Çare ‘aşırı kâr vergisi' değil kamulaştırma
Fotoğraf: Dursun Aydemir / AA
İsviçre’nin Cenevre kentine yakın Davos kasabasında pazartesi günü başlayan ve dün sona eren Dünya Ekonomi Forumu’nda (WEF) konuşulanların başında savaş, yoksulluk, açlık, enflasyon, fiyat artışları, pandemi ve küresel ısınma geliyordu. Dünyanın dört bir yanından gelen çoğu devlet, tekel, şirket, lobi örgütü yöneticisi 2 bin 500 kişinin yüz yüze katıldığı bu yılki WEF’te ele alınan konuların kendisi dünyanın zor bir dönemden geçtiğiniz gösteriyor.
Alman basınında yazılanlara bakılırsa, dünyanın tarihte eşine az rastlanır şekilde değişik alanlarda aynı anda krize sürüklenmesinde, konferansta bir araya gelenlerin hiçbir sorumluluğu yok ve onlar sorunların aşılması için “kafa patlatan bir topluluk”. Forumun kurucusu Klaus Schwabe, ZDF televizyonuna verdiği demeçte, bütün bu sorunları “hayatı tehdit eden krizler” olarak sıralıyor ve bir çıkış yolu bulunması çağrısında bulunuyor.
Denilebilir ki; kapitalist dünyanın en zengin ve en neoliberallerinin bir araya geldiği platform olma özelliği taşıyan WEF, sürekli sömürünün daha da yoğunlaşmasını savunurken, ortaya çıkan sorunların çözümü için ise kapitalizmi aklayan sözde hümanist yaklaşımları öne sürüyor. Sıralanan sorunların katılımcıların sömürüsünden, sahip oldukları dünya görüşü ve servetten bağımsız olduğu havası estiriliyor.
Halbuki günümüz dünyasının içine düştüğü karanlık tablo tam da “Davos zihniyeti”nin ürünü.
Savaş, yoksulluk, açlık ve kıtlık tehlikesinin çanlarının çaldığı şu dönemde, WEF’de de üzerine durulduğu gibi, en belirgin olan zenginlerin sürekli zenginleştiği, yoksulların yoksullaştığı gerçeği. Bu kapitalizmin temel kuralı. Bertholt Brecht’in dediği gibi: “Olmasaydım yoksul, olmazdın zengin.”
Pandemi, küresel ısınma ve savaş ortamında enerji, petrol ve silah başta olmak üzere bazı sektörlerde tekellerin kazanması için milyonlarca hatta milyarlarca insanın da kaybetmesi gerekiyor. Bu çarpıcı gerçek Oxfam’ın forum vesilesiyle yayımladığı verilerde de kendisini gösteriyor. “Acıdan kâr etmek” (Profiting from Pain) başlığıyla yayınlanan raporda, 2020’den bu yana 573 kişinin daha milyarderler kulübüne katıldığına, böylece milyarderlerin sayısının 2668’e çıktına dikkat çekilirken, bunların elinde bulundurduğu toplam servetin 12.7 trilyon dolara yükseldiği görülüyor. Sadece pandemi döneminde servetlerini yüzde 42 arttıran milyarderler, dünyadaki toplam servetin de yüzde 13.9’una sahip olmayı başardılar. Bu oran 2000’de yüzde 4.4 idi.
Milyarderlerin elindeki toplam servet arttıkça, yoksulluk ve sefalet de artmaya devam edecek. Oxfam’ın raporuna göre 2022’de yaklaşık 263 milyon kişinin daha aşırı yoksullaşacağı tahmin ediliyor.
Der Spiegel’in bu hafta “Die Gesetzlosen” (Haydutlar) başlığıyla kapak yaptığı dünyanın milyarderleri ve milyonerlerinin elinde tuttuğu toplam servet ise 165 trilyon dolar. “Bu Avrupa’nın en büyük ekonomisine sahip Almanya’nın gayrisafi yurtiçi milli hasılasının 50 katı.”
Küçük bir azınlığın sürekli zenginleştiği, milyarlarca insanın ise yıldan yıla daha fazla açlık ve yoksullukla boğuştuğu gerçeğinin herkes tarafından yalın bir şekilde göründüğü günümüz dünyasında, çözüm, zenginlerin elindeki servetin kamulaştırılması yerine aşırı kâr edenlerin daha fazla vergi ödemelerine indirgeniyor. Dahası, son haftalarda yapılan önerilerde “süper zenginlerin” genel olarak fazla vergi ödemeleri de bir yana bırakılarak, savaş ve pandemi nedeniyle elde edilen “aşırı kâr”dan daha fazla vergi vermeleriyle yetiniliyor. Bu, “süper zenginlere” dokunma niyetinin olmadığını gösteriyor.
“Aşırı kâr vergisi” konusunda bazı ülkelerde atılan adımlar da var. Önceki gün Süddeutsche Zeitung’da yer alan bir habere göre Avrupa Parlamentosu “aşırı kâr vergi”sini ciddi bir şekilde tartışıyor. Özellikle “aşırı kâr” yapan enerji tekelleriyle bağlantılı olarak. İtalya, elektrik, gaz ve petrol tekelleri için yüzde 10 “aşırı kâr vergisi” uygulamasını başlattı. Romanya da bu yönde bir adım atmış. Yunanistan ise yüzde 90 vergi atmayı planlıyor. Almanya’da Yeşiller’in göndeme getirdiği “aşırı kâr vergisi”ne koalisyon ortağı FDP kesinlikle karşı çıkıyor.
“Aşırı kâr vergisi”ne gerekçe olarak süper zenginlerin yeteri kadar vergi ödememesi gösteriliyor. Örneğin, geçen yıl ortaya çıkarılan bilgilere göre 2014-18 yılları arasında “dünyanın en zengin insanı” sıfatını taşıyan Elon Musk gelirinin sadece yüzde 3,3’ünü, Amazon’un şefi Jeff Bezos yüzde 0,9’unu vergi olarak geri ödemiş.
Bu veriler sıralanırken, milyarderlerin çok düşük vergi ödemesi, onların yasal boşlukları nasıl kullandıklarıyla açılanıyor. Yasaları bu şekilde yapan devletler ve hükümetlere ise toz kondurulmuyor. Halbuki; bütün kapitalist devletlere aynı zihniyet işliyor: Halktan çok, sermayeden az vergi.
Sosyal sorunlar, enflasyon, halkın ve devletlerin karşı karşıya olduğu ekonomik sorunlar ve bütçe açığının, bir avuç milyarderin “aşırı kâr vergisi” vermesiyle ya da bir seferlik fazla vergi ödemeleriyle çözülemeyeceği açıktır.
Çözüm, milyarderlerden başlayarak özel sermayenin elindeki servetlerin kamulaştırmasından geçiyor. Devletlerin verdiği sübvansiyonlar, düşük faizli krediler, vergi muafiyetleri, emekçileri düşük ücretle çalıştırarak sömürme imkanlarını sonuna kadar kullanan milyarderler ve onların tekellerinin sahip olduğu servet babalarının değil halkın malıdır. Bu nedenle acil talep milyarderler ve milyonerlere ait bütün servetin kamulaştırılması olmalıdır.
- Almanya seçimlerine doğru: Muhafazakarlar aşırı sağcılaşıyor 31 Ocak 2025 04:47
- Avrupa Trump’a karşı durabilecek mi? 24 Ocak 2025 04:15
- 2. Trump döneminde Avrupa'yı neler bekliyor? 17 Ocak 2025 04:58
- Avusturya'dan Güney Kore'ye siyasi krizler ne anlama geliyor? 10 Ocak 2025 04:08
- Almanya ABD’nin arka bahçesi mi? 03 Ocak 2025 04:54
- Avrupa 2024-25: Krizler, çelişkiler ve mücadele 27 Aralık 2024 04:19
- Romanya seçimleri, TikTok ve AB'nin demokrasi anlayışı 20 Aralık 2024 05:25
- ‘Suriyeliler gitsin mi, kalsın mı’ tartışması üzerine 13 Aralık 2024 04:24
- Avrupa'da 'siyasi kriz' hayaleti dolaşıyor 06 Aralık 2024 06:40
- Almanya'yı savaşa hazırlıyorlar 29 Kasım 2024 06:45
- Kiev'deki hesap Moskova'ya uyacak mı? 22 Kasım 2024 04:30
- Bir Almanya gerçeği: İşçilere yoksulluk, CEO’lara zenginlik 15 Kasım 2024 04:12