Kahrolsun oligark
Fotoğraf: Özer Akdemir/Evrensel
’80 öncesi. Üniversite anfilerinde gençler. Herkes konuşmacı; forum.
“Kahrolsun faşizm” konusunda herkes hemfikir. Bir tarafta “Faşizme ölüm halka hürriyet” diye slogan atan gençler. Diğer tarafta “Faşizme ölüm halklara hürriyet” diye düzeltenler. “Faşizme ölüm” kısmı tamam, diğer yarısı sorunlu. Türkiye halkı mı, halkları mı? Sabahlara kadar tartışmalar. Daha önce “Devrim, şehirde fabrikalarda mı başlamalı, kırsalda köylülerin önderliğinde mi başlamalı” konusunda anlaşamayıp bölünmüş sol.
“Kim emperyalist, kim sosyal emperyalist?”
Sonra Mao sonrası Çin. Komünist Parti. 4’lü çete yakıştırmaları. “Çete” denilen soygun çetesi değil, fikir çetesi. Çete karşıtları, yandaşları.
Üzerinde bir türlü hemfikir olunamayan şey, Karl Marx’ın “Kapital”inin, Friedrich Engels’in “Doğanın Diyalektiği”nin ülkedeki yorumu. Henüz ortada oligark yokken, “Kahrolsun oligarşi” diye bu günleri işaret edenler.
Diyarbakır’da işkence hücrelerinde katledilen Çorumlu İbrahim. Cenazesini, parası olmadığı için el arabasıyla taşımak zorunda kalan babasından, para almayan hamalın ağlayarak taşıdığı İbrahim Kaypakkaya. Nurhak’ta, Kızıldere’de katledilen, ülkenin en zeki, en çalışkan, en güzel yüzlü, en aydınlık gençleri.
Ve oligarklar.
Hayatlarında hep sinsi karanlıklarda yaşamış grupların iktidar hırsı.
Meritokrasiden plütokrasiye kayan yönetim biçimleri. Gorbaçov öncesinde cebinde 1 dolar yokken, cemaatinin desteğiyle devletten 250 milyon dolara aldığı gaz şirketini 13 milyar dolara tekrar devlete satan (Türk Telekom gibi), şimdilerin barış görüşmecisi. Ve diğerleri. Halkın mallarını çalıp sonra parayla eski sahibine satan, çaldıkları paraları, demokrasinin beşiği diye övünürken hırsızların gizli kasası görevini yapan malum ülkeye aktaran uyanıklar.
İnlice’de halkın plajını “özelleştirme” numarasıyla, Gündoğmuş’u “HES” numarasıyla, Aydın’ın Kızılcaköy’ünü “jeotermal” numarasıyla bizim minik oligarklarımızın cebine indirmeye çalışan karanlık eller.
Ve hemen dibimizde 1 trilyon dolarlık yer altı, yer üstü, insan zenginliği ile oligarkların sofrasında paylaşım savaşının ortasında kalan kuzey komşumuz.
Kafa karıştırmak için ortaya atılan her şey yalan.
Tek doğru, bir tarafta hırsızlar, haksızlar, diğer tarafta halklar.
YAZARIN DİĞER YAZILARI
- Esaaad 12 Aralık 2024 05:18
- Zekai Çıngıllıoğlu 05 Aralık 2024 04:49
- Niye dövüyoruz? 28 Kasım 2024 04:37
- Kanal İstanbul 21 Kasım 2024 04:54
- Ormanlarımız için direneceğiz 14 Kasım 2024 04:31
- Zııt Erenköy 07 Kasım 2024 04:22
- BARIŞ 31 Ekim 2024 04:21
- Bölünmez bütün 24 Ekim 2024 04:41
- Martı başı 1 buçuk 17 Ekim 2024 04:28
- Öcü 10 Ekim 2024 04:50
- Siyaseten palavra 03 Ekim 2024 04:38
- Gömün 26 Eylül 2024 04:16
YAZARLAR
Fatih Polat
Diyarbakır notları: Seçim öncesi gelip ‘Ser sera, ser çava’ demeyin
Zeki Gül
Tamamlayıcı sağlık sigortası: Eksik olan ne?
Devrim Avcı
İşçi, kıdem tazminatı almamış olsa da manevi tazminat alabilir
Ertan Erol
Milei’in birinci yılının ardından
Özer Akdemir
Kıbrıs’tan Şam’a bir siyasal İslam okuması
