TTB: Su misali

Bir bardak su verene güzel cümlelerin kurulduğu coğrafyalardandır Anadolu. Dün Dünya Su Günü idi. Birleşmiş Milletlerin bu yıl belirlediği tema “Yeraltı Suyunu Görünür Kılmak”.

Türk Tabipleri Birliğinin de (TTB) gündeme getirdiği üzere “Ülkemizin en önemli su havzaları arasında yer alan Ergene, Gediz, Küçük Menderes, Büyük Menderes havzalarında su kalitesi değerleri dördüncü kalite olarak tanımlanan en kötü kalitede” ne yazık ki. Yıllar içinde hem sularımız kirlendi hem de bir o kadar da ticarileşti. “Yaşam ve ekosistemin vazgeçilmez bir parçası olan su” nicedir tüm canlılar için yeterli, nitelikli, erişilebilir ve ücretsiz olmaktan çıktı.

Bu minvalde TTB “Suyun yaşamsal bir insan hakkı olduğunu ve insanımızın ücretsiz olarak temiz ve sağlıklı suya erişim hakkını savunacağını” dün bir kez daha kamuoyu ile paylaştı.

İşte o TTB yine, yeniden hedefte. İnsan halklarından, çevre halklarından, yaşam savunuculuğundan ne zaman bahsetse, ne zaman savaş değil barış dese hedefe alınmakta, son beş yıldır. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli dün TBMM’de, TTB’nin kapatılmasını vehmetmiş. Hekimlerin 14 Mart Sağlık Haftası içindeki G(ö)REV etkinliğinde de TTB yöneticileri için “Gidişleri olsun da dönüşleri olmasın” demişti.

Hekimler, tabip odası ve TTB seçimlerinin yaklaştığını birkaç yıldır hükümet ve küçük ortaklarının meslek örgütüne “saldırılarından” anlıyorlar. Oda seçimleri iki yılda bir gerçekleşiyor. Hatırlayacak olursak dört yıl önce yani iki seçim öncesinde TTB’nin gerek başkan gerek merkez konseyi üyeleri “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” açıklaması sonrası hep birlikte gözaltına alınmıştı. Bu ilk büyük gözdağı hekimlerin oyları ile mevcut yönetimlerin daha da güçlendirilmesi ile cevaplandırıldı. Bir önceki seçimde ise gerek AKP gerek MHP gerekse Vatan Partisi aynı anda hekim meslek örgütünü hedef aldılar ancak yine bir sonuç elde edemediler. Artık iki yılda bir bu “saldırgan” üslup rutinleşti.

Emniyet Genel Müdürlüğünün kurumsal medya hesabından hafta içinde TTB Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı hakkında ”suç duyurusunda” bulunma ilanı yaklaşan oda seçimlerine bir müdahale olarak algılanıyor hekimlerce.

Bu yıl yeni bir gelişme daha yaşandı: Sayıları hızla artan hekim sendikaları. TTB seçimlerinde hangilerinin, birilerinin ‘ısmarlama’ sendikası olduğunu hep birlikte göreceğiz. Böl, parçala mı yeni bir yol mu hep birlikte göreceğiz. Sağlık iş kolunda alt meslek gruplarına dair doğası gereği daha küçük ve çokça sendika oluşunun mahzurları konusunda on yıllardır Dünya Çalışma Örgütü ilgili raporları ile uyarmaktaydı oysa. Yakında asistan hekimler sendikası, uzman hekimler sendikası, işyeri hekimleri sendikası vb. ile karşımıza çıkanlar olursa da şaşırmamak lazım.

Buna bir de derneklere kayyum atanmasına dair 2020 yılına ait düzenlemeyi kenara not etmekte yarar var.

Son beş yıldır milyonlarca seçmenin oyu ile göreve gelen yüzlerce belediye başkanı, meclis üyesi, milletvekillerinin görevlerine son verilmekle kalınmadı, aynı zamanda belediyelere kayyum atanma işi otomatiğe alındı, seçimler bu nedenle yenilenmedi.

Bu teamül, hükümet ve ortaklarının seçimlerle elde edemediği başarıyı demokratik olmayan yöntemlerle ele geçirme alışkanlığının meslek odası ve sendika seçimlerine kadar uzanması ile sürdürülmek isteniyor.

Hekimler kendi oyları ile seçilen tabip odası yöneticilerinin “saldırgan” bir  üslupla hedef gösterilmesinin ve hatta TTB’nin kapatılması taleplerinin özgür iradelerine müdahale olduğunu, başlı başına suç teşkil ettiğini düşünmekte. Elbette gereken yanıtı oyları ile bir kez daha vereceklerdir.

Dönemin TTB Merkez Konseyi üyesi iken 23 Mayıs 1980 günü demokrasi düşmanlarınca evi basılarak katledilen Sevinç Özgüder’in katillerini tanıyıp tanımadığını, ‘Katillerin iyi çocuk olup olmadığını’ birilerinin yine TBMM’de ifade etmesini bekliyor şimdi hekimler.

Mevcut koşullarda TTB seçimleri demokrasi savunucuları ile karşıtlarının bir kapışma alanı kılınmak isteniyor. Üstelik bu karşılaşma orası ile sınırlı değil.

Şimdi dayanışma zamanı: Özgürlük için, demokrasi için, adalet için, yaşam ve sağlık hakkı için...

Sağlıcakla kalın.