Yalanlar

Dün sabah bir televizyonun sabah haberlerini dinliyorum. Haberleri sunan hızlı solcu. AKP’yi eleştirirken kükrüyor adeta. Sonra sıra 24 Nisan haberlerine geliyor. Biden’ın ikinci kez soykırım kelimesi kullandığını ve AKP-MHP koalisyonunun tepkisinin zayıf olduğunu falan anlatıyor ve sıra geliyor zurnanın zırt dediği yere. Önce katılmasa da herkesin fikrini özgürce söylemesi gerektiğini söylüyor. Sonra sıra kendisinin soykırım yapılmadığına inandığını açıklamasına geliyor. O dönemde karşılıklı çatışmalar vardı, iki taraftan da çok sayıda insanların öldüğünü söylüyor. İttihat ve Terakki Hükümeti’nin de bu nedenle Ermeni tehciri kararı aldığını anlatıyor. Bir de Doğu Perinçek’in bu konuda AİHM’de dava kazandığını söyleyerek soykırım iddiasını AİHM’in bile ret ettiğini ima ediyor.

Aklıma yıllarca söylenmiş ve hala bazılarınca söylenmeye devam edilen “Almanya yenildi, biz de yenilmiş sayıldık” yalanı geliyor ve gülümsüyorum. Almanya yenildi, biz de yenilmiş sayıldık. Yoksa biz her cephede savaşı kazanıyorduk, düşmanı perişan ediyorduk. Fakat, bu yalanı yıllarca söyleyenler, yeri geldiğinde, bu kez, Kurtuluş Savaşı’nı ve Atatürk’ü yüceltmek için ordumuz dağılmıştı, Anadolu asker kaçaklarıyla doluydu, asker yazlık giysilerle Aralık ayında Erzurum dağlarına sürüldü, seksen bin askerimiz dondu, silahımız yoktu vs. vs. diyor.

Belki de gençler bu yalanlardan bıktığı için memleketi terk ediyor. Terk nedenlerinden birinin de bu olduğu ciddi bir olasılık. Çocukların bile inanmayacağı yalanları yıllarca dinlemek zorunda kalanların yalanları sonlandıramadığında uzaklaşmak istemesi doğal.

Ermeni tehciri ile çatışmaların bir ilgisi yok kardeşim. Çatışan Ermeniler de tehcir edilmedi. 24 Nisan 1915 tarihinde İstanbul’ da tutuklanan ve Anadolu’ya doğru götürülüp bir yerlerde öldürülen Ermeniler milletvekili, yazar, doktor, avukat, besteci, tüccar, gazeteci vb. idi. İstanbul’da da çatışma falan yoktu. Balıkesir, Bursa, Eskişehir, Amasya vd. Anadolu şehirlerinden bütün Ermeniler sürüldü. Murat Bardakçı Talat Paşa’nın siyah kaplı defterini açıkladı, her ilden kaç Ermeni’nin sürüldüğü defterde yazılı. Bardakçı bu sayıları gazetede yazdı. Bu şehirlerin hiçbirinde çatışma falan yoktu. Senin çatışma dediğin olaylar Erzurum ve civarında yaşandı o yıllarda. PKK kırk senedir devlete karşı silahlı mücadele yürütüyor. Bunu gerekçe yaparak bütün Kürtleri bir iki ay içinde Suriye’ye sürüyor ve yüz binlercesini öldürüyor musun? Belki de yapmak isteyip de yapamayanlar da vardır. Ama, “çatışma vardı, bu nedenle tehcir yapıldı” demek bunu savunmaktır. Gerçi Ermenilerden sonra Kürtlere de kitlesel kıyımlar yapıldı ama…

Peki “çatışma vardı da sürüldüler” diyen kardeşim, niye sürdüklerini bir de öldürüyorsun, mallarına el koyuyorsun, iktidar yandaşlarına kanunlar çıkarıp onların mallarını dağıtıyorsun? “Karşılıklı çatışma” olursa olur böyle şeyler mi diyorsun?

Ha bu arada, AİHM senin gibi “soykırım var diyene de yok diyene de ceza veremezsin” dedi. Soykırım yoktur demedi. Zaten öyle bir şey söyleyemez.

Yoksa, yüzüncü yıldönümünde, öldürülenlerin sayısı üç yüz bin olursa soykırım olmaz, bir buçuk milyon olursa soykırım olur kıstasını mı kullanıyorsun? Ya da, soykırım tanımı uluslar arası hukuk kurumlarınca İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra tarif edildi, öncekilere soykırım denilemezcilerden misin?

Unutma. Yüz yedi yıl önce, yüzbinlerce insanı evlerinden zorla çıkarıp bilinmeyen bir yolculuğa çıkaran ve çoğunu vahşice öldüren, mallarına mülklerine el koyan zihniyet fırsat bulduğunda sana da aynını yapacak. Yüzde elliyi evinde zor tutuyor.

EVRENSEL'İNMANŞETİ

Kamu işçisi hedefte

Kamu işçisi hedefte

Ücretleri baskılayan Erdoğan-Şimşek programının yeni hedefi toplu sözleşme sürecine giren 600 bin kamu işçisi. Sendikal bürokrasi eliyle işçiden kaçırılan sözleşme taslağı, iktidar medyasına sızdırıldı. “Taleplerimizi karşılamıyor” diyen işçiler öfkeli. Ekonomide, iç ve dış politikada sıkışan Saray iktidarı, toplumu yönetebilmek için yasaklara, gözaltılara ve tutuklamalarla sarılıyor.

BİRİNCİSAYFA
SEFERSELVİ
'Heybeden’ her gün yeni bir soruşturma çıkıyor. Yargı sopasıyla topluma gözdağı verilmek isteniyor.

Evrensel'i Takip Et