Sosyal medya, devletler ve şirketler…

Görsel: Dimitris Vetsikas/Pixabay
Sosyal medyanın yıllar içinde politik ve mali gücü arttıkça bu alana kimin hükmedeceğine dair kavga da çeşitli cephelerde şiddetlenerek sürüyor. Pek çok devlet kendi beklenti ve ihtiyaçlarına göre yasalar çıkarttı, çıkartıyor. Sosyal medya devleri ise ülkeye, bölgeye ve yasaya göre kendi çıkarlarını korumak üzere çeşitli hamlelerde bulunuyor. Kavga etki gücü yüksek bu araçların hakimiyeti eksenli olduğundan “Bu alanlar tüm kullanıcılarının çıkarlarına ve haklarına en uygun nasıl yönetilir?” sorusuna yanıt arayan da pek olmuyor.
Geçen hafta New York, Buffalo’da yaşanan 10 kişinin öldüğü ırkçı saldırının failinin saldırıdan önce planlarını Discord ve 4chan’da paylaşması ve saldırıyı Twitch’te canlı yayımlaması ABD’de sosyal medyaya dair zaten sürmekte olan tartışmayı biraz daha şiddetlendirdi. Twitch’in yayında şiddetin başlamasının ardından iki dakika gibi kısa bir sürede yayını kesmesi para etmedi, New York Valisi Kathy Hochul, “Suçsuz insanların infazının sosyal medya platformlarında yayımlanabilmesi ve saniyesinde yayından kaldırılmamasından” sosyal medya platformlarını sorumlu tuttu. Televizyonlarda ise yorumcular sosyal medyanın sorumluluğundan paragraf 230’a ve bu tip saldırıların ardından sıklıkla kullanılan “Oyunların şiddeti arttırdığı” saçmalığına kadar uzanan tartışmalar yürüttü. Ne de olsa suçlular bulunmuştu: sosyal medya, paragraf 230, oyunlar… Internet’in karanlık arka sokaklarındaki aşırı sağcı sohbet odalarını, çeşitli televizyon kanallarının rutini haline gelmiş ırkçı propagandayı, altta yatan ve devletin çözmekle sorumlu olduğu sosyal sorunları vs. tartışmaya gerek kalmamıştı.
Pek çok ülkede sosyal medyaya ve sosyal medya içeriklerinin denetimine dair tartışma üç aşağı beş yukarı bu örnekte yaşanana benzer şekilde yürüyor. Duruma uygun vakalar öne atılarak her devlet kendi ihtiyacına göre sonuç üretmeye çalışıyor. Tartışmanın gerçekte ne olduğu mühim değil. İfade özgürlüğü ve bu özgürlüğün ne zaman sınırlanabileceği tartışması da önemli değil. Kullanıcıların hakları da önemli değil. Yasaları yaparken hemen her yerde devletlerin yanıt aradıkları soru “Bu gücü ele geçirmek için nasıl bir yasaya ihtiyacımız var?” sorusu. Devletlerin bu tutumuna karşı şirketler “En az mali ve politik zarar veya en fazla kâr ile bu süreçten nasıl çıkarım” sorusu ekseninde mevzileniyor. Soruların yanıtı hemen her ülke ya da bölge açısından farklılık gösterdiğinden çıkan yasalar da sıklıkla birbirleri ile çelişecek denli farklılık gösterebiliyor.
Sosyal medyada içerik denetiminin şirketlerin kontrolünde olan kısmı açısından da durum pek iç açıcı değil. Facebook ve Instagram’ın Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ile bağlantılı olarak şiddet söylemi içeren gönderilerin bir kısmı için kurallarını gevşetmesi, Twitter’ın bir ABD senatörünün Putin’e suikast çağrısını yayında tutmaya devam etmesi; Youtube, Zoom ve Facebook’un Filistinli politikacı Leyla Halid’in konuşmacı olduğu bir panelin yayımlanmasını engellemesi gibi tartışılmaya muhtaç çokça vaka mevcut. Bu bilindik vakaların dışında sosyal medya şirketleri her gün çok sayıda içeriğin yayında kalıp kalmayacağının da kararını veriyorlar. Şu içerik niye yayında da diğeri niye kaldırıldı sorusuna yanıt bulmak ise mümkün olmuyor.
İçerik moderasyonu kararlarına dair ne şeffaf ne de tutarlı davranabilen sosyal medya şirketlerine güvenemeyeceğimiz zaten açık. Devletlerin, sosyal medyaya dair yasal düzenlemeler açısından kendi çıkarlarını önceledikleri de ortada. Üstelik Internet gibi ülkelerin sınırlarının pek de bir anlam ifade etmediği bir ortam açısından yasaların ne kadar ve nasıl uygulanabileceği de diğer bir sorun: Herhangi bir ülkenin bir içeriği dünya genelinde yayından kaldırtmaya ne kadar hakkı var? Ne kadar hakkı olmalı? Yayından kaldırtması ne kadar mümkün? Öte yanda ise kısmi de olsa fiilen bu hakka sahip konumda olan şirketler duruyor.
Türkiye de dahil pek çok ülkede sosyal medya yasaları ya çıktı ya da hazırlıkları sürüyor. Çıkan yasaların sorunu ne kadar çözebildiği ve hazırlanan yasaların ne kadar çözebileceği soruları ile haftaya görüşmek üzere.
Evrensel'i Takip Et