10 Mayıs 2022

İl kontenjanına çözüm gerek

Fotoğraf: CeeGee / Wikimedia Commons (CC-BY-SA 4.0)

Halihazırda Süper Lig’deki altı İstanbul temsilcisine önümüzdeki sezon Ümraniyespor’un katılacağı kesinleşti. Üstelik 1. Lig play off hattında finale iki hafta kala iki İstanbul temsilcisi (İstanbulspor & Eyüpspor) bulunuyor. Yani bu takımlardan birisinin play off ile Süper Lig’e yükselmesi halinde 2022-2023 sezonunda Süper Lig’de sekiz İstanbul temsilcisi olacak.

Durum böyleyken, geçtiğimiz hafta Bölgesel Amatör Lig’deki il kontenjanından doğan mağduriyetlere dair tespitlerim biraz daha gözle görülür bir vaziyete ulaştı. Ortada şöyle bir tablo var: Üst ligler için herhangi bir kısıtlama yok, engelleme yok; üstelik reklam gelirleri ve benzeri futboldan kaynaklı yüksek ölçekli gelirler hep onlar için ayrılabiliyor ancak söz konusu Bölgesel Amatör Lig olunca kulüplerin sportif rekabetlerine ket vurarak; spor kulüplerini uzun vadeli planlama yapmaktan alıkoyacak bir düzen rahatça inşa edilebiliyor.

Şöyle düşünün: TFF, Süper Lig’de beş İstanbul takımı kontenjanı koyabiliyor mu? Örneğin ligde şehirdaşlarının en altında yer alan altıncı ve yedinci takımı doğrudan küme düşürmeyi, sıralamada beşinci olan takımı ise 1. Lig’de şampiyon olamamış ama İstanbul takımları arasında ilk sırayı almış olan kulüple ‘baraj maçı’ oynatmayı başarabilir mi? Ortalık yıkılır.

Ancak bunu BAL’da yapabiliyor. Hatta dokuz takımlı grubun altısı küme düşebiliyor, şampiyonluğu bir puanla kaçıran kulüp küme düşebiliyor, lider küme düşmemek için maç oynamak zorunda kalabiliyor. (Bu konulara geçen haftaki yazımda fazlasıyla değinmiştim)

Peki çare ne olabilir?

İl kontenjanı, fikir olarak güzel ancak profesyonel ligleri ve hatta Süper Lig’i konuya dahil edemeyince bilhassa amatör statüdeki kulüpler için kelimenin tam anlamıyla bir cendere halini almış durumda.

Çare, il kontenjanı kuralını tamamen kaldırmak. Ancak ülkemizde ‘Yanlışta inat etmek’ bir ata sporu olduğu için bunu geçiyorum.

İl kontenjanından doğan mağduriyetleri kademeli olarak azaltmak gerekiyor. Örneğin, birkaç ölçekte başarı kriteri getirmek kulüplerin de elini rahatlatacak, sportif rekabeti canlı tutacaktır.

Her grupta son iki takım küme düşüyor; küme düşen kulüplerden belli bir oranda yüksek puan alan takımları il kontenjanından muaf tutabilirsiniz. Böylelikle grup liderine baraj maçı oynatma komedisini sahnelememiş olursunuz.

Benzer şekilde, grup liderinden belli oranda geride puan almayı da bir başarı kriteri belirlersiniz. Böylelikle kendi şehrinin takımları arasında kaçıncı olursa olsun; maksimum puan toplamayı hedefleyen kulüplerin son haftalarda bile büyük bir şevkle maça çıkacağını düşünmemek çok zor.

Ancak her şeyden önce şunu kabul etmek gerek: Bu kontenjan, ciddi mağduriyetler ve sportif açıdan kesinlikle açıklanamayacak garabetler doğuruyor.

Önce bunu kabul edelim, çare bulmaya niyetlenen illa çaresini bulur.

Evrensel'i Takip Et