01 Mayıs 2022 00:30

1 Mayıs’ta ihtiyaç; işçinin ‘vekaleten’ değil ‘asaleten’ ev sahipliği

Konya Unilever'den bir işçi, çalıştığı aletlerle '1 Mayıs' yazmış ve yumruğu havada poz verirken.

Fotoğraf: Evrensel

Paylaş

Bugün 1 Mayıs.

İşçi sınıfı ve emekçilerin birlik, mücadele ve dayanışma günü... Dil, din, ırk, ulus farkı gözetmeksizin, dünyanın her yerinde kolu olan bir büyük yürüyüşün günü.

Hayat denilen çarkın dönmesini sağlayan işçi, emekçi sınıfların insanlığa armağanı 1 Mayıs...

Çarkı döndüren ve ama görmezden gelinenlerin günü...

Malum, geçen yıl ‘pandemiye karşı tam kapanma’ günlerine denk gelmişti 1 Mayıs. ‘Hayat eve sığar, evinizden çıkmayın” denmişken, milyonlarca işçi ‘kapsam dışı’ tutulmuş, işyerlerine, fabrikalara, tezgah başlarına kapatılmıştı! Onlar üretmeksizin olmuyordu ve yine onlara ‘alın size asgari ücretiniz de 1 ay çalışmayın’ demek de ceberrutça yönetilen bu sınıfsal düzene uygun düşmüyordu. O ‘tam kapanma’ günlerinde en az 16 milyon kişi ‘salgınla mücadele’nin istisnası sayıldı fiili olarak. Yok hükmünde sayılan bu hayatlar ve toplumsal yaşamdaki olmazsa olmaz rolleri... Ve yine, hayat çarkı dönsün diye ölümcül salgının çarkına terkedilmiş milyonlar... Bu insafsız çelişki, boy verdiği sınıfsallığın ne kadar keskinleştiğinin göstergesiydi aslında.

Bir yıl önce salgının pençesiyle işçi, emekçi, yoksul hayatlarını kuşatmış olan keskin sınıfsallık, bugün de kelimenin gerçek manasıyla, açlığın pençesini kuşanmış durumda. On milyonlarca insan açlıkla boğuşmakta. Ölüm-kalım koşulları mecaz olmaktan çıktı artık. ‘Bitti’ denilen salgından nöbeti, bir avuç sermayedara ve çıkar grubuna çalışan ekonomik politikalar devraldı! Pandemi günlerinde ölüme gönderilenler şimdi açlıkla sınanmakta. Ölüm ve açlık koşullarında bile en küçük bir ‘sosyal’ kaygı güdülmemekte, ‘sınıfsal mesafe’ açıldıkça açılmakta, toplumsal yarılma daha da derinleşmekte...

Böylesi bir düzeni sürdürmek iki şekilde mümkündür ancak: Birincisi, sınırsız ve sorumsuz bir iktidar gücü ve devlet zoru... İkincisi ise bu acımasız sınıfsal çarkın içinde öğütülenlerin sınıfsallıklarının farkına varamamaları, sınıf bilinci ve sınıf mücadelesinden yoksunluk hali...

İlkinde sorun yok! Gezi davası kararlarında da gördük. Anti demokratik tabiri masum kalacak bu linç kararlarını hukuk ve yasalar bağlamında tartışmanın bir manası yok. Tekçi rejim ile yargı arasında dolaysız ve basit bir ‘aparat’ ilişkisi çoktan kuruldu, kurumsallaştı. Bahsettiğimiz sınırsızlık ve sorumsuzluğun yansıması bu da. Açıkça, “Anayasa Mahkemesi’nin kararına saygı duymuyorum, uymuyorum” diyebilen bir sorumsuzluk...

Buradan bakınca, Gezi mahkemesini, ‘bundan sonrası için gözdağı’ şeklinde değerlendirmek de eksik olur herhalde. Gözdağı verilmiyor, böyle yönetiliyor aslında. Bir yönetme tarzı bu. Başka türlü olunamayacak bir yönetme biçimi. Binlerce akademisyenin barış istedikleri için bir anda üniversitelerden koparıldığını hatırlamak bile yeter. Meslek odalarına, TTB’ye, Barolara, sanatçılara yapılanlar ortada. Ertelenen grevler, kayyımlarla el konulan belediyeler, yok sayılan seçme-seçilme hakkı... Özetle, ‘gözdağı’ aşamasını çoktan geçmiş bir sorumsuzluk ve sınırsızlık haliyle karşı karşıyayız. İktidarın günlük, sıradan ve olağanlaşmış bir yönetme biçimidir söz konusu olan. Ölüm ve açlığa mahkum eden bu düzeni sürdürmenin birinci koşulunun gereği yapılmaktadır yani!

İkinci koşuldan vazife çıkarmak ise 1 Mayıs yürüyüşünde yürüyenlerin sorumluluğu oluyor.

1 Mayıs, bu düzenin önündeki engeldir, gerçek muhalefetin düzeyidir. Katılımın daha da güçlenmesi önemlidir elbette. Ama ondan daha önemlisi, 1 Mayıs’ın ‘ev sahibi’ durumunda olması gereken işçi sınıfının bu rolü ‘vekaleten’ değil de ‘asaleten’ üstlenmesi olacaktır. İhtiyaç en çok bunadır. Enternasyonal’de söyleneni ne kadar çok işçi bellerse, o kadar anlamlı olacaktır 1 Mayıs!

“Yıkalım bu köhne düzeni

Biz başka alem isteriz

Bizi hiçe sayanlar bilsin

Bundan sonra her şey biziz...”

Uzatmayalım, yürüme vaktidir, yürüyelim...

Yaşasın 1 Mayıs!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa