4 Mayıs 2022

Sivilce bakanlığı

Fotoğraf: unsplash

Adettendir, bayramda yaşlıları, hastaları ziyaret etmeden olmaz.

Biliriz, sorulur: “Nasılsınız, çocuklar nasıl?​”

Eğer çocuk genç bir hekimse, bu bayram yaşlı hasta; eş, dost, akraba için sohbet biraz memleketin ahvalini hasbıhale dönebilir.

Misal köyden çıkan ilk hekimse genç, ister istemez bir sığınaktır sağlık adına tüm köylü ve akrabaları için. Ve merak edilir: Misal, son Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda (TUS) hangi branşı tercih etmiştir?

Anne cevaplar: “Dermatoloji istiyordu olmadı”.

“O hangi hastalıklara bakıyor” der yaşlı hasta akraba.

Anne cevaplar: “Cilt hastalıkları işte; sivilce, sedef, egzama, kurdeşen, güzellik bakımı.”

Yaşlı teyze dayanamaz söze girer. “Bizim köyde bunlardan ne ölen oldu, ne hastaneye yatan. Ama kalp krizinden, mide delinmesinden, kızamıktan ölen çok.”

Söze baba girer: “Puanı kardiyoloji, kalp cerrahisi, çocuk cerrahisi, çocuk hastalıklarına yetiyordu ama istemedi. Bir daha sınava ya girer ya girmez. Almanya’ya yerleşmeyi düşünüyor”.

Kinayeci dünür devreye girer: “Cilt doktoru olmak için mi gidiyor Almanya’ya”.

Yanıt çok basittir aslında. Orada kalp cerrahisi, kardiyoloji, kadın doğum gibi ana branşlara yönelmekte tüm göç eden genç hekimler.

Peki neden terk ediyor ülkeyi üniversite sınavlarının en yüksek puanlarını alıp tıbba giren bu gençler? Neden burada sorumluluğu daha az branşları tercih ediyor da Almanya’da, yurt dışında tersini yapıyorlar?

Daha dramatik bir örnek var son TUS sınavı tercihlerinde. Bir hekim düşünün kalp, damar cerrahisi uzmanı olmuş, yetmemiş yan dal olarak ikinci bir ihtisas ile çocuk kalp damar cerrahı olmuş. Ve yeniden TUS sınavına girip başa sarmış, yani uzmanlık alanını terk edip asistanlığa dönmüş ve plastik cerrahisini seçmiş.

Son beş yıldır daha da belirginleşen bir yönelim var genç hekimlerde. Öncelikle cildiye, olmazsa plastik cerrahisi tercih ediyorlar. Üstelik tercih nedenleri benzer. Anahtar kelimeler ‘dermato kozmotoloji, saç ekme, cilt germe, botoks, estetik amaçlı burun ameliyatı vb.’ Yani sağlık turizminin yüksek gelirli, nöbetsiz, az sorunlu alanları.

Hükümet bir yandan genç hekim göçünü önlemek ve dört yıllık ihtisas süresince ülkede kalmalarını sağlamak için, ülke tarihinin rekor kontenjanını açadursun, geçen haftaki TUS yerleştirme tercihleri ile görebilenler sağlıkta gelen karanlık dönemi fark etti.

Açılan yaklaşık on üç bin asistanlık kadrosundan bin beş yüzü aşkın yere hiçbir hekim tercihte dahi bulunmadı, yani boş kaldı. Peki hangi branşlar?

Son Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda misal “Kalp ve damar cerrahisi toplam 182 kontenjan açarken yerleşen aday sayısı sadece 105. Boş kalan 77 kontenjan! Özeti şu; yeni kuşak kalp gibi hayati konularda bu ülkede, ama sadece bu ülkede sorumluluk almak istemiyor.

Sadece bununla sınırlı değil. Branşların doluluk oranlarına göre karşılaştırmada çocuk cerrahisi, göğüs cerrahisi ve genel cerrahi gibi cerrahi branşlar açılan kontenjan sayısına oranla yerleşenlerin en az olduğu branşlar. Misal yakın yıllara kadar en yüksek puanla girilebilen çocuk sağlığı ve hastalıklarının yanından geçmedi gençler, tam 376 kontenjan boş kaldı.

Adayların tercihlerine göre en yüksek puan alan ilk 20 hekimin 11’i cildiye, 3’ü plastik cerrahiyi tercih etti bu yıl da. Boşuna denmemiş “Sağlık salt bedensel ve ruhsal iyilik hali değil, aynı zamanda sosyal ve siyasal iyilik halidir” diye. Alın sosyal kötülük hali hanesine sağlıkta şiddet, mobbing, aşırı iş yükünü koyun, yanına siyasal kötülük hali için ‘Anaya’sızlığı, demokrasi erezyonunu, KHK ile haksız hukuksuz işten atmaları, insan hakları ihlallerini’ ekleyin.

Tıp ortamında yaşanan göç ve sorumluluktan azade bir hekimlik yönelimi AKP’nin bu ülkeye armağanı. Bu tercihler, henüz 2-6 yaş aralığında iken AKP iktidarı ile yönetilen bir ülkeye uyanan ve başka bir yönetim ile bir daha asla tanışamayan bir kuşağın öyküsü.

Bir zamanların ‘acı vatanı’ Almanya artık acı değil, bu ülke gençlere acı kılındı ne yazık ki.

Çözümü ise mümkün ve sanki uzak değil.

Elbet bu ülkenin köylüsü, gecekondulusu; köyün, mahallenin ilk hekiminin neden göç ettiğini anlayacak, sorumlularına gerekli cevabı verecektir.

Mesele hekimlerin tercihleri değil, memleket meselesi. Ehil ellerde meme küçültülebilen, burun düzeltilen, penis büyültülen, cilt gerdirilen, sivilce sorunu kalmamış bir ülkede, yetkin ve adanmışlıkla mesleğine sarılan kalp ameliyatı yapabilecek yeterli hekime ulaşıp ulaşamamakta.

Hiçbir şeye şaşırılmayanlar ülkesi olduk sanki. Bir sabah uyandığımızda ‘Sivilce bakanlığı’ ilan edilse yine şaşırmayız değil mi?

Bayramlarda eskileri anmak adettendir. Gırgır mizah dergisini yad etmeye ne dersiniz? Düşündüm de, hâlâ çıkıyor olsaydı manşeti ‘Sivilce Bakanlığı’ olurdu sanki. Nerede mi, tabelada silinmiş Sağlık Bakanlığı isminin tam üzerinde.

Sağlıcakla kalın.

Evrensel'i Takip Et