Üniversite gençliği Rusya-Ukrayna çatışmasını nasıl görüyor?
Fotoğraf: Evrensel
Gençlere geçmeden önce birkaç bilgi sorununa veya sınırına değinelim. En köklü sınır veya soru, insanın olan biteni anlama yetisinin sınırlarıdır. Bilgi bakımından olumsuz yanıt, olan biteni doğru düzgün anlayacak bir yeti veya yol yöntem yok olacaktır; olumlu yanıt ise insanın yaptığı her şeyin insanca anlaşılabilir olduğu yanıtıdır. Bilgi imkanı bu iki ucun arasında bir yerlerde bulunuyor.
Bilgi imkanına olumlu tarafından bakar, “Gerçeğin eninde sonunda ortaya çıkma, gözükme ve görülme özelliği vardır” dersek yine de sorular tükenmiş olmuyor: İnsan gerçeğin bilgisine ne kadar yöneliyor, hatta gerçeği kabul etme eğiliminde mi yoksa gerçeğe rağmen başka “hayali/ereksel” görü veya beklentileri mi var, gerçekleri o kadar da kabullenemeyen bir varlık mı?
Daha da zorlu soru insana dair gerçeklerin tek bir gerçekten oluşup oluşmadığı, insan için olaylar zaten birden fazla realite mi barındırıyor, gerçeğin gönderimi-gerçek anlamı aynı olmasına rağmen her insanda başka bir duyum veya anlamı mı bulunuyor?
İnsan algı ve anlağının sınırları nedir? Olaylara bakınca her ne ise görebiliyor muyuz? Aynı olaya bakınca aynı şeyi mi görüyoruz? Olanları yaşananları nasıl seziyor, algılıyor, anlıyor, sonuçlar çıkarıyor, yorumluyor, değerlendiriyoruz?
Gerçek olanlar, olaylardan mı ibaret? İnsan nedenlerden mi ibaret? İnsan aynı zamanda ereksel bir varlık mı, insan sadece tarihi değil aynı zamanda tarihin yapıcısı mı? Ereksellik olanın yanında “olması gerekiri” de mi içeriyor? Ne olmalı?
‘UKRAYNA HAKLI’, ‘RUSYA DA HAKLI OLABİLİR’, ‘HİÇBİRİ HAKLI DEĞİL’
Gençlerle konuştuğumda gördüğüm, programlara göre kimin haklı olduğu konusunda farklılaşmalar olduğu. Bazı programlarda çoğunlukla Ukrayna haklı görüşü hakimken, bazı programlarda “Hiçbiri haklı değil” görüşü yaygınlaşıyor, az sayıda Rusya haklı görüşü de ifade ediliyor.
Örneğin “Hangisinin haklı olduğu konusunda tam emin değilim açıkçası. Görünürde olan Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açtığı ve Ukrayna’nın bu durumda çaresiz ve savunma durumunda olduğu. Diğer yandan ise düşman veya karşı birliklere ev sahipliği yapan Ukrayna var ve buna karşı çıkan, bunu yadırgayan, bunun için de saldırı durumunda olan bir Rusya var. Kimin haklı olduğu karışık olabilir benim açımdan.” Yaygın ifadelerden biri: “Zulmün, ölümün, olduğu yerde haklı yoktur.”
NEDENLERDE BÜYÜK ORANDA UZLAŞMA VAR: ABD-AB-NATO VEYA RUSYA YAYILMACILIĞI
Öğrenciler hangi tarafı daha çok haklı bulurlarsa bulsunlar, “Çatışma neden çıktı?” sorusuna genel olarak Sovyetlerin dağılması ve NATO’nun genişlemesini içeren yanıtlar veriyor. Ukrayna’nın Batı’ya yakınlaşması ve Rusya’nın bunu tehdit sayması yaygın bir yanıtı oluşturuyor. Ara sıra “Ukrayna’daki milliyetçilik”, “ayrılıkçılar”, “Putin’in hırsları” gibi nedenler de ifade ediliyor.
“Çatışma niçin çıktı?” sorusu bir tarafta Ukrayna’nın NATO ve AB üyeliği arayışı veya Batı yayılmacılığı, diğer yanda Rusya’nın bunu tehdit görmesi veya doğrudan Rusya’nın yayılmacılığı sayılıyor. Hangi taraf için söylenirse söylensin savaşta tarafların amacı (niçin yapıldığı) neredeyse yüzde 90 oranlara vararak üstünlük arayışı veya yayılmacılık olarak görülüyor.
‘YAYILMACILIK’ GÖRÜLÜYOR ANCAK SEBEPLERİ SORUSUNA ÇOK GEÇİLEMİYOR
Öğrenciler bu çatışmanın yayılmacılık olduğunu görüyor, yayılmacılık savaşları tetikliyor, savaşlarla birlikte işliyor.
Ancak gerek öğrenciler arasında gerekse hepimizde “yayılmacılık” neden veya niçin var, buradan daha arkaya doğru üçüncü aşamaya çok geçilemiyor, daha genel çıkarımlar bu noktada kesiliyor, bundan ötesi çok sorgulanamıyor.
Savaşların toptan aşılabilmesi için nasıl sonuçlanması gerektiği de çok ötelere geçilerek yanıtlanamıyor.
TÜRKİYE’YE ETKİSİ
Öğrenciler genel olarak hangi taraf üstün çıkarsa çıksın Türkiye’ye yansımalarının pek parlak olmayacağı görüşündeler. Rusya galip çıkarsa farklı etkiler, NATO bloku galip gelirse farklı etkiler bekleniyor ama her iki durumda da Türkiye’nin zorlanacağı talep veya tehditlerle karşılaşacağı kestirimi bulunuyor.
EMPERYALİZM KAYBETSİN, YAŞATMAK KAZANSIN
Tartışmayı ilerletirsek, yayılmacılığın arkasında bireysel ifadeyle egoizm, sistemsel ifadeyle kapitalizm/emperyalizm yer alıyor. Benim dileğim, her çatışma sonunda kapitalistlerin savaş yoluyla bir yayılma veya çıkar elde edemeyeceği, tüm kapitalistlerin kaybedeceği sonuçlar çıkmasıdır. Savaşın galibi olmaması, yeni savaşların çıkmaması ve savaş fikrinin aşılması için olabilecek en olumlu ders herhalde bu olur.
Tabii ki para/üstünlük/sermaye değil “yaşamın ana amaç” görüldüğü, ötekiyle birlikte yaşamanın, bir diğerinin yaşamını kolaylaştırmanın ana amaç olduğu durumda savaşlar aşılabilecektir. Yaşamak ve yaşatmak için emperyalistleri aşmamız, yaşamı büyütmeyi amaç edinmemiz gerekmektedir.
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46
- YKS, eğitim ve şehirler: Üniversitede resesyon, şehirde resesyon ve göç 16 Ağustos 2024 04:15