Newroz ateşi bütün halkları barışa ve kardeşliğe çağrının ateşidir!

Bir haftadan beri Newroz, Türkiye’nin dört bir yanında irili ufaklı etkinliklerle kutlanıyor. Bugün İstanbul ve daha birçok merkezde, yarın ise Diyarbakır’da kutlanacak Newroz!

Çünkü Newroz, uzun yıllardan beri Türkiye’de 1 Mayıs İşçi Bayramı, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü gibi, bir güne sığmayan ve bir gösterinin ötesine geçerek, mücadele ve mücadeleden çıkarılan derslerin tartışıldığı bir “muhasebe” dönemi olarak bir haftaya yayılan ekinliklerle kutlanıyor.

Newroz; adı üstünde Yeni Gün! Yeni eskiye, eskiyene, çürüyene karşı, iyinin kötüye, mazlumun zalime karşı mücadelesinin günü!

Ön Asya’dan geniş Orta Asya coğrafyasına kadar pek çok etnik kökenden, dilden ve dinden (inançtan) halkın, doğanın uyanışı olan mart ayında (21 Mart’ta), uzun ve meşakkatli kıştan sonra cömert doğa ananın bağrında yaşayan halkları beslemek için yeniden uyanışını (dirilişini) kutladıkları bir bayram.

Tarihin bilinmeyen bin yıllarına uzanan Newroz’u her halk, kendi geleneklerine göre içeriklendirse de zaman içinde Newroz, doğadaki uyanışın sembolü olma özelliğini taşımaya devamının yanında; zalimlerin zulüm ve baskılarına karşı mazlumların mücadelesinin değerlerinin taşıyıcısı, bir mücadele günü olarak, zaman içinde kendisi de yenilenerek binlerce yıl öteden günümüze kadar gelmiştir.

Newroz’un, zulme karşı mücadele ve kurtuluşun simgesi olarak kutlanışı, Zalim Hükümdar Dehak’a karşı Demirci Kawa’nın önderliğinde başkaldırarak Dehak düzenine son verme efsanesine kadar uzanır. Ve Newroz yakılan ateşin üstünden atlanması gibi ritüellerin ötesine geçilerek bir özgürlük çağrısının işareti olarak zalimlere karşı mazlumların kurtuluşunun bayramı olmuştur.

Nitekim bugün, Kürt halkının eşitlik ve özgürlük taleplerini tanımayan iktidarlara karşı mücadelesinin değerlerinin köklerini Newroz’da bulması bir rastlantı değildir.

‘SAVAŞA HAYIR’ İLE KÜRTLERİN ÖZGÜRLÜK TALEBİ BİRLİKTE SÖYLENMELİ…

Bu yıl Newroz; Rusya emperyalizmi ile ABD’nin başını çektiği Batı emperyalizminin yeniden paylaşım mücadelesinin Ukrayna’da bir savaşa dönüştüğü, dolayısıyla; “Savaşa hayır”, “Bölgeye emperyalist müdahalelere hayır”, “Halklar kaderlerini kendileri tayin etmelidir” diyen talepler ile barış ve halkların kardeşliğinin öne çıkarılmasının düne göre daha önem kazandığı koşullarda kutlanmaktadır.

Öte yandan tek adam rejimi; milliyetçiliği Kürt halkının özgürlük talebini sadece sınırın içinde değil sınırın ötesinde de askeri operasyonlarla ezmede yeni adımlar atmaktadır. Dahası Cumhur İttifakı partileri, seçim taktiklerini kendi yandaşlarını Kürtlerin özgürlük talebini hedefe koyarak motive ettiği bir seçim kampanyasıyla ‘Başarıya ulaşmak’ için kolları sıvamış bulunmaktadır.

Dahası 2022 Newroz’u;

Sorumluları ortaya çıkarılmayan Roboskî Katliamı’nın 10 yılı aşan yarasının kanamaya devam ettiği,

Selahattin Demirtaş başta olmak üzere binlerce HDP yöneticisinin tutuklandığı, HDP’nin siyasi çalışmalarının polisiye yöntemlerle engelleme girişimlerinin giderek artan biçimde sürdürmekle kalmayıp 6 yıl öncesinin HDP-MYK üyelerini de kapsayan bir “Kobanê Davası” icat edildiği, bununla da kalmayıp, HDP’ni katılması için dava açıldığı,

Seçilmiş belediye başkanlarını görevden alıp yerine kayyum atanmasının haksız-hukuksuz girişiminin yarattığı ağır baskının devam ettiği,

Kürtlerin ana dilinde eğitim hakkını tanımamakta ısrar edildiği koşullarda kutlanacaktır.

NEWROZ ALANLARI DEMOKRASİ TALEPLERİNİN HAYKIRILDIĞI ALANLARDIR

Yukarıda sıralanan sorunlar ilk bakışta sadece Kürt halkını ilgilendiren sorunlar gibi görünse de gerçekte bu sorunlar Türkiye’nin, başka bir söyleyişle nüfusun çoğunluğunu oluşturan Türk milliyetinden olan halk başta olmak üzere bütün Türkiye halklarının sorudur. Çünkü bu sorunlar Türkiye’nin demokratikleşmesinin sorunlarıdır.

Bu yüzden de Newroz sadece Kürtlerin kutladığı bir bayram, bir mücadele günü değil aynı zamanda Türkiye’nin tüm halklarının da taleplerinin haykırıldığı bir gündür.

Bu yüzden yakılan Newroz ateşini;

“Barış ve demokrasiyi birlikte kazanacağız, halklar kazanacak” demenin,

Savaşlara ‘dur’ demek ve emperyalistlerin bölgeden ellerini çekip halkların kendi geleceklerini kendilerinin belirleyeceği özgür bir gelecek talebinin,

Ana dilde eğitim hakkı ve Kürt sorununun eşit haklar temelinde demokratik, barışçıl çözümü için mücadele etmenin,

Tek adam yönetiminin ülkeyi yeni tehditlerle yüz yüze bırakan politikalarının son bulmasını haykırmanın çağrısı olarak görüyoruz.

Bu inançla, halkların barış ve kardeşlik bayramı NEWROZ KUTLU OLSUN; NEWROZ PÎROZ BE diyoruz!