Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in katlinin 50. yılında ‘Bitmeyen yürüyüş’ sürüyor!
Fotoğraf: Evrensel
Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in 6 Mayıs 1972’de katledilmelerinin üstünden tam 50 yıl, koca bir yarım yüzyıl geçti!
Bugün 6 Mayıs, Deniz, Yusuf, Hüseyin günü. Daha doğrusu 6 Mayıs’ın içinde olduğu bir haftadayız. Deniz, Yusuf, Hüseyin haftasında!
Çünkü onlar için yapılan anmalar, ağıtların ahların vahların birbirine karıştığı, nostaljik bir anma değil.
Evet onları, emirle kararlar veren sıkıyönetim mahkemesinin kurduğu hüküm ve AP’nin ve öteki partilerden gerici vekillerin alkışları, “3’e 3” çığlıklarıyla Meclisten geçirdikleri kararla idam edildikleri 6 Mayıs günü ve 6 Mayıs’ın içinde bulunduğu hafta boyunca anıyoruz. Bu anma 50 yıldır sürüyor. Ancak şu da bir gerçek ki 6 Mayıs ve etkinlikler sembol mahiyetinde. Çünkü onları sadece 6 Mayıs haftası boyunca yapılan eylem ve etkinliklerle anmıyoruz. Onları 50 yıldır, devrim ve sosyalizm mücadelesinde zorluklarla her karşılaştığımızda, enerjilerinden ataklığından, halka ve devrime bağlılıklarından feyz alarak, başarılarımızda da onların amaçlarıyla birleşmenin hazzını yaşarken yeniden yeniden, hiçbir gün ve törenle sınırlamadan, mücadelenin içinde anıyoruz.
Tam da onların kendilerini böyle anılmalarını isteyeceği gibi!
Belki 6 Mayıs anmaları Deniz’in Hüseyin’in Yusuf’un trajik biçimde idamlarının halk vicdanında açtığı derin yara nedeniyle her 6 Mayıs’ta onları anmak için başladı. Ama zaman içinde, tam da yine onların isteyeceği gibi, 6 Mayıs devrimci mücadelede hayatını kaybeden tüm devrimcilerin anıldığı, ortak mücadele bilincinin ilerletilmesinin sembolü olan günler oldu.
Bu yüzden 6 Mayıs etrafında yapılan anmalar, devrim ve sosyalizm mücadelesinin, sadece bu “üç fidanı”nın değil, onlardan önce ve sonra devrim ve sosyalizm mücadelesinde hayatını kaybeden tüm devrimciler için anma etkinlikleri oldu.
Bu yüzden de 6 Mayıs etkinlikleri, uzunca bir zamanda beri, Türkiye’nin tüm devrimcilerinin anması olduğu gibi, onların başlattığı “yürüyüşün” tartışılması ve muhasebesinin yapıldığı etkinlikler olmaktadır.
Bu yüzden bugün; Emek Partisinden TKP’ye, Sol Partiden HDP’ye, TİP’e, Halkevlerinden uzun zaman bu etkinliklerin dışında kalan CHP’nin gençlerine kadar geniş yelpazede farklı görüşten siyasi parti ve çevreler aynı duygularla 6 Mayıs’ta üç devrimcinin ve devrim mücadelesinde hayatını kaybeden tüm devrimcileri anmaktadır.
Bu yıl da 6 Mayıs anmaları, sermaye ve tek adam rejimine karşı işçi sınıfının ve halkın her kesiminin ortak mücadelesinin tartışıldığı etkinliklerle sürdü sürüyor. Yandaş olmayan medyada, TV’ler, gazeteler ve internetteki haber sitelerinde yapılan tartışmalarda bu açıkça görülüyor.
Katledilmelerinin 50’nci yılında Deniz, Yusuf ve Hüseyin ile devrimci mücadelede hayatını kaybeden tüm devrimcileri saygı ve özlemle anıyor, onlara verdiğimiz “Bitmeyen yürüyüşü sürdüreceğiz” sözümüzü yineliyoruz!
ÜÇ FİDAN, ‘EFSANE’ VE ‘TARİH’İN ÖLÇÜTLERİNİ TANIMADI!
Bir olayın tarih olması için üstünden 30 yıl, efsane olması için ise 100 yıl geçmesi gerektiği söylenir. Belki böyle kesin tarihler vermek bilimsel değildir ama ilgilenen çevrelerce de genel kabul görmektedir. Bu yüzden yabana atılır değildir.
Ama Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in darağacında katledilmelerinden sonra yaşananlar bu iki önemli ölçütün de geçersiz olduğunu gösterdi.
Çünkü katledilmelerinin üstünden 30 değil 50 yıl geçmiştir ama onlar hâlâ halkın vicdanında kanayan bir yara, yaşamlarıyla sıkıyönetimin düzmece mahkemelerinde “yargılayanları yargılayan” baş eğmezlikleriyle, darağacı altında her devrimcinin tekrarlarken tüylerini diken diken eden “son sözleri”yle devrimcilerin aklında ve kalbinde olmaya devam etmektedirler. Yani onların idamı, değil 30 yıl üstünden 50 yıl geçmesine karşın (Bir olayın tarih olması, yani canlı yaşamla ilgisi kalmayan olmuş bitmiş bir vaka haline gelmesi gerekir diyen tarih anlayış açısından bakıldığında) Deniz, Yusuf ve Hüseyin’in katledilmesi, onların şahsında yaşananlar tarih olmamıştır. Çünkü onlar emperyalizme, faşizme her tür baskı ve zulme karşı mücadele eden işçilerin, gençlerin, kadınların… en ön saflarındadırlar. Kısacası onlar 23-25 yaşlarındaki halleriyle aramızda olmaya devam etmektedirler. Bu yüzden 6 Mayıslarda ve pek çok etkinlikte onlardan, onların mücadelesinden bugün için sonuçlar çıkarmak üzere konuşmaya devam ediyoruz.
Böylece onlar “tarih” olmak için konulan 30 yıl ölçütünü berhava ettiler.
Bir olayın “efsane” olması için bırakalım 100 yıl geçmesini, katledilmelerinin üstünden 100 gün bile geçmeden Anadolu’nun köylerine gidenler, bu köylerde onların idam edilmediğine, öldü gösterilmek istediğine inananların sayısının hiç de az olmadığını gördü. Bu sadece bir inanç olarak da söylenmiyor birçokları onları canlı olarak gördüğünü, kendisiyle konuştuklarını söylüyordu. Bu söylentiler kulaktan kulağa yayılıyordu. Çünkü bu sömürü ve zulüm düzeninden kendilerini kurtaracaklarını umdukları kahramanların ölmesine gönlü razı olmayan yoksullar, onları bir efsaneye dönüştürerek, kendi inançlarına göre ölümsüzleştiriyorlardı.
Çünkü efsaneler ölmezdi!
- Tartışmalar "Sadece Türkiye’nin Kürt sorununun demokratik çözümü" kapsamını aşıyor 05 Ocak 2025 04:58
- 2025'in emek, barış ve özgürlük yılı olması dileği ile... 31 Aralık 2024 06:59
- Ülkemiz işçi emekçileri 2025'i emek yılı yapacak güce ve deneyime sahiptir! 28 Aralık 2024 06:16
- Asgari ücretli işçinin grev hakkıyla da donatılmış yeni bir mekanizma talebiyle mücadeleye! 24 Aralık 2024 16:44
- Son iki haftada oluşan Suriye haritası neyi gösteriyor? 12 Aralık 2024 04:45
- Asgari ücret miktarı, AÜTK'ye bırakılamayacak kadar ciddi ve önemli taleptir! 08 Aralık 2024 04:44
- Suriye'de çıkar peşindeki herkes operasyonun içinde ama kimse rolünü kabul etmiyor 05 Aralık 2024 06:45
- Eğer ‘Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz’se... 01 Aralık 2024 04:54
- İşçilerin özelleştirmeye karşı cepheden ‘hayır’ demekten başka bir seçeneği yok! 27 Kasım 2024 06:55
- Tek adam yönetiminin ülkeyi nereye getirdiğinin bir haftaya sığan fotoğrafıdır! 24 Kasım 2024 04:47
- Bakan Tekin ve arkasındakiler laikliğe cepheden savaş açan bir konumdadır! 21 Kasım 2024 04:52
- İktidar 'iç cepheyi güçlendirmek' istiyor, emek ve demokrasi güçleri ise 'birleşik mücadele' diyor 17 Kasım 2024 04:44