Türkiye'nin yürüttüğü savaş
![](https://www.evrensel.net/images/840/upload/dosya/169778.jpg)
Fotoğraf: Hediye Levent
Türkiye hem ülke içinde hem de sınırları ötesinde bir savaş yürütüyor.
Savaşın yeni aşaması hakkında ne söylenebilir?
Bence tutum açıklamak gerek. Savaşa ‘hayır’ demek gerek. Bu kadar açık ve net: Çünkü savaş yeni değil.
Devletler böyle şeyler yaparlar. Mesela ‘Etkisiz hale getirme’ flu bir laf. Yakalayarak mı öldürerek mi etkisiz hale getirilmiş, anlaşılamıyor. Ölen ve yaralananlar ile ilgili verilerde de bu yuvarlak/flu sözler sarfediliyor. Kimse kendi kayıplarını söylemiyor. Rusya, Ukrayna savaşında ve Türkiye de Irak ve Suriye operasyonlarına da hiçbir zaman savaş demedi. ‘Operasyon’ diyor, ‘harekat’ diyor. Devletler akıllarınca böyle derlerse Cenevre Sözleşmelerindeki yükümlülüklerinden kurtulacaklarını düşünüyorlar.
Bizim memlekette ana sorun insan hakları ve demokrasi sorunudur. İHD on yıllardır bunu söylüyor. Bu ana sorunun en önemli halkası da Kürt sorunudur. Nasıl olmasın bu sorun savaşla çözülmek isteniyor. Tankla, topla, uçak bombardumanlarıyla. Öldürerek, hapse atarak. Köyleri boşaltarak, zorla yerinden ederek, yakarak yıkarak. Biz zannettik ki, devlet politika değişikliğine gitti, AKP iktidarında, yanılmışız.
Daha önce de Demirel “Kürt realitesini tanıyoruz” dediğinde de iyimserlik havasına girmiştik.
Devlet politika değişikliğine gidiyor herhalde diye düşünmüştük. Yanılmıştık.
Şu anda Kürtlerin en büyük yasal partisi kapatılmak isteniyor. Parti yöneticileri ki en başta Eş Başkanlar Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ, yıllardır hapiste tutuluyor. 94 seçilmiş belediye başkanı yerine kayyım atanmış durumda. Belediye başkanlarına hapishane adres gösteriliyor.
Yeni olmayan savaşın yeni unsuru daha önce de ifade edilmiş olan 30 kilometrelik bir derinlikte ne yapılacağı?
Bu 30 kilometrelik derinlik Türkiye’nin başını çok ağrıtacak. Çünkü başka bir ülkenin toprağına giriliyor ve orada egemenlik alanı yaratılıyor. Açıklamalardan anlaşılan budur. Bu ise, telaffuz edilmese de bütün dünyada ve BM, AK gibi devletler arası topluluklarda ve Türkiye’nin imzasının bulunduğu belgelerde “işgal “olarak anlaşılır.
Türkiye bu yola girmemelidir.
Evrensel'i Takip Et