini bölgede kısa sürede kabul ettirmesini sağlamıştı, bugün de Rusya’ya bölge sokaklarında destek görmesinin sebepleri…
Peki bölgenin sıradan insanlarının bu eğilimleri kendi devletlerinin, hükümetlerinin politikalarını değiştirir mi?
Elbette hayır ancak bölge ülkeleri de bazı ekonomik, siyasi ve güvenlik öncelikleri sebebiyle Rusya ile ilişkilerini korumaya çalışma gayretinde!
Bu sebeplerin bir kısmını önceki haftalarda detaylı yazdığım için kısaca geçiyorum.
- Gıda krizi riski: Mısır başta olmak üzere bölge ülkeleri buğdayı büyük ölçüde Rusya’dan ve Ukrayna’dan ithal ediyor. Silolarında 4 ay yetecek kadar buğdayı kalan Mısır başta olmak üzere bölge ülkeleri açısından Ukrayna’nın tahıl üretiminin önemli bir bölümünün yapıldığı doğuda çatışmaların yoğunlaşması endişe sebebi. Şimdiden un başta olmak üzere kriz fiyatlara yansımaya başlamış. Ayaklanma, siyasi istikrarsızlık, kovid ve üstüne bir de buğday krizi zaten fakirleşmenin giderek derinleştiği bölge açısından yeni kitlesel huzursuzlukların fitilini ateşleyebilir.
- Turizm: Yine Mısır başta olmak üzere ekonomik istikrarsızlık yaşayan ülkeler Rusya’dan ve Ukrayna’dan gelecek yüz binlerce turist için 1 yıldır hazırlık yapıyordu. Geçen yıl sadece Mısır’a 700 binden fazla Rus, 1 milyondan fazla Ukraynalı turist gitmiş. Haliyle krizle birlikte bölgede turizme güvenenlerin hayal kırıklığını tahmin edersiniz.
- Enerji piyasası ve petrol fiyatları: Bu petrol ihraç eden ülkeler açısından olumlu bir durum gibi görünse de petrol fiyatlarındaki artış ekmek üretiminden elektrik tüketimine kadar her alana yansıyor. Yani petrol satan ülkelerin kazancı artarken bölgede fakirleşmeyi derinleştiriyor. Zaten petrol ihracatçısı ülkelerde de gelir dağılımı adaletinin olmadığı aşikar.
- ABD ile Rusya arasında kalmak: Bölgenin mümkün olduğunca sessiz kalma çabasının en önemli sebeplerinden biri bu. ABD bölgede köklü ilişkilere sahip. Askeri üsleri, ticaret anlaşmaları, dünya piyasalarını belirleyen oluşumlarda etkisi vs. vs. varken Orta Doğu’da son 10 yıldır iyice görünür olan Rusya ile ilişkiler de birçok fırsat demek. Ayrıca Trump döneminden beri ABD’nin “Bölgeden yavaş yavaş çekilip Asya’ya yöneleceği” yönündeki politika değişikliği de olası boşluğu Rusya’nın doldurmasının önünü açmıştı. Şimdi bölge ülkeleri ABD’nin yanında saf tutup Rusya’yı şiddetle kınayıp ekonomik, siyasi yaptırımlara katılsa ABD bölge ülkelerine her şartta destek verir mi? Rusya’yı kızdırıp küstürmeye değer mi?
- OPEC bağları: Bütün dünyada Rusya’ya yönelik şiddetli tepkiler yükselirken Birleşik Arap Emirlikleri Emiri Bin Zayed, Putin ile bir telefon görüşmesi yaptı. Keza Suudi Arabistan ABD’nin “Petrol üretim kapasitesini artırıp Rusya’nın boşluğunu doldurun” teklifini reddetmişti. OPEC üyesi bölge ülkelerinin Rusya ile sürekli kesişen yolları tarafsız kalmaya zorlayan unsurlardan biri.
Velhasıl Arap ve Körfez ülkeleri bir an önce bu krizin sona erdirilmesini istiyor. Mısır “ABD Süveyş Kanalı’nı Ruslara kapatmamız için baskı yapar mı?”, Suudi Arabistan ve BAE gibi körfez ülkeleri “Ukrayna krizi yüzünden Rusya ile enerji anlaşmalarımız suya düşer mi?”, bölge ülkelerinin neredeyse tamamı “Rusya’ya karşı yaptırımlara katılmaya zorlanır mıyız?” endişesinde. Haliyle mümkün olduğunca da taraf olmamaya çalışacaklar gibi görünüyor.
- Her şeye rağmen ateşkes sağlandı! 28 Kasım 2024 06:30
- Trump başkan ama gözler Putin'de 21 Kasım 2024 05:00
- Enkaz altında Ali'nin yarım bacağı! 15 Kasım 2024 04:44
- Trump'ı değil Lazzarini'yi dinleyin! 08 Kasım 2024 12:17
- Lübnan Şiileri ve Türkiye’nin Kürt açılımı! 24 Ekim 2024 04:42
- 7 Ekim ve bölgenin yeniden dizaynı! 17 Ekim 2024 05:45
- Lübnan için kıyamet vakti! 10 Ekim 2024 04:59
- Bölge kaynıyor: Savaş içinde savaş! 03 Ekim 2024 04:55
- Lübnan savaşın eşiğinde! 26 Eylül 2024 04:27
- Barış ümitleri de patladı 19 Eylül 2024 04:39
- Her şey Gazze'ye bağlı! 12 Eylül 2024 05:56
- İsrail neden Batı Şeria'ya saldırıyor? 05 Eylül 2024 05:27