11 Nisan 2022

Küba'da ağırlaşan ekonomik kriz

Fotoğraf: Martin Abegglen/Wikimedia Commons(CC BY-SA 2.0)

Geçtiğimiz yıl temmuz ayında gerçekleşen ve Küba’da çok fazla örneğine rastlanmayan sokak eylemlerine katıldığı için tutuklanan kişilerin yargılanmaları devam ederken, eylemin önde gelen isimleri Luis Manuel Otero ve Maykel Osorbo Castillo’nun isyana teşvik suçundan 10 yıla kadar hapsinin istenmesi, dikkatlerin tekrar adaya yönelmesine sebep oldu. 

Hatırlamak gerekirse 11-12 Temmuz 2021 tarihlerinde Küba’da uzun süreli elektrik kesintileri sebebi ile bazı kentlerde protesto gösterileri başlamış, daha sonra bu eylemler Havana’ya sıçramıştı. 1994 Maleconazo eylemlerinden bu yana gerçekleşen en kuvvetli sokak hareketi olma özelliği gösteren bu eylemsellik, Küba hükümetinin kitleleri ikna etmesiyle sona ererken, San Isidro Hareketi olarak adlandırılan ve bir süredir hükümete karşı farklı eylemlere imza atan artist, sanatçı ve yazarların oluşturduğu grubun başat karakterleri tutuklanmıştı.

Aslına bakılırsa 2021 yılı, Küba ekonomisinin tarihindeki en büyük ekonomik krize sahne olduğu yıl olması sebebiyle 1990’lardaki ‘özel döneme’ benzer bir biçimde politik gerilimlerin de arttığı bir yıl olarak karşımıza çıkmıştı. Ülke, en büyük ticari partneri olan Sovyetler Birliğinin çözülmesi ile 1990’larda ithalat edebilme kapasitesini kaybetmiş ve neredeyse tamamen dışa bağımlı olduğu petrolü satın alamaz hale gelmiş, sanayi üretimi görülmemiş oranda küçülmüştü. ABD ambargosunun ağırlaştığı bu yıllarda yaşanan elektrik kesintilerine ve ABD’ye göç etmek isteyen Kübalıların engellenmesine tepki olarak Havana’da başlayan gösterileri, göstericilerin yanına inerek onlarla konuşan Fidel bastırmıştı. Bu krizden sonra reformlar başlayacak, ekonomideki esnekleşmenin yanında, şeker üretimi merkezli ekonomiyi hizmet ihracatı (tıbbi hizmetler) ve turizme doğru dönüştürme kararı alınacaktı.

Bugün ise Küba öncelikle 2017’den beri Trump idaresinin ağırlaştırdığı ambargo ile, sonra da Venezuela’da yaşanan ekonomik krize paralel olarak petrole her gün daha az ve daha pahalı ulaşmanın yarattığı sorunlar ile boğuşuyor. Ancak hiç şüphesiz ülke ekonomisine en büyük darbe kovid-19 salgını ile turizm sektörünün yüzde 80 oranında küçülmesi ile vurulmuş oldu. 2020 nisanından 2021 kasımına kadar yabancı ziyaretçi kabul etmeyen ülke bu dönemde ihtiyacı olan petrolün yarısı ile ekonomik faaliyetlerine devam etmek durumunda kaldı, tüm sanayi ve gıda üretiminde büyük düşüşler ortaya çıktı. Neredeyse üretimde azalma gerçekleşmeyen bir gıda ürünü bulunmuyor. Özellikle Kübalıların gıda tüketimlerinde önemli yer oynayan, fasulye, pirinç, yumurta, süt, domuz eti gibi temel gıda maddelerine ulaşmak her gün daha da güç hale geldi.

Bu ekonomik krize cevaben ise 2021’in başından itibaren uygulamaya konulan düzenlemelerin tam olarak istenilen sonuçları verdiğini söylemek şimdilik zor gibi görünüyor. Mart ayında ülkenin birçok yerinde petrol bulunamamasından dolayı ulaşım faaliyetleri neredeyse yarı yarıya düştü. Turizm gelirlerinde gerçekleşen toparlanmayı petrolün ve diğer emtia fiyatlarındaki artışın götürdüğü yeni bir zor dönem ise Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ile daha da ağırlaştı.

Tüm bunların yanında, ABD yavaş yavaş 2024 seçim hattına yaklaşırken, Trump’ın seçim stratejisinde altın bir yere sahip olan Florida eyaleti, Demokratlar için bu sefer kolay kolay kaybedilebilecek bir eyalet olmaktan çok uzak. 2020 seçimlerinde Trump, Florida’yı kazandığı andan itibaren posta ile kullanılan oyların geçersiz sayılmasına yönelik stratejisinde düğmeye basmış, ülkeyi aylarca sürecek bir politik kaosa sürüklerken 2024 seçimlerindeki adaylığını da tahkim etmişti. Florida’da önemli bir ağırlığa sahip olan Kübalı rejim karşıtlarını kaybetmeye ne Demokratların ne de Cuhmuriyetçilerin tahammülü bulunuyor. Bu yüzden de ABD’nin adaya uyguladığı ekonomik baskının yakın zamanda azalması ihtimali çok düşük.

nümüzdeki günlerde adaya yönelik umut verici tek gelişme ise bölgeden gelebilir. Venezuela ile ABD arasındaki diyalog, bu ülkenin petrol üretimini tekrar arttırabilmesi ile sonuçlanabilir. Brezilya’daki seçimlerde Lula’nın tekrar başkanlığı kazanması da Küba ekonomisini bir nebze rahatlatabilir. Bunun dışında adanın finansal ve ticari olarak boğulduğu bir dönemde kovid-19 salgını ile de birlikte ortaya çıkan ekonomik zorluklarla baş edebilmesi gerçekten neredeyse imkansız bir durummuş gibi gözüküyor.

Evrensel'i Takip Et