Sağlık politiktir

Fotoğraf: Dilek Omaklılar/Evrensel

İki gündür ‘Türk Tabipleri Birliği (TTB) kadınları olarak Diyarbakır’dayız. Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu tarafından iki yılda bir düzenlenen kongrelerin yedincisi 1-3 Nisan 2022 tarihlerinde Diyarbakır’da yapılıyor, ben bu yazıyı yazmak için çekildiğimde Ekolojik Krize Çözüm Arayışları başlıklı atölye çerçeve sunumları ardından atölye çalışmaları başlamıştı. Bir gün önce yapılan atölyelerden çıkan sonuçlara bakarsak, bu son atölyeden de yolumuzun biraz daha belireceğini söylemek yanlış olmaz.

Önceki kongrelerimizde “kadına yönelik şiddet”, “kadını görmeyen bilim ve sağlık politikaları”, “kadını görmeyen aile ve sağlık politikaları”, “kadın ve savaş”, “kadın, sağlık ve muhafazakârlık”, “kadın emeği ve sağlık” temalarında tartışmalar yürütmüş, deneyimlerimizi paylaşmış ve 2008 yılında başlattığımız bu üretimi on dört yıldır sürdürmüşüz. Biri hariç tümüne katıldığım bu kongrelerden her seferinde biraz daha donanmış çıktığımı söylemeliyim.

TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu ile Diyarbakır Tabip Odası ev sahipliğinde planlanan “VII. Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kongresi”nin başlığı “Ekolojik Kriz, Kadın ve Kadın Sağlığı” olarak belirlenmişti. Dünya uzun süredir ekolojik krizle boğuşurken, seller, yangınlar, depremlerle sık karşılaştığımız bu coğrafyada gezegeni tüketen, tüm canlıları tüketim nesnesine dönüştüren ataerkil kapitalizmin dünyayı ekolojik krize sürüklediği ve bu ekolojik krizin de bu ataerkil kapitalizmin içinden çıkmamıza da izin vermediği pandeminin kökeni olduğundan hareketle bir süredir yürüttüğümüz ekolojik kriz tartışmalarını kadın bakış açısıyla tartışmayı hedeflemiştik.

Krizler toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştiriyor, derinleşen eşitsizlikler de kadınları daha çok etkiliyor. Sadece pandeminin “evde kalma” aşamasında bile kadınlar daha çok şiddete maruz kaldı, daha fazla işsiz bırakıldı, okullarından alındı, çocuk yaşta evliliğe zorlandı, yoksulluk derinleşti, bakım yükünü sırtlanmak durumunda bırakıldı. COVID-19 pandemi döneminde sağlık hizmeti sunan kadın sağlık çalışanları üzerindeki yük de daha fazla arttı ve toplumsal cinsiyete duyarlı politikalar ne yazık ki gündeme bile alınmadı. O nedenle bu kongre çok önemliydi.

Bu kongrede adı anılan Lavinia Llyon Dock’u bu yazıda da anmak gerekir diye düşünüyorum. Özellikle TTB’yi politika yapmakla “suçlayan” anlayışı bir nebze teşhir etmeyi de sağlayabilir. Sağlığın sermayenin ya da devletin sunumunda bir çerçeveden çıkarılıp, toplumun kendisi için ürettiği bir anlayış, bir kültür haline gelmesinin mümkün olduğunu düşünen 19. yüzyılda, Amerika’da sanayi devriminin işçi kitleler üzerinde yarattığı sağlıksızlıkla mücadele eden bir kadın ve sınıf hareketinin beslediği ve beslendiği “Yerleşke Hareketi”, toplumun, kendisinin sağlıklı olmak ve kalmak için çok şey yapabileceğinin kanıtını bir hemşire olan Dock ile sunar bize. Dock’un da içinde yer aldığı harekete göre, birey olarak insan, toplumla doğallığı ve özgürlüğünden vazgeçmeden bütünleşebildiği ve yaşam koşullarını oluşturabildiği oranda sağlıklı yaşamı yakalar. Yani, nesnel kuralların bulunduğu ve ancak özgürlüklerin de korunduğu, zorunluluklar kadar özgür iradenin yaşama geçirildiği, bireyselliğin tüketen bencilliğinin aşılıp toplumsal bilincin/toplumsal sorumluluğun özümsendiği, toplumun bir orkestra uyumuyla yaşadığı; ancak içinde insanın farklılıklarının kaybolmadığı bir yaşam biçiminde insanın doğayla uyumlu ve birlikte özgürleştiği koşullarda sağlıklı olmak mümkündür.

Bir toplumda, insanın kendi yaşamının belirleyeni olması, politik olması demektir. İnsana dair her şey politikanın kapsamındadır. Özel alan politiktir, eğitim politiktir, sağlık politiktir. Sadece üretim ve tüketim üzerine kurulu sistem, insana dair yaşam alanlarını politikadan ayırarak, bu alanların organizasyonunu bir başkasına, teknik uzmanlara ya da önünde politikacı sıfatı olanlara bırakarak, kendine yabancı ve edilgen insanı yaratır. Oysa insan toplumsal bir varlıktır ve toplum, insan ihtiyaçlarının çözümünü içinde barındırır. Politikanın kendisi toplum içinde, çözüm arayışıdır. Sağlıklı olmak da hem toplumsal hem politik bir meseledir.

Evrensel'i Takip Et