21 Mart 2022 00:50

Newroz, İzzet Kezer ve 30 yıl sonra

Sabah gazetesinin İzzet Kezer'in ölümüyle ilgili manşeti ve Newroz alanı

Görseller: İzzet Kezer'in ölümüyle ilgili Sabah gazetesinin manşeti ve Newroz alanı (Fotoğraf: MA) | Kolaj: Evrensel

Paylaş

İlçe halkı evlerine çekilmiş, sokaklar boşalmıştı. Gazeteciler de otele çekilmişti. 23 Mart gününün sessizliğini bir kadının feryatları bozdu. Kurtuluş Mahallesi’nden yükselen feryatlar, herkesin dikkatini bu mahalleye çekti. O dönem Sabah gazetesi muhabiri olarak Cizre Newroz’unu izlemek için orada bulunan İzzet Kezer de, diğer meslektaşlarıyla birlikte makinesini kapıp sesin geldiği yöne doğru koştu. Kurtuluş Mahallesi’ndeki çığlıklara ulaşmaya çalışırken, üzerlerine önce ‘tak, tak, tak’ ardından seri şekilde ‘takır takır’ mermi yağmaya başladı. Silah atışları susmuyordu.

Gazeteciler Faruk Balıkçı ve Namık Durukan’ın kaleme aldığı ‘Ölümün İki Yakasında’ adlı kitapta sonrası şöyle anlatılıyor: “Aramızda panik başlamıştı. Üzerimize yağmur gibi gelen mermilerden korunmak için birbirimizin altına girip korunmaya çalışıyorduk.” Üst üste yığılmış on kadar gazeteci canını kurtarmaya çalışırken, bir anda 5 metre kadar gerilerinde, yol ortasında bir arkadaşlarının boylu boyunca kanlar içerisinde hareketsiz yattığını fark ettiler. “Aynı gazetede çalışan arkadaşı Uğur aniden ayağa kalkarak; ‘İzzet, İzzet, İzzet’i vurdular! Alçaklar, İzzet’i vurdular’ diye bağırmaya başladı.”

Dönemin İçişleri Bakanı, Türk sağının ‘İsmet Abisi’ İsmet Sezgin’di.

İzzet Kezer 1992’de Cizre’de panzerden açılan ateş sonucu öldürülmüştü. Aynı yıl, 20 Eylül’de Diyarbakır’da Musa Anter (Davası 6 ay sonra zaman aşımına uğrayacak), 20 Kasım’da yine Diyarbakır’da Gerçek Dergisi Temsilcisi Namık Tarancı katledildi. Aynı yıl İzzet’ten önce de, ‘Hizbullah Çevik Kuvvet Merkezinde Eğitiliyor’ haberinin 2000’e Doğru dergisinde yayımlanmasından iki gün sonra, 18 Şubat 1992’de derginin Diyarbakır bürosunda Halit Güngen silahlı saldırıyla katledilmişti.

İsmet Sezgin, önceleri ısrarla reddettiği Hizbullah’ın varlığını 2 Aralık 1992 günü kabul etti. Sezgin, örgütün varlığını kabul ettiği gün, Hizbullah, Diyarbakır’da 178. cinayetini işlemişti.O dönemde, devletin güvenlik birimleriyle ortak hareket ederek gerçekleştirdiği cinayetlerle ‘Hizbulkontra’ olarak anılan Hizbullah’a PKK ile mücadele eden bir örgüt muamelesi yapan açıklamalarda bulunan Sezgin yıllar sonra o açıklamalarını reddetti ve İçişleri Bakanlığı yaptığı ‘kasım 1991-haziran 1994’ tarihleri arasında Hizbullah’a karşı amansız bir mücadele yürütüldüğünü öne sürdü. Ancak daha sonra BBC Türkçe’de 5 bölüm olarak yayımlanan Rengin Arslan’ın kaleme aldığı “90’larda ne olmuştu?​” yazı dizisinin 3. bölümünde Sezgin, “Birtakım ölümler, öldürmeler oldu. Çiller hükümeti, polisi, jandarmayı daha ziyade dahil etmek istedi. Dışarıdan birtakım kimseleri de görevlendirdi. Yani devlet, kendi görevlerini, devlet görevlisi olmayan birtakım kişilere yaptırmak istedi” diye konuştu. Sezgin, bu röportajda yıllar önce söyleyip sonra reddettiği “devletin PKK’ya karşı Hizbullah’a göz yumduğunu” yine söyledi. (3 Eylül 2015)

Şimdilerde yine aktif siyasette yer tutmaya çalışan Tansu Çiller, dönemin başbakanı sıfatı ile 4 Kasım 1993 tarihinde İstanbul Holiday Inn Oteli’nde “PKK’nın haraç aldığı iş adamları ve sanatçıların isimlerini biliyoruz, hesap soracağız” dedi. Ardından Behçet Cantürk, 14 Ocak 1994’te kaçırılıp öldürüldü.

Çiller’in o konuşmasını Özgür Ülke gazetesinin İstanbul Kadırga’daki teknik binası, Cağaloğlu’daki Merkez Bürosu ve Ankara Bürosunun 3 Aralık 1994’te bombalı saldırıya uğraması izledi. Kadırga bürosundaki saldırı sonucu, ulaştırma görevlisi 32 yaşındaki Ersin Yıldız yaşamını yitirmişti.

İzzet Kezer’in Cizre Newroz’unu izlemek isterken katledilmesinden 30 yıl sonra yine bir Newroz’dayız.

Sadece gazetecilerin değil, binlerce kişinin faili meçhul cinayetlere kurban gittiği bir tarihin ardından Kürt sorunu bugün sadece bölgesel değil, uluslararası bir sorun olarak çözüm bekliyor.

1994’te DEP binasının bombalanmasına tanıklık ettik, bugün belediyelerine kayyum atanan, seçilmiş siyasetçileri, belediye başkanları cezaevinde bulunan ve kapatma tehdidi altında tutulan HDP, yaklaşan seçimlerin kilit partisi durumunda.

Bu ülkede barışın yaşam bulmasını umut ederek gazetecilik yapan meslektaşlarımızdan bayrağı devralmış olan bizler de buradayız.

Newroz kutlu olsun, bizi barışa yaklaştırsın.

Newroz Pîroz Be!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa