İmamoğlu'na tepki

Ekrem İmamoğlu'nun otobüsünde çekilip Twitter'da paylaşılan ve tepkilere neden olan fotoğraf.
İmamoğlu’nun Doğu Karadeniz Gezisi son birkaç gün gündemin ön sıralarına çıktı. Reklamın iyisi kötüsü olmaz, reklam reklamdır diye düşünenler için İmamoğlu’nun bu kadar gündemde öne çıkması başarı sayılabilir.
İmamoğlu, anlaşıldığı kadarıyla Cumhurbaşkanlığı için kampanyasını başlattı. Adayların açıklandığı gün aday olabilir mi, olamaz mı belli olmaz ama yaptığının bir cumhurbaşkanı adayının seçim çalışması olduğu açık.
İmamoğlu, İstanbul Belediye Başkanlığı seçimlerinde uyguladığı taktiği, cumhurbaşkanı adaylığında da uygulamak istiyor anlaşılan. İstanbul yerel seçimlerinde, ben bütün İstanbulluların belediye başkanıyım vurgusu yapmıştı. Şimdi de ben bütün yurttaşların cumhurbaşkanı olacağım vurgusunu öne çıkarıyor. Tepkiler buna mı? Değil elbette. İstanbul seçimlerinde bu taktiğe kimse tepki göstermemişti. Tepki Ertuğrul Özkök ve Nagehan Alçı’ya. Bazı yandaşları İmamoğlu’nu savunmak için bütün gazetecileri gezisine çağırabilir ve bütün gazeteciler de geziye katılabilir diyor. Ama, işin aslının böyle olmadığını herkes biliyor. Zaten tepkinin bir kısmı da insanların kendilerinin aptal yerine konulmasına karşı gösterdiği tepki. Bu iki isim özel olarak çağrılmış. Onların orada olmasından özel bir yarar bekleniyor. Belli ki, İmamoğlu ve çevresi Erdoğan’ın iktidara gelme taktiklerini aynen uygulamaya çalışıyor. Başarılı olur mu? Göreceğiz. Olursa da Türkiye halkının ihtiyacı olan bir cumhurbaşkanı olmaz, ikinci bir Erdoğan olur. Erdoğan’ı iktidara getirenler, Büyük Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi’nin güçleri idi. İmamoğlu aynı güçlere dayanarak iktidara gelecekse, oradan halkçı-demokrat bir cumhurbaşkanı çıkmayacak. Onların gündemi önce Rusya ve sonra Çin’e karşı savaşları da içeren sert bir mücadele ve halkların demokrasi, özgürlük ve ekonomik taleplerini bastırmak.
İmamoğlu, gerek İstanbul yerel seçimlerinde, gerekse şimdi cumhurbaşkanlığı seçimlerinde halkın talepleri ile ilgili söz söyleme, tavır gösterme konusunda çekingen davranıyor. Erdoğan’ı iktidara getiren güçlere mavi boncuk dağıtıyor. Hepimiz kardeşiz, herşey çok güzel olacak sloganları ile idare ediyor. Halkın taleplerini CHP’de dile getirenler ise Kılıçdaroğlu, Özgür Özel gibi sözcüler. Sanki bir görev paylaşımı var gibi. İmamoğlu’na Alçı ve Özkök gibilerle iş tutmasının yanı sıra, halkın gerçek talepleri ile hiç ilgilenmemesi nedeniyle de tepki gösteriliyor.
İmamoğlu’na tepki gösteren CHP’lilerin yeri aslında üçüncü ittifak, halk ittifakı. Eskiden beri bazıları gönlümüz sosyalistlerden yana ama onların seçilme şansı yok, şu anda iktidar olma şansı yok o nedenle CHP’yi desteklemek, onun içinde çalışmak lazım, böylece onu da daha sola çekebiliriz gibi şeyler söyler. Ama, CHP bir adım sola gitmez, genellikle onu diyenler sağa gider ya da hüsran ile CHP’den uzaklaşır. Oysa, CHP’yi sola çekmeye çalışacaklarına halkın talepleri için mücadeleye o mücadeleyi veren örgüt ve partilerle devam etselerdi durum daha farklı olurdu.
Şimdi üçüncü seçenek var. Halk ittifakı oluşturulabilir. Sadece seçimlerde çok oy almak için değil, iktidarı almak için birlikte mücadele yükseltilebilir. Erdoğan’ı iktidar yapanların asıl korkusu bu seçenek. İmamoğlu ya da altılı masa değil. Onun için halk ittifakının örgütleyicisi olabilecek parti, örgüt ve kişilere karşı yoğun bir baskı politikası başlattılar. Yargı, polis, hapishaneler çalışıyor.
Tek adam rejimini Nagehan Alçı, Ertuğrul Özkök sevicileri değil, halkın talepleri için yıllardır mücadele eden emek ve demokrasi güçleri, halk ittifakı değiştirecektir.
Evrensel'i Takip Et