18 Nisan 2022 23:42

Levent Gültekin’e Rus ataların öğüdü: Camdan evin varsa komşunun camına taş atma

Fotoğraf: DHA

Paylaş

Gazetecinin kötüsü, havadisleri gazeteden öğrenirmiş...
Var mı böyle bir deyiş, yoksa ben mi uydurdum, inanın emin olamadım…
Lakin sizi temin ederim ki, teşhis doğru…
Başkasının günahına girmeyeyim; kendimden biliyorum…
Bazen tee dağ başında arkadaşlar arar, “Yav gastecisinin nedir bu iş?​” diye...
Hangi iş?
Ne olmuş?
Teferruat meraklısı böyle eş dost telefonlarına borçlu olduğum o kadar çok havadis var ki…
Hele aralarında memleketi sallayan, ahaliyi hop oturtup hop kaldıran ama benim atladığım bazıları var ki, söylesem, selamı sabahı kesersiniz korkusuyla susma hakkımı kullanacağım…
Uzatmayayım…
“Muhalif medya birbirine girdi” vakasına duhul edebilmem de hayli gecikmeli oldu...
Lakin, Allah inandırsın, hemen vaziyet aldım…
Araştırmacı kimliğimi kuşandım…
Evvela ‘Muhalif medya”yı sadeleştirdim; TV’ler imiş kapışan...
Sıra “hangileri?​” sualini berraklaştırmaya gelince...
Neyse ki -yaygın izlenirlik bakımından- hepi topu üç tane kanal olması işimi kolaylaştırdı…
Onu da hallettim; Halk TV ile TELE 1 arasında cereyan etmiş “kavga”...
Görüntü bu…Olsa da…
İlk bakışın mahsulüne aldanmadım, derinleştirdim kovuşturmamı ve çözdüm:
Yok iki kanal arasında değil kavga…
Halk TV’nin “İki Yorumcu”sundan biri, Levent Gültekin ile TELE 1 Yorumcusu Merdan Yanardağ (ve Emre Kongar) arasındaki polemikten söz etmek daha isabetli olur… (kanımca)
Uzaktan görünen doğru tespit bu…

KÖYLÜ KURNAZLIĞI

Altını bilhassa çiziyorum vaziyetin, zira “kavga”nın tarafı Levent Gültekin’in bu mevzuda (da) biraz köylü kurnazlığı yapmaya çalıştığını müşahede ettim:
Merdan Yanardağ eleştirilerinin asıl ve tek hedefi Levent Gültekin iken, Gültekin, “Ben de Halk TV de asla bunları yapmadı” mealinde çıkışla, Kanalı kurumsal olarak “kavganın” odağına taşımaya gayret ediyor… (etti.) 
Halk TV ile kendisi arasında, Yanardağ-Kongar ikilisine karşı birebir örtüşen kader birliği kuruyor... (kurdu.)
Ki, böylece Halk TV’nin arkasına saklanarak “TELE 1 Patronu”na (Merdan Yanardağ adını ağzına almadığı için böyle hitap ediyor, Gültekin ve) saydırıyor…
Gültekin’in benzer köylü kurnazlığını Kılıçdaroğlu ve Akşener’i kendi kavgasına siper yapma teşebbüsüne tevessül ederken de şahit oldum, ama şimdi bunun sırası değil…
Efendime söyleyeyim…
Ne diyorduk?
Ha evet, muhalif iki kanal programcılarının kavgası…

KAVGANIN ESAS SEBEBİ: ‘MİLLET İTTİFAKI’ ERDOĞAN’SIZ AKP DEVRİNE VE ONA UYGUN ‘ESKİ AKP’Lİ’ ADAYA HAZIRLANMAYA ÇALIŞILIYOR İTİRAZI

Bana hacet yok, biliyorum, “kavga”nın sebebine siz zaten vakıfsınız...
Ama hani olur da yıllar sonra bizi okuyacak çıkarsa, onlara kısa bir özet geçeyim, müsaadenizle...
Efendim, hadisemizde “kavga”nın fitilini ateşleyen DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ın bir tiviti olur…
“Millet İttifakı” bileşeni Uysal, 10 Nisan 2022 günlü tivitinde, cumhurbaşkanı adayı kriterlerini açıklar.
Yok, yukarıda Allah var, Levent Bey’in “Kriterleri ben açıklarım, sen kim oluyorsun” dediğini duymadım… (henüz.)
Levent Bey’i zıvanadan çıkaran, DP Genel Başkanının CB adaylığına koyduğu şu ölçütü oluyor:
-“20 yıllık AKP döneminde sorumluluğa ortak olmamış olmak.”
DP Liderinin bu talebi, Levent Gültekin’de -tabir yerindeyse- kayışı koparıyor…
Açıyor ağzını… ishal ki, nasıl!
Canlı yayında değil ama siz okurlarıma karşı mesuliyetlerimin şuuru içinde bilahare banttan izledim...
Yetmedi, Levent Gültekin’in ağzından çıkanları harfiyen deşifre ettim…
Gültekin, DP liderine sağlı sollu giriyor:
- Kim konuşturuyor bunu? Altmış bin oyla o altı kişilik masaya oturan birinin konuşabileceği bir cümle değil bu! Haddine değil bu cümle!
- Şu anda bir el Davutoğlu’nu ve Babacan’ı Millet İttifakından uzaklaştırma operasyonu yapıyor! BUNU KİMİN YAPTIĞINI BİLİYORUM. HEM DE O MASADA KİMİN YAPTIĞINI BİLİYORUM!
Az evvel yukarıda dedim ya köylü kurnazlığı, kendisi /savundukları ile Kılıçdaroğlu arasında beraberlik kuruyor: 
-KEMAL BEY DE BİLİYOR ŞU ANDA MİLLET İTTİFAKINDAN BABACAN VE DAVUTOĞLU’NU UZAKLAŞTIRMAYA ÇALIŞANLARIN KİMLER OLDUĞUNU?

LEVENT GÜLTEKİN’İN AĞZINI BOZDURAN, AKP KÖKENLİ BİRİNİN ‘MİLLET’İN CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMASINA YAPILAN İTİRAZ…

İşte Merdan Yanardağ ile Emre Kongar’ın TELE 1’deki programlarında seslendirdikleri eleştiriler de bu hassasiyete yoğunlaşıyor...
Yanardağ’ın iddiasının ez cümlesi şu:
Levent Gültekin Erdoğan’sız AKP devri için uğraşıyor; bu hedefine uygun bir cumhurbaşkanı adayı için kulis yapıp duruyor, Halk TV’de... Doğru mu?
Levent Gültekin’in bahse konu programının düzenli takipçisi değilim...
Denk geldikçe izlerim...
Ve onlarda da alenen lehte isim zikredildiğine rastlamadım…
Ama isme itiraza rastladım…
Ki benim asıl dikkatimi çeken de bu oldu:
Daha yakın zamanlardaki programlardan bir ikisinde, Levent Gültekin, Kılıçdaroğlu’nun adaylığını yanlış bulduğunu alenen hissettirdi, savundu… (eyvallah.)
Tabii ne filmler döndü(rüldü)ğünü bilmediğimizden, bu tavırlarla takdirimi kazanmışlardı… (bak burası pek mühim.)
“CHP yandaşı” Halk TV ekranlarında Kılıçdaroğlu’nun adaylığına karşı yorum yapılabilmesini, kanalın demokrasi kapasitesine vermiş ve “aferin ya” çekmiştim...
Levent Gültekin’i de fikrini savunmaktan sakınmamasından ötürü takdir etmiş, bir “aferin” de ona sarkıtmıştım gıyabında…
Heyhat…
Vaziyetin farklı veçheleri olduğunu/olabileceğini, izleyince son programlarını Gültekin’in, idrak etmeye başladım…
Levent Gültekin, iddia edildiği gibi Abdullah Gülcü mü bilemem...
Fakat muhafazakar/dindar ve hatta galiba daha açığı eski popüler bir AKP’linin adaylığını, kırmızı çizgi saydığı kesin… (gibi.)
Kılıçdaroğlu’na karşı duruşunu saklamayışının sebebi de bu yönde ön alma ya da CHP’nin ön almasına çomak sokma hesabı sanırım… 
Nitekim Gültekin’e göre Haşim Kılıç’tan Mansur Yavaş’a, muhafazakar isimlerin ortaya atılmasını, komploya bağlıyor…
Ve onları savunurken, ille de muhafazakar, dindar/AKP kökenli birinin CB adayı olmasını istediği izlenimini yaratıyor….
Aksini savunmayı “ihanet” olarak değerlendiriyor…
Gültekin’den uzunca bir alıntı, bu iddialarımın kanıtı olarak okunabilir kanımca:
-“2018’e benzer; 2018’de Abdullah Gül’ün de adı geçiyordu, Abdüllatif Şener’in adı da geçiyordu… her birinin adı geçiyordu ama bir şekilde giderek her bir isim çemberin dışına itildiler ve sonuç Kemal Bey’in “Gel bakalım Muharrem” diyerek, Muharrem İnce’ye kaldı iş. Arka planda az çok biliyoruz işlerin nasıl döndüğünü orada. Burada belli ki çok enteresan işler oluyor yine. Ben bunun biraz Cumhur İttifakı eliyle Millet İttifakı adayının organize edilme operasyonu olarak görüyorum. Alternatif isimlerin bir şekilde teker teker birilerinin eliyle ortadan kaldırılması. Haşim Kılıç’ın isminin ortaya atılmasını da buna matuf olarak görüyorum.” (8 Nisan 2022, Halk TV, İki Yorum)

LEVENT GÜLTEKİN’İ DİNLERKEN ERDOĞAN YA DA PERİNÇEK KONUŞUYOR SANIRSINIZ…

-“Derin devlet”...
-“Görünmez el”…
-“Altılı masanın dizaynı”…
Bunlar Levent Bey’imizin kavram seti…
Muarızlarını ve faaliyetlerini kullanırken sık sık devreye sokuyor...
İster Perinçek’in tartışma programındaki muhatabına anında “Sen Amerikancısın” mührünü vurmasına benzetin…
İster patates soğan fiyatlarının artışını “dış güçler”e bağlayan Erdoğan’a…
Muhtemelen eski lideri olarak Erdoğan daha isabetli olur; Erdoğan terbiyesi depreşiyor olabilir Gültekin’de...
Eee… Yılların siyasi İslamcı kültürü yat kalk anında terk edilmez tabii…
Alışkanlık ya da görev bilincinin ağırlığı ile; neye sayarsanız o olsun:
Levent Gültekin, sık sık, neredeyse her yoluna takoz koyanı ya da koyduğunu sandığı kişileri fevkalade ağır o sıfatlarla o kadar kolay ve rahatça yaftalıyor ki, ürküyor insan haliyle…   
2018’de soyunduğu (Sonradan vazgeçmek zorunda kaldığı) Cumhurbaşkanlığı adaylığını hatırlayınca, “Erdoğan’ı aratır mı, aratırdı valla” diye düşünmeye sevk ediyor...
Bir misal daha…
Şaka gibi ama değil:

MERDAN YANARDAĞ’DAN ‘KRİPTO ERDOĞANCI’ ÇIKARMAK DİYEYİM, SİZ ANLAYIN LEVENT GÜLTEKİN’İN MEŞREBİNİ DE ADALET ANLAYIŞINI DA…

Levent Gültekin, TELE 1 ‘de kendisini, Millet İttifakı çevresinde “Erdoğan’sız AKP devri” için çalışmakla eleştiren Merdan Yanardağ’ı hedefe yerleştirdi...
Bir sonraki programda, kendince ismini anmama kibriyle, “TELE 1 patronu “olarak diline doladığı Merdan Yanardağ’ı Erdoğan’ın adamı olmakla suçlamaya kadar vardırdı:
Ben muhafazakar kesime ulaşmak için Erdoğan’ı eleştirdiğimde, TELE 1’in patronundan dayak yedim.”
Devam ediyor:
“Ne zaman muhafazakâr kesimi Millet İttifakına taşımak için o hassasiyetlerle bir konuşma yaptım, TELE 1’in patronundan küfür yedim.”
“Yani adeta muhafazakar Ak Parti’den kopmuş seçmen ordan çıkmasın, Millet İttifakına gelmesin diye olağanüstü bir çaba sarf ediyor.” 

Bel altı vuruşunu Gültekin, Yanardağ’ı Süleyman Soylu ile iş tutan, SS iş birilikçisi ilan etmeye kadar götürme “karakterini” gösterebildi:
“Eğer ben Ak Partili siyasetçileri koruyacak olsaydım, muhafazakar siyasetçileri koruyor olsaydım, Süleyman Soylu Habertürk’e çıkarken sipariş üzerine karşısına çıkacak gazeteci olarak beni çağırırdı.”
Tam burada şunu hatırlatmak şart:
Bir insanın karakterini ele veren, “nasıl biri?​” sorusunun cevabını veren pek çok kriter, parametre sayılabilir…
Bunların en mütevazısı da şu olmalı:

BİR İNSANIN CİBİLLİYETİNİ ORTAYA KOYAN YAKINLARINA, SEVDİKLERİNE NASIL DAVRANDIĞI DEĞİL, SEVMEDİKLERİNE, HATTA MUARIZLARINA KARŞI NASIL DAVRANDIĞI, ADİL OLUP OLAMADIĞIDIR

Fikirlerine katılır katılmazsın, sever sevmezsin…
Aslında “ulusalcı”, “Kemalist” tandanslı varsayabilirsin… 
Ama Yanardağ’ın sosyalist kimliğini yok sayamazsın…
Ve Merdan Yanardağ gibi yılların solcusunu, Erdoğan’ın zindanında yatmış bir sosyalisti, Erdoğan’ın adamı demeye getirmeye yeltenmek, Süleyman Soylu’nun iş birlikçisi ilan etmek, hangi insanlığa, nasıl bir ahlaka sığar?
Toparlanma vakti:
Yanardağ’a sardığı son programı izlemeseydim, hemen önceki programda sarf ettiği sözlerine istinaden özetle şu minvalde bir şey yazmayı planlamıştım:
Levent Gültekin Bey…
Her önüme gelene “derin devlet” kart çekme, “görünmez el” laflarını bu kadar cömertçe kullanma…
“Masa” bileşeni DP liderine had bildirirken de dikkatli ol…
Zira…

KULLANDIĞIN HER SUÇLAMA/SIFAT DÖNER SENİ DE SORGULAR, LEVENT GÜLTEKİN

Misal kendimden gelsin…
Kendi hesabıma benim de hep dikkatimi çekti seni bu muhalif cenahta hızlı yükselişin…
Ben Gültekin’i CNN Türk’te sık sık boy gösterdiği o programlarda  tanıdım...
Neredeyse her programda akil adam muamelesi görme merakımı gıdıklıyordu sahiden…
Keza…
CHP’nin protokolünde Levent Gültekin’e rastlıyoruz…
Tasfiye edilen yönetim sırasında, Cumhuriyet gibi bir gazete tam sayfa ayırıyor Gültekin’le mülakata, kesmiyor, köşeler döşeniyor…
Uzman görüşleri almalar dışında, vukuat olmadıkça, neredeyse kapısından penceresinden giremezken, sosyalist komünist sol birikim...
Devrimcilerden esirgenen Halk TV ekranı, haftada iki gün “yorum”larına amade ettiği bu muhteremi…

LEVENT GÜLTEKİN’İ KİM NEREDEN PEYDA ETTİ DE MUHALEFET İZAN VERECEK MİSYONER EDASIYLA AHKAM KESİP DURUU?..

Diye sorabilirler, senin her yan bakana yapıştırdığın sıfatlarla konuşmaya başlarsa etraf…
Zira yeri geldikçe soruluyor ikili muhabbetlerde, yeri geldikçe:
-Kim bu adam ya?..
-Hangi meziyeti var da her yerden bu çıkıyor/çıkarılıyor?..
Yeni Şafak ve Star gazeteleri genel müdürlüğü filan dışında bu arkadaşta kim, ne boncuk buluyor, sorusu hep kurcaladı kimi zihinleri...
Ama kimse ne o zaman...
Ne de şimdi burada dost sohbeti suallerini kesin hükümler gibi sundu kamuya…
Bilmem ne yaftası asmadı Levent Gültekin’in boynuna…
Öyleyse:
Başlıktaki O Rus atasözü ile konuşursak…
Komşusunu taşlarken, camdan evde oturduğunu unutmasın Levent Bey, diye okunmalı bu ikazlar…
Sağa sola karanlık bulaştırmaya kalkarsan, aynı bit yeniği arama merakı birilerini de sarar, komplocu ayak izlerini takip eder, senin Londra’da dil kursu günlerini sorgulamaya götürür, Levent Bey…
Filan diyecektim…
Ha bir de şunu soracaktım, Levent Gültekin’e:
Aday kriterleri olarak açıkladığın, “Bilge, genç, olgun” kime uyuyor?
Sen daha iyi bilirsin AKP ihalelerini gerçi; AKP ihalelerinin adrese teslim şartnamelerini hatırlatıyor, kriterlerin; dilinin altındaki baklada kimin adı yazıyor:
Babacan?
Yoksa… Yoksa.. Muhtemel aday potasına kendini sokmaya mı hazırlanıyorsun?
Efendim??


SATIR ALTINDAN NOTLAR…

KEŞKE…

Birileri çıksa, diyorum, nicedir…
Medyadan “yorumcu” portreleri muhtevalı kitap hazırlasa…
Doğrusu ben daha çok televizyon programları ile sınırlı düşünürüm…
Lakin elbette gazete ‘köşe yazarlığı’ da dahil edilebilir…
2010’dan itibaren, diyeceğim…
Zira malum, 2010, ‘tek adam’ rejiminin inşa sürecinde kritik kavşağa delalet eder…
Belli başlı mecra ve simalara odaklanıp, eleştirel medya okur yazarlığı olarak da ele alınabilecek, hayli yararlı ve bence epey renkli bir kitap olur…
‘Renkli’ vaadi boşuna değil…
Veyis Ateş vakasından Özışık kardeşlere…
CNN Türk’teki o “Ben iyi kayarım” seviyesinin meğer 700 dolarlı cüzdanlara kaymakta mahir olduğunu… filan düşününce…
İktidar kanaat önderlerinden hayli renkli kesitler çıkmaz mı?
Bir de yıllarca milyonların bunları izleyerek “kanaat” edindikleri düşünülürse…
Boyutlu ve zengin bir çerçeve hayal edilebilir şimdiden…
Dönem tarihi…
Ya da belki daha spesifik olarak zihniyet tarihi çalışmalarına da girdi oluşturur hem…
Son 10-12 yılın “gündem mühendisliği” faaliyetinin, toplumsal zihin tesviyesinin aktörlerini mahsulleri bağlamında kurcalayıp kayıt altın almak…
Kim bilir belki bir yayınevi de ciddiye alır ve teklifin üstünde oynayıp geliştirerek, kendi kumaşına uygun kesip biçerek benzeri bir çalışmayı örgütler…
Hem böylesi bir çalışmaya düşülmüş derkenar (kenar notları) olarak bakılıp değerlendirilebilecek materyaller de yok değil…
Kimi arkadaşların kendi mecralarında yazdıkları da…
Bizim burada ara sıra dağınık gözlemlere dayalı, kırık dökük cümlelerle düştüğümüz notlar da bir şekilde kullanılacak malzeme olarak el altında sayılır…
Neyse…
Bizimkisi üzerinde düşünülmesini talep eden acizane öneri…
Kendi yolunu kurup buradan ilerleyecek bir tasarıya ilham verirse ne âlâ…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa