Dağılmanın ABC'si, AKP'si, Türkiye'si...
Fotoğraf: Eylem Nazlıer/Evrensel
Birine ne zaman “dağılmış” diyoruz, “Bu arkadaş dağılmış durumda”. Ne zaman bir aileye “Bu aile dağılmış durumda” diyoruz. Ne zaman bir takıma “Bu takım dağılmış” diyoruz. Ya bir partiye, bir ülkeye, dünyaya hangi durumda dağılmış diyoruz.
Kendi kendimize aynı soruyu yönlendirebiliriz. Dağılma nedir, bir toplum ne zaman dağılır, yıllardır yaşadığımız, 1940’lı yıllardan beri her geçen gün dozajı daha da artarak devam eden sorun birikimi neye işaret ediyor?
Dağılma tarihi belki 1683’e kadar, Viyana önlerine kadar geri götürülebilir de bu çok imparatorca ve emperyalce bir bakış olur. Benim bugün tartışmak istediğim konu imparatorlukların veya devletlerin büyüyüp küçülmesi, sınırların daralması veya genişlemesi değil. Bazen ülkenin siyasi coğrafya sınırları daralarak da toplumsal dayanışması veya insanı değerleri toparlanabilir. Cumhuriyetin kuruluş süreci de imparatorluğun çok daralmasına ve dağılmasına rağmen cumhuriyetle daha pozitif yönde bir toparlanma sayılabilir, ulus devletlere geçiş, monarşilerden cumhuriyete geçiş bir tür olumlu ilerleme sayılabilir.
Ama devletlerin dağılması değil bugünkü meselem. Daha özde özümüzde dağılma nasıl oluyor, günlük ilişkilerimizde ve insanlığımızda dağılmanın, özellikle de “Toplumsal dağılmanın” tanımlanabilmesi veya en azından bazı emarelerinin neler olduğu sorusudur.
Arkadaşlıklarımız ne durumda? Kardeşlerimizle akrabalarımızla ilişkilerimiz nasıl? İşyerinde neler yaşıyoruz? Çekirdek ailede, eşimizle, çocuğumuzla ilişkilerimiz ne durumda? Komşularla ne durumdayız? Markette, dolmuşta, sokakta, bulvarda nasıl bir ilişkimiz var? Çocuklarımızın okulları ne durumda? Şehrimizde kimler yaşıyor, kaçıyla bir ilişkimiz bulunuyor? Sığınmacılar ne durumda, kaçıyla ilişkideyiz? Turistler geliyor mu şehrimizle, onlarla ortak buluşma noktalarımız var mı? Gazete okuyor, haberleri takip ediyor muyuz, nereden kimden alıyoruz? 24 saatimiz nasıl geçiyor, trafik lambasından geçerken neye dikkat ediyoruz? Bütün gün en çok ne konuşuyoruz? Elektrik su faturalarını zorlanmadan ödeyebiliyor muyuz? Simit ekmek alırken hangi hesabı yapıyoruz, yarın çocuğumuza vereceğimiz harçlığı kaç kez hesaplamak zorunda kalıyoruz, ayı nasıl çıkaracağımız kara kara düşünüyor muyuz? Bir dostumuzun evlenmesine, çocuğunu evlendirmesine destek olabiliyor muyuz, yoksa çeyrekten vazgeçtik gram altın bile almakta zorlanıyor muyuz? Ayda bir kez bile dışarda arkadaşlarımızla yemek yemeğe, çocuğumuzun arkadaşlarıyla bir pastaneye/kütüphaneye gitmesine zorlanıyor muyuz? Dahası ekmek parasına, peynire, zeytine, bir kilo elmayı kaç gün dayandırabileceğimize dair hesap kitap yapmak zorunda kalıyor muyuz? Evimiz barkımız yoksa kiramızı ödeyebiliyor, şehir dışına üniversiteye çocuğumuzu gönderebiliyor muyuz?
İşin iktisadi yanını bir yana bırakalım, üniversitede derslerine girdiğimiz, birlikte araştırma yürüttüğümüz, yöntemleri teorileri konuştuğumuz öğrencilerimiz derse karnı tok mu geldi, insanca barınma şartları var mı, cebinde harçlığı var mı?
DAĞILMANIN ANA GÖSTERGESİ GELECEKSİZLİK
Gelmeyen gelecek, yaşanmadan biten gelecek olur mu? Kendimizin, çocuklarımızın geleceğine dair bir umudumuz var mı, yeni kuşaklara bir umut yaratıyor muyuz diye sorduğumuzda verebildiğimiz yanıt ne oluyor, yüzümüz gülüyor mu yoksa derin bir kaygı mı kaplıyor?
Erdoğan Kılıçdaroğlu’na 10 soru sormuş, Kılıçdaroğlu da Erdoğan’a 10 soru sormuş. Soruların kalitesi tartışılır, şablonlar işletilmiş, yine de insan iki parti reisi bir araya en son ne zaman geldi de bir sorun konuşulabildi, bundan kimin sorumlu olduğunun ötesinde siyasi liderlerin birbiriyle konuşamadığı, muhalefetin dayaktan geçirildiği, AKP veya MHP’de partiyi eleştirenin dayaktan geçirildiği, tehdit edildiği, iktidarın muhalefeti dayakla/şiddetle tehdit ettiği, cumhurun reisinin önüne gelene “sürtük” dediği bir siyasal ortam neye işaret ediyor acaba? Savcıların güçlüyü takip edip denetlemesi yerine çığlık atma durumuna gelen fakirin muhalifin peşine düştüğü bir adalet anlayışı neye işaret ediyor acaba?
Siyaset insan olanın ayrılmaz parçası, insan siyasal bir var olandır, amacını gerçekleştirmek, daha iyi günler görmek ister, amaçları için mücadele eder. Bilgi, felsefe, sanat insanın büyük başarılarıdır, insanlığın miraslarıdır, insanın sosyokültürel varlığı, toplum ve kafa sağlığı bunlardan geçiyor.
Bilim sanat felsefeden uzaklaşan, nüfusunu geçindirmekte zorlanan, ortak duruş noktalarını kaybetmiş, ortak ülküler yaratamayan, eşitlik ve adaleti sağlayamayan, dostunu güldüremeyen, yurttaşını mutlu edemeyen, geleceğe umutla bakamayan devlet, insan, aile veya toplum ise içten içe çürüyor, yanıyor, dağılıyor demektir. Kamplaşmalar çatışmalar dağılmanın ana göstergelerinden. En önemlisi de gelecek vadedememesi.
Türkiye lime lime dağılıyor sanki.
DAĞILMAYA KARŞI ÇÖZÜM DOSTLUK DEVRİMİ
Dağılmanın çözümü dostça dayanışmadır.
Dostça dayanışma kapitalizmde imkansız. Dostça dayanışma dinle tarikatla imkansız. Dostça dayanışma ön yargı, ayrımcılık, eşitsizlikle imkansız.
O halde, yapılacaklar belli. Ülkede ve dünyada barış için dostluk devrimi gerekiyor.
- AKP'nin eğitim ve bütçeleme anlayışı: Lime lime ayrıştırmanın, imam hatipleştirmenin, metalaştırmanın, peşkeş çekmenin binbir türü 15 Kasım 2024 04:43
- Cumhuriyetin 101. yılında rüya, yurttaşlık ve ana dillerinde eğitim meselesi 01 Kasım 2024 04:26
- Üniversite nedir? Araştırma ve bilgi nedir? Kariyer yapmaktan/ uzmanlık bilgisinden farkı nedir? 18 Ekim 2024 04:42
- Akademinin yeri ve değeri: 207 üniversite bir 'muhabir Rüya' eder mi? 11 Ekim 2024 04:43
- MEB istatistiklerinin gör dediği açlık, dayatma ve niteliksizlik 04 Ekim 2024 04:50
- Türk Psikologlar Derneğinin Türkiye Yüzyılı Maarif Modeline dair görüşü: Eğitim değil eğitimi ihlal modeli 27 Eylül 2024 04:42
- AKP ve MEB’in büyük mahareti: Bağnazlığı ve emek sömürüsünü sürdürmeye diplomalı çözüm 20 Eylül 2024 04:15
- Aileler çocuklarını MEB’den kurtarmaya çalışıyor: MEB eğitime, çocuklara, topluma zararlı hale mi geldi? 13 Eylül 2024 04:42
- Eğitimin sorunlarından öğretmenler ve müdür yardımcıları da mağdur 06 Eylül 2024 04:41
- Atamaların değeri değersizleştirilmesi üzerine 30 Ağustos 2024 04:44
- Tarihleri, çağları, problemleri karıştırmak: Ahilik de işletme de amaç ve işleyiş olarak okul değil 23 Ağustos 2024 04:46
- YKS, eğitim ve şehirler: Üniversitede resesyon, şehirde resesyon ve göç 16 Ağustos 2024 04:15