10 Mayıs 2022 00:51

İmamoğlu otobüsü devirdi: Sol muhitlere Tayyipçilik taslarken ‘Müslüman mahallesindeki salyangoz satıcısı' durumuna düştü!

Ekrem İmamoğlu, Ertuğrul Özkök, Nagehan Alçı, Akif Beki gibi isimlerle aynı otobüste

Ekrem İmamoğlu'nun otobüsünde çekilip Twitter'da paylaşılan ve tepkilere neden olan fotoğraf.

Paylaş

Bunalıyoruz çocuk, bunalıyoruz / Biçim veremediğimiz şeylerin biçimine bürünüyoruz.
Şükrü Erbaş

Zor yazı…

Mübalağa etmiyorum:

Son zamanların en zorlandığım yazısı için klavye başındayım…

Tamama erdirebilecek miyim, emin değilim…

Nitekim geçen hafta, normal yazı günümde…

Cumartesi yayımlanacak bu yazı için oturdum masaya…

Iıı… olmadı…

Dün sabah tekrar girişmeden mevzuya, göz attım o sırada karaladıklarıma…

İri puntolarla:

‘HOP DEDİK İMAMOĞLU’

Diye başlamış, sardırmışım:

“Bu neyin fotoğrafı?!

Sol yanına Ertuğrul Özkök’ü...

Yamacına Nagehan Alçı’yı almış, neyin mesajını veriyorsun?..

Yolculuk nereye?..

(..)

Ertuğrul Özkök’ü temize çekmek size mi kaldı?!..

Sol… İlerici kamuoyu unutmaz kullanışlı aparat olarak Nagehan Alçı’nın yaptıklarını…

Onu Karadeniz seyahatine dahil etmek, ‘provokasyondur’ Ekrem Bey…

Sırada Cem Küçük, Mahmut Övür, Melih Altınok, Hilal Kaplan da var mı?

(…)

Saray rejimi ha bire bunu yapıp duruyor...

Bir de siz basmayın ahalinin damarına damarına…”

Falan filan…

İzanımızı bozmayalım derken, düşülen ağlakça çaresizlik…

Çizmişim üstünü… 

Öfke… Kızgınlık… Kırgınlık...

‘Bu kadarı olmaz artık’ dedirten isyankar ruh halinin tüm tezahürleri sarmışken bünyeyi…

Baktım, olacak gibi değil…

Maksadımı aşan ifadeler kullanma endişesi, aşırı yorumlara kaçma, haksızlık etme kaygısı…

Önümde o fotoğraf…

Baka baka Gözde (Tüzer) Editörüme mesaj atmıştım:

“Yazı yok…”

Halbuki fotoğrafı görmenin ilk şokunu atlatınca telefona sarılmış…

Günlük sol basını yoklamıştım...

İlk merak ettiklerimden:

Birgün davet edilmiş geziye…(neyse ki)

Lakin…

EVRENSEL YOK SAYILMIŞ NEDENSE? SAHİ NEDEN?...
NEDEN EVRENSEL ÇAĞRILMADI KARADENİZ SEYAHATİNE?

Daha da alevlenmiş karışık kafa ile yenemeyince öfkeyi, tehir ettik çiziktirmeyi ve geldik bugüne…

Doğrusu, devamında yaşananları takip ettikçe, esasında iyi de olmuş diyorum kendi hesabıma…

Ekrem Bey’in Danışmanı Murat Ongun’un “Ben kurgulayıp yayımladım” diyerek iftiharla takdim ettiği o fotoğraf daha bir netleşti…

Ongun’un ayağa dikilen Twitter ahalisine yönelik tam da AKP’nin Twitter karşıtı jargonuyla “tanımıyoruz” küstahlığı…

İmamoğlu’nun “Vız gelir tırıs gider” pervasızlığı, başlığı attı:

Ekrem Bey otobüsü devirdi…

“İletişim kazası” …

“İmamoğlu ayağına sıktı” …

“Sonuçları hesap edemeyen büyük öngörüsüzlük” …

“Süreci ve krizi yönetemedikleri gibi Ongun ve İmamoğlu çıkışlarıyla iyice derinleştirdi” …

Nev’inden değerlendirmeleri… 

Takip edebildiğim farklı mahreçli yorumları baz alırsak… 

Bu kanaat sadece bende değil, galiba ortak teşhis… (gibi)

Vaziyet bu ama sonrası?

İmamoğlu’nu bundan sonra ne bekliyor?..

Yara berelerini sarıp yola koyulabilecek mi?..

Şayet becerirse, “küllerinden doğdu” denileceği kesin…

“Becerirse” derken, becermeye soyunacağı ‘iş’ ne olmalı?..

DOSTLARI VE (MURAT ONGUN DIŞINDA VARSA DİĞER) DANIŞMANLARININ İMAMOĞLU’NA ŞU YOLLU UYARIYI YAPMASI BEKLENEBİLİR: ‘CUMHURBAŞKANLIĞI İŞİNE ASILMAKTAN VAZGEÇELİM, BİZ ASIL İŞİMİZE BELEDİYEYE BAKALIM, ZİRA ORADA DA İŞİMİZ ZOR OLACAK, KAYBEDİLEN BU PRESTİJLE’

İmamoğlu’nun muhtemel bu ikazı ciddiye almasında sayısız fayda var…

Zira…

“İSKİ Skandalı” İstanbul’un 25 yılına mal oldu…

Son facianın benzer sonuç doğurmasının önüne geçmek için vakit varken davranma sorumluluğu, umalım da İmamoğlu’nun yönelimini gözden geçirmesine yol açsın…

Radikal bir muhasebe yapmak, bu yolda ilk adım olur ve bunu halkla paylaşarak eylemek herhalde herkesin yararına sayılır…

İmamoğlu’nun “Vız gelir tırıs gider” meselesinde dilediği özrün kapsamını,

Özkök-Alçı davetine kadar genişletmesi, varsa niyeti, toparlamaya yardım eder…

Bilhassa sol kamuoyu… diyecekken…

Sol, evet, geniş ve muğlak bir kavram…

Böyle de olsa ortak noktaları sanılandan fazladır...

Bunların başında da ‘Sorgulamak’ gelir, ne(den)? suali ile başlar söze…

Kimileyin abarttığı da olur; didikler her bir şeyi…

“Şeyh uçmaz mürit uçurur”; bilir bunu ve (Hiç değilse ilkesel olarak) müritliği reddeder, şeyhi olmaz asla... (Prensipte en azından)

Hülasa, AKP önderliğince AKP tabanına atfedilenin aksine, solcular liderleri “Uzaya dört şeritli yol yapacağız” dediğinde, vaade değil, söyleyenin hemen doktor yardımı alması gerektiğine inanır...

Vefalıdır ama yanlışı gördüğünde yakasına yapışmaktan geri durmaz, solcu…

Mehmet Metiner gibi “İtaatse itaat, biatsa biat” tabiatlı biri çıkmaz solculardan…

Bazen ortak çalışmayı, kolektif iradeyi/örgütlenmeyi felç edecek kadar her solcu kendi başına bir hükümettir…

İşte tam da bu sebeplerle…

Sol kamuoyu İmamoğlu’nun (neyse o düşündüğü) “Benim gibi düşünüyorsanız” komutlarına ifrit olur…

Erdoğanvari tavırları, “tek adam” mukallitliğini kaldırmaz, hakaret sayar…

Ama öz eleştirinin kıymetini bilir ve samimiyetini pratikte gördükçe hakkını teslim eder… 

Hemen… değilse de bari…

Ekrem Bey 19 Mayıs’ta düzenleyeceğini açıkladığı “itirazları dinleme” toplantısını öz eleştiri mekanizmasının işlediği bir platforma dönüştürür umarız…

Ve hususiyetle talep ederiz:

İMAMOĞLU ERTUĞRUL ÖZKÖK VE NAGEHAN ALÇI DAVETLERİNİN HATA OLDUĞUNU KABUL EDEREK ÖZÜR DİLEMELİ…

19 Mayıs toplantısı demişken, biz oradan devam edelim…

Geziye davet edilmeyen Evrensel’e İBB çatısı altında da boykot uygulanmıyorsa şayet, Murat Ongun itibar etmez muhtemelen ama onun dışındaki diğer danışmanlar belki aşağıda yazılanlardan haberdar eder Ekrem İmamoğlu’nu…

(Hadi bilmediğine ve/ya idrak edemediğine verelim)

İmamoğlu okumalı ve bilmeli itirazların nedenini…

Satırbaşlarıyla izah edeyim…

Evvela şu mesele:

ŞARK KURNAZLIĞI YAPMAYIN: İTİRAZ, İKTİDAR MAİYETİ BASININ/MUHABİRLERİN ÇAĞRILMASINA DEĞİL HAKİKATE VE HALKA KARŞI SİSTEMATİK OLARAK AHLAKEN ‘SUÇ’ İŞLEYENLERE…

Ertuğrul Özkök ama öncelikle Nagehan Alçı’nın davetine yapılan itiraz, Saray medyasından gazetecilerin çağrılmasına itiraz gibi lanse ediliyor kimilerince…

Muhtemelen böyle düşünenler de vardır ve tartışılabilir bu da...

Fakat görebildiğim -benim de katıldığım- baskın kanaat şu:  

Mesele karşı cenahtan gazeteci daveti değil…

Mesele Erdoğan’ın uçak mürettebatının simetrisini savunmak hiç değil…

Kaldı ki, açıklamalardan öğrendik; 35 gazeteci davetliymiş…

Evrensel muhabiri yok; âlâ…

Ama misal “Neden Türkiye gazetesi muhabiri var” sorusunun sorulduğuna hiç rastladınız mı?..

Evet, Evrensel’in olmamasının izahı şart ve yapmalı; sorulmalı…

Mesele maiyet medyasından gazeteci ise bu neden muhabir değil de mesela Hürriyet’ten (misal Sedat Ergin değil de) illa A. Selvi düşünülüyor?..

İmamoğlu “Adeta görevlendirilmiş gibi” teşhisini koyabiliyor ama “Nagehan yetmez Abdülkadir’ gelecek bir dahakine” meydanı okuyor adeta...

Niye?

Selvi, İmamoğlu’nu tanıyacakmış (Ve onu ne kadar yanlış anladığına ikna edip artık Hürriyet’te hakikatleri yazmasını sağlayacakmış!)… (peeh!)

Soru:

Selvi, muhalif muhataplarını tanımadığı için mi yapıyor o “Ortalığı karıştırma” hedefli yayınları?

Hayır, İmamoğlu’nun tabiri ile “Adeta görevlendirilmiş gibi” olduğundan… ise…

Eee??!!

Ne bu (yine, bir kez daha) istikşafi ısrarı arsızlığı?!   

Cumartesi günü buradan devam edeceğim…

Çıngarın kopmasına sebep olan “Hiçken hep yapılan” gazetecilerin fenomeni Nagehan Alçı’ya...

Ve onun kadar öne çıkarılmayarak haksızlık edilen Ertuğrul Özkök’e hakkını teslim edecek…

Bu isimlere neden itiraz edildiğini izah etmeye çalışacağım…

Neden:

ERTUĞRUL ÖZKÖK DE NAGEHAN ALÇI DA DEMOKRAT/SOL VİCDAN MAHKEMESİNİN MÜEBBETLİKLERİDİR…

NAGEHAN ALÇI ‘HİÇTEN HEP YAPILAN’ OPERASYONEL BİR APARATTIR…

NAGEHAN ALÇI EDİNMEYE ÇALIŞTIĞI YENİ İMAJIYLA, ‘YER ALTINDA’ GÖTÜRDÜĞÜ SERVET İLE İŞ İNSANI OLMAYA SOYUNAN, SAYGIN İŞ İNSANI MEŞRUİYETİ KAZANMAYA ÇALIŞAN MAFYACILARA BENZİYOR…

Dediğimi anlatacağım…

Cumartesiye kısmetse…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa