Mayıs güneşi

Fotoğraf: Pexels
GEÇİP GİDERKEN
İnsan gördükleri kadar yaşar, yaşadıkları kadar görür. Geçip giderken bir yolcu gibi. Geriye görülecek çok şey bırakarak.
FIŞKIRMA
Bahar geldi mi kara hindiba sapsarı çiçek açar. Güneşin rengiyle yayılır çayırlara, yol kenarlarına. Kara topraktan fışkırarak. Aydınlıkla.
YENİDEN DOĞUŞ
Güneşin batışı, yeniden doğuşun habercisidir. Karanlığın aydınlığa gebe oluşundan.
BAYRAMSIZ
Güneş çıkmamış. Herkes suskun. Aç mı, tok mu, uykulu mu, uykusuz mu? Belirsiz. Bir karanlıktan ötekine yürürken. Bayramsız.
SIKIŞIKLIK
Sıkıştıkça sıkışıyoruz beton duvarların ortasında. Yol yok ne denize, ne kıra. Gittikçe çoğalan kalabalık arasında.
YANGINDA
Ateş yağıyor, kan fışkırıyor açan bahar çiçekleri üstüne. Meyveleri kanayacak olan çiçeklerin. Yangında.
RESİMLEME
Alanlar, geçmişten günümüze kentin tarihini yansıtır. Kentin toplumsal yaşamının harmanlandığı yerdir. Her gün, her saat, çevresinde uçuşan güvercinlerin kanadını çırpışıyla resimlenir.
ŞİİR AYDINLIĞI
Bir yapının tuğlaları gibi seçerek sözcüklerinizi örersiniz şiirinizi. Şiir, o anda aydınlığa açar kapısıyla pencerelerini.
MAYIS GÜNEŞİ
Açılınca kapılar, pencereler dolacaktır alanlar. Açlığa, yoksulluğa, ölüme direnerek Mayıs güneşi altında.
MAVİSİZ
Dereleri geçtik, ırmakları aştık. Denizi geçiyoruz şimdi. Yüzen ölülerle batıkların arasından. Mavi olmayan.
Evrensel'i Takip Et