25 Mayıs 2022 05:36

İlan edilmemiş seçim kampanyaları

chp mitingi

Fotoğraf: İsa Terli / AA

Paylaş

Fransa’da Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin öncesinde Emmanuel Macron uzun bir süre seçim kampanyasını resmen başlatmadan, yani adaylığını açıklamadan seçim kampanyasını haftalarca sürdürdü. Macron’un ilansız kampanyası diğer adayların da seçim kampanyalarını etkili bir biçimde yapmalarının önünde engel oluşturdu. Bu ilansız seçim kampanyası yürütme meselesi diğer ülkelere ve adaylara örnek oluşturdu sanırım.

Zira, her ne kadar adı konmasa da Türkiye’de geçtiğimiz hafta sonu seçim startı verilmiş görünüyor. Bir yanda Cumhurbaşkanının Adana’da düzenlediği “gençlik şöleni” adı altındaki parti mitingi, diğer yanda CHP’nin Maltepe mitingi. İlki startı gençlerle verdi. Neden Adana’da verdi? Bilmiyoruz. Niye gençlerle verdi? Onu tahmin etmek zor değil. AKP iktidara geldiğinde doğanlar bugün yirmi yaşında. Gözleri başka iktidar görmedi. Kendilerinden önce doğanlarla birlikte dindar gençlik politikalarının öncelikli hedefi oldular. Gelinen noktada iktidarın hedefleri başka, gerçekler ise bambaşka oldu. Dindar nesil istediler, olmadı. En azından yaygınlaşamadı. Gençler gelecek kaygısı içinde, işsizliği çok derinden yaşıyor. Diplomaları ne iş ne para ediyor. Hayalleri çalınmış. Geleceklerini uzak diyarlarda arıyor birçoğu. Emeklerinin karşılığının olduğunu, bilgilerine değer atfedildiğini düşündükleri yerlerde. Arama olanakları varsa tabii. Böyle bir ortamda gençler seçim sandığına gitmiyor. Fransa örneği bunu gösterdi, Türkiye’de anketler de buna işaret ediyor.

Böyle bir ortamda düzenlenen “gençlik şöleni”, iktidarın mayası tutmayan gençlik politikalarına dair son ve nafile çırpınışları gibi görünüyor.

Cumhurbaşkanı nafile çırpınadursun, Ana Muhalefet Partisi Lideri Kemal Kılıçdaroğlu ise seçim maratonunu Adalet Yürüyüşü’nün bittiği yerde, mücadelenin sürekliliğine vurgu yaparak başlattı. Kılıçdaroğlu Adalet Yürüyüşü’nü partisinin İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu hukuksuzca cezaevine kapatılınca, bu hukuksuzluğa tepki olarak başlatmıştı. Geçtiğimiz cumartesi günü düzenlenen Maltepe mitingini de İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’nun hapis cezasının kesinleşmesi üzerine düzenledi. Kaftancıoğlu’nu sahneye tek başına çıkararak il başkanını nasıl sahiplendiğini gösterdi. Biri İstanbul milletvekiliydi, diğeri aynı kentin il başkanı. CHP lideri, AKP hukuksuzluğuna maruz kalan iki partilisinin yollarını Maltepe’de adalet talebinde kesiştirdi. Partinin önde gelen isimlerine yönelik cezalar karşısında adalet talebinin sürekliliği için harekete geçmekten çekinmeyeceğini bir defa daha gösterdi. Adalet Yürüyüşü adeta Maltepe’de sonlanmadı, aksine devam etti. CHP Lideri, Maltepe’den Çankaya’ya -Beştepe’ye değil- yürüyüşün devam edeceğini de ilan etti. Zira, Kılıçdaroğlu’nun Maltepe mitingi aynı zamanda bir adaylık açıklamasıydı. Bu aynı zamanda da günlerdir süren tartışmalara da bir yanıttı. Seçmen Alevi adaya oy vermez popülizmine karşı, Türkiye’de siyaseti değiştirmeye aday olduğunun da ilanıydı. Değiştirmeye ve dönüştürmeye aday olmayanın, bu şiarla yola çıkmayanın kazanma şansının da olmadığı bir seçim bu. Popülizmin ardına takılanın değil, adaleti, hukuku tesis edenin, kalıpları kırma iradesine sahip olanın, değişimi mümkün kılabilecek olanın şansa sahip olduğu bir seçim.

Geçtiğimiz hafta sonu, siyasetin “esas oğlanlarının” biri gençleri nafile tavlamaya çalışırken, diğeri hem partinin içinde hem de altılı masada iktidarını tesis etmeye çalışıyordu. Bu seçim, “esas oğlanların” seçimin sonucunu tek başına belirleme kapasitesinin zayıf olduğu, “ikincil” gibi görünen aktörlerin seçimin sonucunu belirleme gücünün ise fazla olduğu bir seçim. Tam da bu nedenle önümüzde, perde arkasında kıyasıya pazarlıkların bitip tükenmeyeceği, ilan edilmemiş seçim kampanyalarının ise çok uzun süreceği bir seçim var.

Sonunda her şey çok güzel olur mu şimdiden bilinmez, ama her şeyin çok zor olacağı bir seçim dönemi yaşayacağımız aşikar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa