05 Haziran 2022 22:21

Denizleri kurtarmak

Deniz Gezmiş THKO davasında savunma yaparken

Fotoğraf: AA

Paylaş

Ülke dışında olmanın zorluklarından biri de yayınları takip edememek, önemli kitapları atlamak.

Bunlardan bir de Aynullah Akça’nın Deniz Gezmiş için Uçak Kaçıran Bir Hava Korsanının Anıları. Kitap 2015 yılında çıkmış. Kalkedon Yayınlarını kutlarım.

Bu kitap bu kaçırma olayı yanında, bir dönemin Ankara’sına, Türkiye’sini kafamızda yeniden bir dönüş  yapmamıza olanak sağlıyor. Müthiş bir bellek.

Bu kitabın yazılmasına vesile olduğu için Deniz’in abisi Bora’ya teşekkür etmek lazım.

Umarım kendisine hitap eden bu kitabı okumuş, Aynullah Akça’yı aramış, gönlünü almıştır.

Uğur Mumcu’nun Deniz’lerin idamının engellenmesi için peş peşe yapılan uçak ve jandarma komutanını kaçırma eylemini şüpheyle karşılaması, herkeste bir kafa karışıklığı yarattığı ortada.

9 Martın 12 Marta dönüştüğü bir ortamda doğal!

Mahir’ler de kısa bir süre önce Deniz’leri kurtarmak için İngilizleri kaçırmışlardı. O zaman onlara da mı kuşku ile bakmak lazım.

12 Mart sonrası daha oluşum evresinde olan THKO’nun ve THKP/c’nin ağır darbe yemesinden sonra, bu hareketlere sempati duyanlar bir merkez ile bağı olmadan inisiyatifler oluşturmaya başlamışlardı.

Ve bunlar aynı zamanda eylem birliği içine girmişlerdi.

Ben ve Ayşe Nur’da o yıllarda benzeri bir yaklaşım içindeydik.

Uçağı kaçıranlardan Aynullah Akça Mahirci idi, Sefer ise Şimşek Deniz’lerden yana , Yaşar Yılmaz ise TİP’li di. Denizleri kurtarmak gibi acil bir görev vardı önlerinde.

Ankara çevresinden yakalanmayanlardan Koray, Aynullah Akça’nın bir anlamda bağlantı noktasıydı. Oğuzhan da Mahirlere yardımcı olanlardandı Ankara’da. Güvenlik güçlerince infaz edilecekti Koray.

Astsubay olan kardeşi ile 1995’de Stockholm’de kesişecekti yollarımız. Az çile çekmemişti o da.

Eğer bağlantılı oldukları Eken olayı başarılsaydı, Sofya’dakilerin pazarlık gücü artacaktı belki de.

Eken olayının eylemcilerinden Hasan Ataol ile ahbap olacaktık 90’ların başında ve ona Galvano della Volpe’nin “Rouseau’dan Marx ve Diğerlerine Sosyalizm ve Özgürlük kitabını tercüme ettirecek ve yayınlayacaktım.

O kuşağın, bizim kuşağın arayışı sosyalizm yanında özgürlüktü zira.

O dönem aydınlar, sanatçılar evlerini Mahir’lere, Denizlere açmışlardı.

Böyle bir dayanışma hiçbir zaman yaşanmadı.Yılmaz Güney’inden Murat Belge’sine.

Bir yandan da infazın durması için o dönemin zor koşullarında imza toplanıyordu.

İmza toplayanlardan Aynullah Akça’nın bir yandan da uçak kaçırma eylemine duhul olması hoş.

Henüz 22’sinde, Karslı, genç bir fotografçı. Çalıştığı fotografçı, Ankara’da aydınların, sanatçıların uğrak yeri.

O yaşlarda insan kendini ölümsüz gibi hisseder.

Kitapta 60’ların Ankara’sını iliklerimde kemiklerimde hissettim. Sadece o mu o dönemin İstanbul’u, İzmir’i, Anadolusu…. Bir de halen yaşadığım Stockholm duhul olmaz mı sahneye?

Ve kuşaklar arası nasıl bir iletişim, yakınlık vardı.

20’sinde bizleri nasıl adam yerine koyarlardı. Nasıl teklifsizce üniversitelerde, ofislerde odalarına  dalardık.

Yurtlar her kentte ortak hostelimizdi.

Ve Bulgaristan’da “şüpheli” olarak değil kahraman olarak karşılanışları.  Nazi partisine karşı bilfiil savaşmış eski partizanların onları kucaklayışları.

Orada yaşayıp okumaları, hatta tez yazmaları, aile kurmaları, ilginç işlerde çalışamaları,

çocuklarını yetiştirmeleri.

Yaşam sürüp gidiyor. Yaşam zaten direnmek değil mi bir anlamda.

Deniz’i kurtarmayı başarsaydık. 75’in de olacaktı şimdi. Ve kimbilir nerelerinde dünyanın kesişecekti yollarımız.

Kısacası tam film, dizi olacak gerçek bir hikaye AKÇA’nınki.

Er Ryan’ı kurtarmak gibi.

Bir gün farkedileceğine inanıyorum, genç bir sinemacı tarafından. 6-7 Eylül’ün keşfedilmesi gibi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa