04 Haziran 2022 06:06

Siyasette simgesel rekabet

Tayyip Erdoğan

Fotoğraf: DHA

Paylaş

İstanbul’un fethinin 569. yıl dönümü Ataköy ve Maltepe’de iki ayrı törenle kutlandı. Resmi açıklamalara göre 560 bin kişinin katılımı ile Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nde yapılan törende konuşan Erdoğan’ın ateşli sözleri, seçimlerde izleyeceği rotayı belli etti: Kendisine yönelik kaçma hazırlığı ithamlarını Menderes’e yapılan haksızlıklara benzetti. Her alanda verdikleri mücadelenin ‘gaza mertebesi’nde olduğunu belirtti. Alanda bulunanlara “Çağımızın Bizanslarını ve oralarda kurgulanan entrikaları tarihin tozlu raflarına kaldırmaya hazır mıyız” sorusunu yöneltti. “Ülke ve millet düşmanlarının senaryolarının figüranlığına soyunanlar”ı, hayırda, eser ve hizmette yarışmaya çağırdı. “Türkiye’nin egemenlik haklarına yönelik tacizlere karşı tarihi bir haysiyet mücadelesi” yürüttüklerini ifade etti. Siyasetin gündemindeki konulardan hemen hepsine dokunduğu konuşması, yaklaşan seçimlere yönelik kutuplaştırma eksenli yaklaşımını net bir biçimde yansıttı.

2023 yılında ilk etabı açılacak ve beş milyon metrekarelik bir alana kurulacak olan parka ilişkin detaylar önceden kamuoyuna duyurulmuştu. Basına sunulan bilgide, özenle kurgulanmış ayrıntılar üzerinden, Erdoğan rejimine doğa tahribatı, kaynak israfı ve plansızlık üzerinden yapılan eleştirilerin neredeyse hepsi yanıtlanır gibiydi: 350 yıllık zeytin ağacına ömür katılmaktaydı. ‘Pusetli anne’ ve engelli vatandaş için güvenli alan yaratılacaktı. Tüm peron, hangar ve binalar fuar ve müze alanı olarak düzenlenmekteydi. Yedi ayrı konseptte çocuk oyun alanı planlanmıştı. Park afet halinde bir toplanma alanı olarak işlev görecekti.

Tören boyunca ‘Türkiye’nin en büyük’ ve ’dünyanın beşinci büyük’ şehir parkı olan millet bahçesi, ‘İstanbul’un fethine bağlantılandırılarak simgesel bir altın vuruş yapılmıştı.

* * *

‘Kültür,’ toplumların tarihsel süreç içinde biriktirdikleri deneyimlerden süzülen, ait olanı tanımlayan, biçimlendiren ve gelecek kuşaklara türlü biçimlerde aktarılan bir değerler sistemidir. Kuşaktan kuşağa aktarılırken dönüşür ve yeniden şekillenir. Kültürün dönüşümünde toplumsal hayatın dinamikleri belirleyicidir, aktarılırken uyarlanır. İçinden geçilen dönemin koşullarına, ‘zamanın ruhuna’ uygun olan boyutları öne çıkarılır, olmayanlar uzun uykulara yatırılır. Bahsi geçen değişim, güç ilişkilerinin belirleyiciliği altında ilerler. Politik gündem(ler)in gölgesi altındadır ve başlı başına bir mücadele alanıdır.

Tam da Ekrem İmamoğlu’nun fidan dikme törenine ilişkin sorduğu “Allah aşkına bunun fetih ile ne alakası var?” sorusunun tarihsel yanıtı olarak egemenler kültürel değerleri güncel ihtiyaçlarına göre durmaksızın yeniden tasnif eder. Düzenleme sırasında günün ihtiyacına göre kavram ve kurumlar arasında yeni ya da yeni olduğunu düşündürtecek bağlantılar kurulur. Devletin ve/veya iktidarın sürdürülebilirliğini sağlamak için seferber edilen kültür, bir süreklilik hissi verilerek yeniden üretilir.

* * *

I. Dünya Savaşı yıllarında ilk kez yapılan, II. Dünya Savaşı döneminde yeniden gündeme getirilen İstanbul’un fethi kutlamalarının günümüzdeki törenleri de etkileyen son dalgası ‘Milli Görüş’ geleneği tarafından icat edilmiştir. Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olmasına kadar İslamcılar arasında ve görece küçük ölçeklerde yapılan kutlamalar, bu dönemden itibaren ana-akımlaşmaya başlamıştır.

Başkanı Ataköy’deki törene çağrılmayan İstanbul Büyükşehir Belediyesinin aynı gün düzenlediği fetih kutlaması simgesel rekabetin en başarılı örneklerinden biri oldu. İmamoğlu’nun Maltepe’deki Orhan Gazi Şehir Parkı’nda düzenlenen etkinlikte yaptığı konuşmasında geçen şu cümlelerle, bir yandan tarihsel olarak İslamcıların tekelindeki bir geleneğe sahip çıkılırken, diğer yandan ‘fetih’ kavramını olabildiğince şoven olmayan bir bağlama taşıma ve kendi siyasal gündemine uyarlama yolunda dikkate değer adımlar atıldı: “Fatih’in fetih anlayışı, bilime saygı, kültüre saygı, kanunlara saygı, sanata saygı, inançlara saygı ve kimliklere saygıdır... Bize göre de bu çağda İstanbul’un fethi, gönüllerin fethidir. Ayrıştırmak ve bölmek yerine, birleştirmek; korkutmak yerine, sevmektir fethin anlamı. Her koşulda bilimi, sanatı ve kültürü kılavuz almak, şehri ve ülkeyi ileriye götüren aydınlara, bilim insanlarına ve sanatçılara itibar etmektir... Bize göre bu çağda fetih; yıllarca ihmal edilmiş olan bu muazzam şehri metro hatlarıyla donatmaktır.” 

Rekabet halindeki törenlerin detayları, seçimler yaklaşırken mümkün olan en geniş kitleye ulaşma mücadelesinde simgesel alanın da hayli önemli bir yer tutacağını bir kez daha gösterdi. Doğası gereği siyasal mesajları daha geniş kesimlere kolayca iletme kapasitesi olan simgesel söylem ve törenlerin yakından izlenmesindeki faydanın altını çizmiş oldu.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa