Egemenlik savaşçıları

Fotoğraf: AA
KUSMUK
Ne mavisi kaldı denizin, gök yüzünden yansıyan, ne yeşili yosundan. Sarı, pis bir örtüyle kaplanıyor, kıyılardan akan kusmuktan.
AÇILDIKÇA
Açıldıkça kapıları, pencereleri evlerin. Bir bir. Güneş dolar içeri. Aydınlıkta.
TEK BAŞINA
Geleni var, gideni var. Oturanı, kalkanı. Kalabalıkta. Ne deniz kıyısı, ne kırda, bayırda. Gittikçe betona kesen duvarların arasında. Parçalanmış bir gökyüzü altında. Tek başına.
GÜNEŞSİZ
Ağaç da küser, kuşsuz kalınca. Ne çiçek açar, ne meyva verir. Kuru dallarıyla kanayan gökyüzü altında. Güneşsiz.
ÇAĞRI
Bir ses yükseliyor sabahları. Gökyüzünden mi, dağlardan, denizden mi? Sarıyor dört bir yanı. Bastırıp gündelik gürültüleri sarsarak dağınık kalabalığı. Her sabah.
AĞACI DİKENLER
Ağacın meyvesini ağacı diken değil, başkası yer!
Ağacı kesmenin cezasını kesen değil, diken çeker!
KIR ÇİÇEKLERİ
Çiçeksiz kaldı kentin asfaltlanmış sokaklarıyla olmayan bahçeleri. Evlerin beton balkonlarında marketlerde satılan bir torba toprakta açıyor kır çiçekleri.
HABERSİZ
Vur patlasın, çal oynasın dans edip eğlenenlerle ölümle pençeleşenler bir aradayız. Birbirimizden habersiz.
EGEMENLİK SAVAŞÇILARI
Bağımsız, özgür, demokratik bir ülke savaşıdır verilen. Halkın egemenlik savaşı. Boynunu kırdıkları egemenlik savaşçısı üç fidanın yolunda sürdürülen. Sennur Sezer’in dediğince unutmamak için onları: “Ne gün baksan gelincikler ıslaktır unutma/Toprak buğulu/Bozkır kısır kalmaz bu gök baharı bildikçe/Sapanın demirindedir egemenlik/Nasırındadır ellerin bırakılmaz/Rüzgâr alnındaki teri sildikçe/Egemenlik savaşçılarını hatırla!”
BAŞLANGIÇ
Sait Faik, doğanın ve insanın yazarıdır. Öyküleriyle ağacın, kuşun,, denizin yakını, hepimizin dostu olur. Çünkü o: “Her şey insanı sevmekle başlar!” diye başlamıştır söze…
Evrensel'i Takip Et