08 Nisan 2022 00:51

Eksik olan ne?

Çiğli'de 1 Mayıs kutlaması

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Ülkenin işçi ve emekçileri ağır ekonomik krizin yıkıcı etkilerini tüm şiddetiyle yaşıyor. Az sayıdaki muhalif TV ve gazetede bu krizin halkın yaşamı üzerinde yaptığı bunaltıcı etki çarpıcı bir biçimde sergileniyor. İşçilerin ve halkın ileri kesimleri artık, asgari ücretteki artışa karşın şimdiki asgari ücretle daha az sayıda ekmek alındığını, açıklanan enflasyon oranının gerçekte olandan neredeyse iki kat az olduğunu, kâr garantisi verilmiş köprülere, yollara, havalimanlarına, hastanelere halkın sırtından ne kadar ödeme yapıldığını neredeyse ezbere bilir hale geldi.

Ve devamla; kur korumalı mevduat hesaplarının faiz denmeyen faiz ödemeleri ile hazineye -vatandaşın sırtına- bütçeye getirdiği yükü, petrolde, doğal gazda, elektrikte halkın üzerine bindirilen ağır faturayı , iktidarın bu yükü savaş koşulları ile açıklamasına karşın, bu zamların aynı durumla karşı karşıya olan diğer ülkelerde gerçekleşen artışlardan en az beş kat fazla olduğunu, her bir gıda maddesinde gerçekleşen enflasyon oranının ne olduğunu, bazı ürünlerde indirilen KDV oranlarının kayda değer hiçbir iyileşme sağlamadığını vb. yine bu yayınlar sayesinde öğreniyoruz.

Dahası muhalif düzen partileri, devrimci ve sosyalist partiler bütün bu verileri kendi bakış açılarıyla süzerek, yürüttükleri ekonomik ve politik propagandanın unsuru olarak kullanıyorlar. Ama bütün bunlara karşın iktidarın ve büyük sermayenin saldırılarını genel olarak püskürtmek, zamları geri aldırmak, durdurmak, insanca yaşamaya yetecek bir ücret ve maaş artışı sağlamak -kazanımla sonuçlanan bazı grev ve direnişlere karşın- şimdilik olanaklı olmuyor. Peki o halde eksik olan ne? Yanlış giden bir şeyler mi var?

Muhalefetteki düzen partilerinin -6’lı- halk kitlelerini sandık merkezli bir beklenticiliğe ve uyuşukluğa sevk eden, çözüm olarak emekçi halkın sırtından düzenin restorasyonunu amaçlayan politik çalışmalarını ayrı tutarsak, demokrat, devrimci, sosyalist parti ve akımların iktidarın ekonomik ve politik saldırılarına karşı anlayış farlılıkları olsa da, genel olarak olumlu bir mevzide olduklarını tespit etmek yanlış olmayacaktır. Ama onların çabalarının henüz işçi ve emekçi halkın kitlesel, bağımsız politik hareketini teşvik etme, milyonları hareketlendirme konusunda yeterli olmadığını da tespit etmek zorundayız.

Bu söylediklerimizi şöyle açmak olanaklıdır: Olağan bir dönemden geçmiyoruz, işçi ve emekçi halk açlığın, yoksulluğun, işsizliğin pençesini yaşamının her anında ve derinden hissediyor. Öfke ve hoşnutsuzluk son derece yaygın ve üç beş kişinin bir araya geldiği her durumda iktidara, zamlara, hayat pahalılığına karşı söz söylenmedik tek bir sohbet yok. Fabrikalarda ve iş yerlerinde geçim zorluğundan, ücretlerin yetersizliğinden, ailenin, çocukların ihtiyaçlarını karşılayamamaktan, zorunlu tüketim harcamalarının aşırı yüksekliğinden bahseden konuşma da hemen hemen yok gibi. Hoşnutsuzluk yaygın, öfke büyük, bir şeyler yapma isteği belirgin.

O halde işçi ve emekçi halkın bağımsız, kitlesel politik hareketini geliştirme yönünde çaba gösterenler açısından eksik olanın içeriğini şöyle doldurmak zorunlu oluyor; olağan dönemlerde yapılan çalışmalarla yetinmemek, çalışmayı tümüyle içinden geçilen olağanüstü döneme uyarlamak, politik ve ekonomik propagandayı, ajitasyonu, koşullar oluştuğunda sokağa çıkma çağrısını on kat, yüz kat artırmak, başta fabrika ve iş yerleri olmak üzere işçi ve emekçilerin daha büyük kitleler halinde harekete geçmesini teşvik edecek enerjik bir çalışma yürütmek, yapılan hiçbir çalışmayı yeterli ve tam görmemek, tüm olanakları yaratıcı bir biçimde kullanmayı başarmak için olağanüstü bir çaba göstermek vb.

Bütün bu çabalar, bugün en fazla eksikliği duyulan işçi ve emekçi halkın kitlesel, bağımsız politik hareketini teşvik etmeye yarayacak yaklaşımın içeriğinin bir parçasını oluşturmaktadır. Kuşkusuz bu çalışmayı pratik olarak yürütenler burada söylenilenlere pek çok şey ekleyebilirler, tutacakları yolu daha net biçimde belirleyebilirler. Böylece bütün bu çabalar işçi ve emekçi halkın kitlesel hareketini teşvik etme, onun yolunu açma çalışmasında birleşecektir. Bugün eksik olan kitle hareketidir. Bu hareket olmadan büyük dönüşümler olanaklı olmuyor. Umalım ki, 1 Mayıs’a doğru giderken, gazetemize de yansıyan çabalar bu kitle hareketini geliştirme, onu teşvik etme, önündeki engelleri kaldırma konusunda atılan adımların güçlü bir başlangıcı olsun. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa