Tik tak, fosil savaşı…
Sara Diena 22 yaşında Torinolu bir genç. İklim değişikliğini ve dünyanın geleceğini önemseyen gençlerden. O da, dünyanın geleceği ile kendi geleceğinin aynı anlama geldiğini çoktan kavramış. Ukrayna’nın işgali ardından yükselen militarizmin ve savaş çığlıklarının dünyanın yok oluşuna bir davet olduğunu çok iyi biliyor.
Sara geçtiğimiz hafta bir televizyon kanalında görüşlerini açıkladı. Sara’nın çok etkileyici sözleri iki gerçeğin altını çiziyor. Günümüzde savaş, militarizm ve iklim değişikliğinin karşısında en kararlı duruşu sergileyenlerin başında çocuklar ve gençler geliyor. Bu, yani kendi çıkarlarını savunmak, tam da yapmaları gereken şey. Çocuk ve gençlerin siyaset yapmaları işte bu nedenle gerekli.
Sara’nın sözlerini, Murat Çınar’ın çevirisiyle Evrensel okurlarının dikkatine sunuyorum.
Tik tak, tik tak, tik tak…
“Birileri, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) siyasi bir kurum olmadığını ve sadece iklim değişikliğiyle ilgili bilimsel verileri değerlendirmesi gerektiğini söyleyebilir. Size temin ederim ki, insanların yönlendirdiği iklimsel değişim ile Ukrayna’ya açılan savaş arasında doğru bağlantı vardır ve aynı köklere sahiptir. İkisi de fosil yakıtlar ve insanlığın bu yakıtlara bağımlılığıyla ilgilidir.”
Bu sözler, Uygulamalı Klimatoloji Laboratuvarı Başkanı ve IPCC Ukrayna sorumlusu olan Svitlana Krakovska’ya ait. “Sera gazı salınımı yeryüzünün enerji dengesini bozarken; kömür, petrol ve gaza ulaşmanın kolaylığı dünyanın güç dengelerini bozdu. Dünyanın fizik kurallarını değiştiremeyiz. Ama daha dayanıklı bir iklimi olan bir dünya için insan uygarlığının kanunlarını değiştirmek bizim sorumluluğumuz.”
Dayanıklı bir iklimi olan bir gelecek… Gelecek?
Savaş zamanı, kimin umurunda olur iklim değişikliği?
Daha yarınını düşünemezken insan nasıl uzun vadeli planlar yapabilir?
Bu kadar dengesiz olan bir uluslararası durumda, ulusal hükümetler iklim siyasetleri üzerine nasıl odaklanabilir?
Bu iki kriz arasındaki bağlantıyı kabul etmek, durumun karmaşıklığını anlamak ve çözüm için gerekli olan yolu seçebilmek için yapılabilecek tek şeydir.
Ukrayna savaşı, henüz, enerji kaynakları için yapılmış bir savaş değil; bizim Rusya gazı ve petrolüne bağımlılığımız konusuyla doğrudan ilgili bir savaştır.
Fosil kaynaklı yakıtlar bir tarz kitle imha silahına dönüştü: Bunu kabul etmek; cesaretle ve hızla bu zehirleyici bağımlılıktan kurtulmak insani ve ekolojik olarak bizim sorumluluğumuz.
Askeri birliklerin çevreye etkisi…
Bilimsel araştırma ile askeri harcamalar arasındaki haksız bütçe dağılımı…
Kitlelerin zorunlu göçe itilmesi…
Bunları biliyoruz. Var olan durumun krize yol açacağı açık. Bu krizin doğuracağı jeopolitik etkileri biliyoruz. 10 bin senelik insanlık tarihinde son iki yüz yıllık endüstriyel kalkınmanın sonuçlarını düzeltmek için, elimizde kalan son olanakları, yaşayacağımız jeopolitik etkileri önlemek üzere kullanmak gerekiyor. Gerçek bu.
Tik tak, tik tak, tik tak. Duyuyor musunuz?
Savaşa savaş eklemek için silahlar sessizce sınırlardan geçerken akan zamanın sesi bu.
Kırılgan bir geleceğin belirsizliği, korku ve hareketsizlik karşısında geçen zamanın.
Bu durmadan devam eden tik takı durdurmanın zamanı artık.
Kâr amacıyla sürdürülen fosil bir savaşın karşısına; toplumdaki derin eşitsizliklerin, sistematik şiddetin ve yüzleşmek üzere olduğumuz eko-iklim yıkımının üstesinden gelecek yenilenmiş ve yenilenebilir bir perspektife sahip barışı koyalım. Koyalım ki, sürdürülebilir ve şiddet karşıtı olan bir kolektif kültürün temellerini atabilsin.
Savaş fosildir; barış ise yenilenebilir!
Sara Diena
Evrensel'i Takip Et